• simit sarayı, simitlan, simit hödösü ve hatta lord of the simit tadında acaip mekanların yanına bile yaklaşamadığı türden dehşetengiz simittir. bir izmitli olarak her zaman bu abidik gubidik mekanların önünden geçerken içeri dil çıkarma hissiyatıyla dolar ama hemen köşeyi dönüp tezgahlara yönelip enfes izmit sokak simitine hücum ederim....
  • her ne kadar hijyenik ortamlarda yapılmadığını bilsem de(kaynaya kaynaya katrana dönmüş belki ondan daha zararlı olacak olan şekerli karışım,böceklerin cirit atnakla kalmayıp, yapan arkadaşlarla muhabbeti ilerlettiği bodrum katlarından çıkıyor genellikle) yemekten vazgeçemeyeceğim yegane tatlardan birisidir. belki de bu vazgeçilmezliğin tatla değil de yerken bana hissettirdiği duygularla alakası vardır. sokak simitini yerken farkında olmadan izleye izleye artık kanıksadığım, yeşilçam filmlerinde trenden iner inmez haydarpaşa da oturup simit yiyen garip köylüyle yahut bugüne kadar tanıştığım açlıkla, yoklukla mücadele eden roman kahramanlarıyla özdeşleşip, cebimde tek kuruş olmadığı zamanlarda yokluğun o soğuk nefesini ensemde hissettiğimde aldığım keyif, beni ona çeken.(her ne kadar artık o kadar ucuz olmasa da giderek artıyor fiyatı, yakında simiti de alamayacak duruma geleceğiz) her vakit güzel olmaz bu yiyecek. imkan varsa sabah erken saatlerde daha güneş yüzü görüp kurumadan çıtır çıtırken alınmalı. ilerleyen zamanlarda(eğer satıcı hepsini satıp ikinci posta yapmamışsa)sertleşir, dişlerinizin kökleri sızlaya sızlaya yarım satte yersiniz ya da hepten vazgeçersiniz yemekten.
  • pastane simidine bin kez tercih edeceğim simittir. kaşar ve çayla daha bir über olan yiyecek. çıtır çıtır...*
  • tüm karadeniz'de şehirlerin ve ilçelerin ismiyle anılır, halbuki bahsolunan lezzet aynıdır.

    (bkz: samsun simidi) (bkz: devrek simidi)
  • açıkara farkla pastaneyi sollayacak olan simittir. antalyada kışlahan çarşısının önündeki simitçinin mısır unu karıştırılmış simitleri vardır ki çarşının o kısmında belirgin bir kalabalık oluşturur. çay yada ayranını kapan ortadaki eski süs havuzunun çevresine oturur simit yer, çocukluğumda da en büyük keyiflerimdendi hala da öyle.
  • memleketim bursada sokak satıcılarından aldığım simidin tadını hiç bir yerde almadım, alacağımı da sanmam.

    ilkokul kantininde kantin görevlisiyken yediğim simit de bi başkaydı uludağ gazozla ki konumuz bu değil.

    not: istanbul un büyük eksiği. kötüler çünkü
  • istanbul'da en lezzetlisinin 1) çemberlitaş tramvay durağının çıkışındaki kumkapı taş fırın odun simitçisinde 2) akşamları 8-9 gibi çorlulu ali paşa medresinin önünde simitlerini önce birkaç saniye teneke bir kutuda yaktığı ateşte ısıtıp öyle veren amcada olduğuna kanaat getirdiğim hayatın en basit ama en güzel zevklerinden biri.
  • ufaktan istanbul'daki mevcudiyetlerinin sona erdirildiği yiyeceklerdir. rantı engellemek içinmiş, rantı homojenleştirmek için olmasın?
  • akşama doğru, sokak simitçilerinin yüreğine ellerinde kalan simitleri satamayacağı şüphesi düştüğü andan itibaren 5 tanesi 1 lira olan harikulade lezzet.
hesabın var mı? giriş yap