• milan kunderanın bir öykü kitabı.
  • kendine tek bir soru sor:insan gerçeği ne diye söylemeli?bizi böyle yapmaya zorlayan ne?sonra içtenliği ne diye bir erdem olarak görmemiz gerekiyor?farzet ki, bir balık olduğunu ve bizim hepimizin de bir balık olduğunu ileri süren bir deliyle karşılaştın.onunla tartışır mısın?ona yüzgeçlerinin olmadığını göstermek için önünde soyunur musun??(gülünesi aşklardan bi alıntıdır)
  • milan kundera'nın yazarken en cok zevk ve keyıf aldıgını soyledıgı kıtabı. kitabın yazılmasının 10 yıl surdugunu de not edelım.
  • sayın kundera beyefendisinin "ben tum kadın erkek ilişkilerini yaladım yuttum hacı inanmazsan kendin al oku" tadındaki kitabı... eğer kitap bir yerden sonra size durmadan "heee lan adam haklı" dedirtiyorsa ilişkilerinize bir refresh cekme zamanıdır.
  • milan kundera'nın 7 öyküden oluşan kitabı. ingilizce ismi laughable loves, en sevdiğim kitap isimlerinden biridir. ismine sadık kalarak ikili ilişkilerin traji-komik yanlarını, ilişkilerde oynanan oyunları ve söylenen yalanları sürükleyici bir dille anlatır. kitaptaki en leziz öykülerden biri olan 'the hitchhiking game' (otostop oyunu), şu adresten okunabilir:
    http://www.skidmore.edu/~fbonnevi/m.k.story.html
  • kundera'nın neredeyse tüm "uzun öykü"lerinin en kestirmeden bir araya toplanmışı. harika bir iş, nefis analiz. okuyanın kendi içinde bir itiraf.com'a dönmesini sağlayan kitap. haydi itiraf edelim; okuduğumuzu anlamadıysak hala "gülünesi aşıkla"rımız var... ve elbette "en gülünç aşk insanı" biziz...
  • sadık iki erkeğin çapkınlık hormonlarını tatmin edip, yeni kızlar ayarlayabilme yeteneklerini kaybetmemis olduklarını anlar anlamaz ortadan kaybolup karılarına donme hikayesidir ki olayı cozmus, gulerken dusundurmustur.
  • ilk hikayesi "hiç kimse gülmeyecek" ile trajikomik bir şekilde daha başından 1-0 öne geçen kitap. aşk içindeyken ne komik hallere düştüğümüzün fotoğrafları var tüm hikayelerde; sanki birisi yatak odamıza dalmış da yakalanmışız gibi aynı. zaten en büyük çelişki de bu; ne kadar komik olduğumuzu bile bile her seferinde farklı farklı biçimlerle aynı komedyayı tekrarlamamız; zaten aşkta bir ilahi komedya değil mi? aynen hayat gibi. "hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı değil" elbette "yazı hariç." yani kundera, zaten şaşırtıcı olan bir halet-i ruhiyeyi yazıyla iki kat daha şaşırtıcı yapıyor. gülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
  • mükemmel bir milan kundera kitabı. aslında ne kadar mizahi bir duygu olduğunu aşkın ve nasılda komplike bir yaradılışa sahip olduğunu insanın gözler önüne seren tekrar tekrar okunası eser.
  • yalnızca yedi öykü; evet hiç kimse gülmeyeceköykü(ler)de, nedense küçük şakalar yaparak; ya tanıtım yazısı ya güzel bir kadın, diye sunuverecek profesör, sevdiği kadını... klara'yı... klara elbette uzun boylu, çok güzel bir kadın değildi. ama bay zaturecky, tek bir karşılaşmayla, onu kendisiyle güzelleştirivermişti.sonsuz arzunun altın elmasında son dakikada basıp gaza gidecekler, birkaç kadın hikayesini geride bırakarak. birkaç kadın geride kalırken gidecekler... ama biri aynadan, kadınların makyajını görecek. kendi kaybetmişliğinin üstünü örtecek.otostop oyunu vardı, oysa daha önce hiç kimse o genç kız kadar saklanmamıştı; kendine ait olmamış davranışlara. minicik bir kızdı ve de utangaç, şimdi sahnedeydi. rolü; hafif meşrep bir hatunu oynamaktı, gönülçelendi. oyunun sonunda belki erkeğini baştan çıkartacaktı. biraz utanmaz davranırsa, ne çıkardı. kolokyum boyunca don juanların günümüzdeki ardıllarını seyrettik; hiç biri fethetmiyordu sadece koleksiyon yapıyorlardı. yaşlı ölüler yerlerini genç ölülere bıraksınlar var olmanın dayanılmaz hafifliğindeki, kendimizi bir diğer zihindeki görüntümüzü; bize ait tüm yaşanmışlıkları, izleri aradık. her yanımız kırışmıştı. belki de hayat boyu kazandığımız en estetik toplamımız; yüzümüzdeki kırışıklıklar ya da tüm yaşanmışlığımızdı. ayrıca dr. havel yirmi yıl sonra görünüşteki değerleri başkaları için doğrulayarak gerçek değerlere dönüştürdü. ya da edward ve tanrı bir aşk için işbirliği yaparken tanrı ne kadar dürüsttü.

    hepsi bir öyküydü. yedisi de aşk, yedisi de gülünesi. yedisi de biraz kaybetmişlikti. aşkta oyun oynamak milan kundera için, kaybetmekti. kaybedişin diğer adıydı; eğer ilişkide oyun varsa, kaybetmek kaçınılmazdı. hikayeler boyunca; aşk, en mantık dışı olandı. aşklarıyla oyunlar oynayanlarsa jokerlerini baştan kaybetmişlerdi. ve bedeli sadece bu kadar da değildi...
hesabın var mı? giriş yap