• asil ismi isabella baumfree olan, 1797 dogumlu, oncenin kolesi, sonranin buyuk oratoru, abolitionisti ve suffragette'i, "aint i a woman" konusmasi ile efsane olmus siyahi kadin.
    super hitabet gucu nedeniyle hitap ettigi kitlelerin kadin olduguna inanmamasi sonucunda onlara goguslerini gostermek zorunda kalmistir. hatiralari the narrative of sojourner truth: a northern slave isimli bir kitapta toplanmistir.
  • asil ismi isabella baumfree olan siyahi kadın hakları savunucusu. duymaya ve görmeye başladığı esrarlı sesler ve görüntüler nedeniyle ona “konuk gerçek” anlamına gelen “sojourner truth” adı verilmiştir. düşsel öğretilerin gerçeğini yaymak için 30 yılı aşkın bir süre bir çok eyaleti tek başına gezmiştir. gittiği eyaletlerde çeşitli konuşmalar yapmış ve dinsel şarkılar söyleyerek köleliğin kaldırılmasını öğütlemiştir. elizabeth cady stanton’ın da desteğiyle kadınların oy hakkını savunmuştur. kadınların zayıf cins olduğunu söyleyen bir erkeğe verdiği yanıt efsaneleşmiştir:
    "ben tarla sürdüm ve ektim, topladım ve hiçbir erkek beni geçemedi! ve ben kadın değil miyim? bir erkek kadar çalışıp bir erkek kadar yiyebiliyordum – yemek bulduğumda – ve kırbaca da dayanabiliyordum! ve ben kadın değil miyim? on üç çocuk doğurdum ve çoğunun köle olarak satıldığını gördüğüm ve bir annenin acısıyla bağırdığımda, isa dışında hiç kimse beni duymadı! ve ben kadın değil miyim?"
  • "ben kadın değil miyim?"

    kölelik karşıtı, kürtaj ve oy hakkı savunucusu sojourner truth 26 kasım 1883'te öldü.

    sojourner truth 1797 yılında, new york eyaleti’nde köle olarak doğdu. dokuz yaşındayken bir koyun sürüsüyle birlikte 100 dolara mezatta satıldı. komşu çiftlikten bir köle ve bir kızının da babası olan sevgilisinden ayrılmaya zorlandı, daha yaşlı bir köleyle zorla evlendirildi. 1826’da iki çocuğunu geride bırakıp en küçük kızını yanına alarak kaçtı. kaçtıktan kısa bir süre sonra beş yaşındaki oğlunun çiftlik sahibi tarafından yasadışı olarak alabama’daki bir adama satıldığını öğrendi. oğlunu geri almak için açtığı davayı kazandı, ki bu dava siyah bir kadının beyaz bir adama karşı açtığı ve kazandığı ilk davalardandır.1827’de new york eyaleti köleleri azat ettiğinde kölelik adı olan isabell’den vazgeçti. kendi halkının çektiklerine tanıklık etmek için tanrı tarafından görevlendirildiği inancıyla sojourner truth (hakikat misafiri) adını aldı. dinleyici toplayabildiği her alanda kadın haklarıyla ilgili konuştu, kölelik karşıtı ve kürtaj taraftarı çevrelerde tanındı. massachusetts, worcester’da 1850 yılında düzenlenen ilk ulusal kadın hakları toplantısı’nda bulunan tek siyah kadındı. 1864’te beyaz saray’da başkan lincoln tarafından ağırlandı. 1870’te amerika kadın hakları derneği’ne katıldı ve 26 kasım 1883’te ölene dek kadınların oy hakkı için mücadele etti.

    1851’de ohio, akron’daki kadın toplantısı’nda yaptığı “ben kadın diil miyim?” başlıklı ünlü konuşmasında şunları söyledi: “şuradaki adam, kadınların arabaya binerken yardıma, çukurlardan geçerken kucakta taşınmaya ve her zaman en iyi yerin kendilerine ayrılmasına ihtiyaç duyduklarını söylüyor. arabaya bineceğim zaman ya da çamurlu suların üstünden atlarken bana hiç kimse yardım etmez, en iyi yeri de bana vermez! ben kadın diil miyim? bana bakın! koluma bakın! tarlayı sürdüm, ektim, sığırları ahırlara götürdüm ve hiçbir erkek bana yardım edemedi! ben kadın diil miyim? bir erkek kadar çalışabiliyor, bir erkek kadar yiyebiliyordum -tabii fırsat bulabilirsem- ve kamçılara bir erkek kadar dayanabiliyordum! ben kadın diil miyim? on üç çocuk doğurdum ve çoğunun köle olarak satıldığını gördüm; annemin yasını tutarken ağladığımda beni isa dışında kimse duymadı! ben kadın diil miyim? (…) beni dinlemenizi istiyorum; yaşlı sojourner’ın söyleyecek başka şeyi yok. bill haley & his comets ~ rock around the clock 1955
    kaynak: çatlak zemin
  • 19.y.y.ın en önemli aktivistlerinden biridir. köle bir ailede doğmuş, köleliğin tüm vahşetini yaşamıştır. ailesinden henüz 9 yaşında iken ayrılmış. new yorklu bir aileye satılmış. bu süreçte sadece almanca bildiği için emirleri anlamakta zorlanmış ve defalarca dayak yemiş. iki kere el değiştiren isabella ki, asıl adı bu, 100 koyun karşılığı yeniden satılmış. kendisi, sevdiği adamdan zorla ayrılarak thomas isimli bir koleyle zorla evlendirilmiş. beş çocuğu da elbette elinden alınarak satılmış. 1827 yılında kölelik karşıtı yasa ilan olununca sahibinin evinden elini kolunu sallayarak ayrılmış. daha sonra çocuklarının peşinden giden isabella, din degistirerek " sojouner truth" lakabını almış. çocuklarından birini bulmuş. peter isimli oğlunun yasa sonrası satıldığını kanitlayarak açtığı davayı kazanmış.

    bu bir siyahi kadının velayet davasını kazanmasına dair ilk örnek olmuş. dahası da beraberinde gelmiş. çocuklarını almak isteyen siyahi aileler başka davalar da açmışlar.

    esas ününü elbette " ben kadın değil miyim ? " isimli konuşması sayesinde kazanmış. bu konuşmanın pek çok varyantı var. 12 yıl sonra yazıya geçirilmesinden dolayı da söylenenlerin ne kadarı kurgu bilinmiyor. ancak konuşmada en ilginç bölüm isa'nın erkek olmasını dayanak göstererek kadınların daha aşağıda olduğunu iddia eden birine söylediği sözlerdir.

    özetle , soruyor : "senin mesihin nereden geldi, mesihini doğuran kim, senin mesihin tanrı ve kadının eseri,erkeğin değil.

    konuşmanın birçok örneği var. muhtemelen eklemeler vardır. o dönemin narin,kırılgan beyaz kadınlarına gösterilen hürmet yerine sadece kırbaç ve dayak goren bu yaşlı hanıma ne kadar hürmet etsek az.
  • it is the mind that makes the body.

    - sojourner truth
hesabın var mı? giriş yap