• pegasus yayınlarından çıkan ilk türkçe witcher kitabıdır. uzun zamandır beklenen bir şeydi. sanırım almancadan çevrilmiş. olsun.

    facebook sayfasında bazı ergenler böyle bir serinin çevirisinin yapıldığına sevineceğine kapak tasarımına yardırmış fakat kapak orijinal kapağın aynısı.
  • bu sabah elime aldım ve şu sıralar bitirmiş bulunmaktayım. regaip minareci'nin harikulade çevirisiyle gayet akıcı bir kitap. oyunlarda oynadığımın haricinde evrenle alakalı hiçbir bilgim yoktu ve kitap beni oldukça etkiledi. özellikle yen'in ne kadar şıllık olduğunu (gerçi oyunlarda diyalogların satır aralarında ve sinematiklerde de işlenmişti) detaylı okumak iyi oldu.

    yalnız kitap satsın diye the witcher adı altında sunulması hayal kırıklığı yarattı bende. çizgi romanlarında cadıeril gibi bir türkçe karşılık bulunmuştu (hiç bulmasalardı daha iyiydi) bu kelimeye, oyunlarda ise efsunger (embesillerin witcher özel admış gibi nisıl ifsingir ilirik çivrilir yii diye ağlamalarına anlam veremiyorum, 16- yaş grubu hariç.). witcher özel ad olmadığından dolayı çevrilmesi muhakkak gerekiyordu ve regaip minareci gibi deneyimli bir çevirmen çok da iyi bir karşılık bulabilirdi buna, hiç olmadı efsunger kullanılabilirdi ki oldukça güzel bir karşılık bana kalırsa. hiç ama hiç olmadı bari lehçe orijinali olan wiedzmin kullanılsaydı, ingilizce adın kullanılmasının -satış haricinde- hiçbir mantıki yönü yok. ayrıca roman evreninin kendine has bir runik yazı sistemi mevcut. bu durumda türkçeye anlam çevirisi yapılamayan adların türkçe dil kurallarına mümkün olduğunca uygun bir transkripsiyon ile aktarılması gerekliydi. yani örneğin bruxa olarak değil de bruksa şeklinde yazılması lazımdı ancak bunlar da es geçilmiş. ancak niyeyse çizgi roman ve oyun türkçe çevirilerinde dahi "rivia" olan şehir adı burada çok doğru bir seçimle "rivya", geralt da rivyalı geralt olmuş. doğru çünkü runik yazıdan transkripsiyon esasına en uygun yazım şekli bu. böyle doğru bir iş yapıp niye bruxa'yı, wyvern'i öylece bırakmışlar da türkçeye uygun yazmamışlar anlamak çok güç... ayrıca roach yerine de kızılgöz'ün tercih edilmesi lazımdı ki lehçe orijinal romanda bu sadık atın adı plotka olarak geçer ve kendisi bir balık türünün adıdır. diğer dillerde de kendi dillerine çevirmişlerdir çevirmenler bu gibi anlam ifade eden özel adları. kitabın çevirisi her ne kadar çevirinin çevirisi olmasına rağmen akıcı olsa da örnek verdiğim bu ad çevirilerinde oldukça başarısız buldum. ancak her adı da öylece bırakmamışlar tabii ki. örneğin orijinal adı dolina kwiatów olan çiçekler vadisi'ni türkçeye çevirmişler. bu adların bazılarını neye göre türkçeye çevirmişler bazılarının neye göre ingilizcesini kullanmışlar anlamak zor. hadi witcher'ı satış yapmak için öylece kullandınız da bruxa ne, roach ne? umarım oyunlardaki göz aşinalıklarından ötürü "kızılgöz ne abi yeaa koskoca roach ne hale gelmiş yaa" gibi saçma sapan konuşan yarım akıllara kulak asmamışlardır.

