• adnan ardağının öykü kitabı
  • ogünkü son derse verilen ad. aynı zamanda çok boş geçer bunlar ama yinede ayrı kendine has bir tadi vardir.
  • bunlar genelde geçmek bilmeyen derslerdir.baş ağrısı,uykusuzluktan gözlerin kapanması,sırada oturmaktan kıç ve bel ağrısı had safhadadır.dersin ne olduğu fazla önemli değildir.dakikalar sayılır,defterin bir köşesine çizilir.son dakikalar yaklaştıkça insanlar toparlanmaya başlar.bazı sinirli eğitimci şahıslar "oturun yerinize daha zil çalmadı" gibi cümleler kurarlar.
    eğer bir tatil öncesi veya okul mezuniyeti öncesi son ders ise bütün öğrencilerde hoş bir telaş sabırsızlık,mutluluk görülür.öğretmenler genelde bilgilendirici konuşmalar yapar;"kondom kullanın,koridorlarda koşmayın,büyüyüp de işadamı olursanız beni ziyarete gelin" gibi.sanırım okuldaki en güzel zamanlardır.
  • (bkz: paydos)
  • keske is hayatinda da olsa, gunun ne zaman bitecegini bilsek, zil calsa evimize gitsek dedirten olay, guzeldir, son dakkikalari kaynatilir hep.
  • mezun olunmadan önce girilen son ders, diğerlerinden farklı geçeceği için değil ama belki bir daha o sınıfa, o bölüme, o üniversiteye gidilmeyeceği için, öğrencilikten sıyrılıp çalışan sıfatına bürünüleceği için 17 yıllık eğitimin sevinçli, bir o kadar da hüzünlü geçecek tek dersi
  • yedi yıllık üniversite hayatının son dersi ise 45 dakikaya yedi koca sene sığdırmanın mümkün olduğu , aşkları , acıları , sevinçleri , doğruları , yanlışları en önemlisi insanın kendini sorguladığı bir ders olur..son sınav'ı beklemeye konulur ..oysa ki (bkz: hayat bir sınavdır)
  • (bkz: iyi akşamlar)
    (bkz: saol)
hesabın var mı? giriş yap