    gerçi bu berbat kapağın (hachette books'un çıkardığı 2014 basımının kapağıymış aslen, çok matah bir şeymiş gibi kullanmışlar bizimkiler de) kullanılması da ayrı bir dava. kapağın kitap içeriğiyle en en en ufak bir alakası yok. illüstratörlerine bir, tasarımcısına iki... umarım sonraki kitabın kapağında "facebook sayfasında bazı ergenler böyle bir serinin çevirisinin yapıldığına sevineceğine kapak tasarımına yardırmış fakat kapak orijinal kapağın aynısı." diyen ve orijinal kapağın gerçekten de bu olduğunu sanan çocukları dikkate almayıp orijinal ve geralt abimizin karizmasına uygun bir şey ortaya koyarlar.

    yav şaka maka adamlar oyundan* aldıkları ekran görüntüsünü kapak diye iteledi ya la... bir de copyright mopirayt yazmışlar kapak tasarımı için asdugasda

    edit: ad mevzusu için güzel bir entry yazılmış. sabredip buraya kadar gelmişken bunu da okumadan geçmemenizi öneririm.

    (bkz: #82895047)
  • yeni bitirdiğim tadı damağımda kalmış kitaptır daha uzun olsaydı yine aynı zevkle okuyacağım kesindi yani ve ilginçtir çizgi romanından bu kadar zevk almamıştım...

    bence pegasus yayınları kitabın adını the witcher olarak bırakarak güzel bir karar vermiştir bu yüzden kendilerine teşekkür ederim ayrıca kapakta zaten direk olarak orijinal kapağı yanılmıyorsam hadi diyelim olmasın nesi bu kadar eleştiriliyor anlamıyorum...

    devamı kesinlikle gelsin...
  • dün bitirdiğim gayet başarılı kitaptır. umarım diğer kitaplar da türkçeye çevrilir.

    tdk fedaisi arkadaşları sallamayıp efsunger, cadıerkil gibi saçmalık çevirilere yer vermedikleri çok iyi olmuş. kimin kararıysa tebrik etmek gerek.
  • orjinal dili lehçe'den değil de almanca'dan türkçe'ye çevrilmiştir, diğer kitaplar da bu şekilde olacaklar. metro2033 çeviri faciasından sonra oldukça iyi bir çeviridir(metro başka bir yayınevinin faciası tabii)
  • bir ay önce alıp bitirmeye yeni fırsat bulduğum, çok başarılı edebi eser. ayrıca kitaptan rpg oyunlarındaki kaliteli yazılmış yan görevleri(bkz: side quest) yapıyormuş tadını almakla birlikte, cd projekt firmasına sevgim ve saygım çok daha arttı. the witcher serisini o kadar güzel uyarlamışlar ki, kitaptaki tüm karakter derinliklerini olduğu gibi oyunda da almıştım. umarım 2. kitabı da yakında çevrilir.
  • (bkz: #68190830)
  • --- spoiler ---

    gayet akıcı ve güzel bir kitap. oyuna çok iyi yansıtmışlar kitabı onu anladım. bir de witcher aleminin kendine has bir espri anlayışı vardı. ben bunun oyun yapımcılarıyla alakası olduğunu düşünüyordum ama tam tersi sapkowski'nin hüneriymiş. mesela renfri'nin hikayesindeki pamuk prenses ve 7 cüceler göndermesi bunlardan sadece biri.

    --- spoiler ---
  • ingilizcelerini okumuştum, niye çevirmiyorlar bu kitapları diye düşünüyordum ki çevirdiklerini öğrendim. son dilek (the last wish) çocuk hikayelerine paralel diye biraz sıkıcı gelebilir belki ancak diğer kitapların kurgusu oldukça orjinaldir. herkese tavsiye ederim.
  • oyunlardaki yan görevlerinin kitaplaşmış hali gibi diyebiliriz, çok büyük beklentiyle okunmaması gereken kitap.
hesabın var mı? giriş yap