• sonucta.

    (bkz: kerte)
    (bkz: son kerte)
  • marksist terminolojide sıklıkla kullanılan ve althusser'in orijinal yazımıyla en dernière instance ya da ingilizce ifadeyle in the last instance dediği bu kavram, türkçe'ye son tahlilde diye çevrilse de "son kertede" çevirisi, hegel'in kerte, uğrak* kavramına atıfta bulunması hasebiyle çok daha uygun.

    doktorun 1953'te yazdığı bir kitapta "son duruşmada" şeklinde gördüm.

    "gerçek tarihte, şaşkınlıklar ve yanlışlıklar aramak bilim dışı bir kuruntudur. tarihte en kör tesadüf saydığımız olaylar bile, son duruşmada, önüne geçilmez: “tunç kanunlar” icabıdır."
    hikmet kıvılcımlı, fetih ve medeniyet, 1953, s.8.
  • (bkz: #14605909)
  • erketeye yatmış ve olmadık bir zamanda çıkıp bööö yapacak, şaşkın bir mahalle delikanlısı. durduramıyorum. bu kelimeyi ne zaman duysam aklıma gelen imaj bu. zaten kerte ne lan...
  • (bkz: son toplamda)
  • türkiye'de sosyal bilimlerle uğraşan akademiklerinin pek sevdiği kullanım. bir şey anlatırken 8-10 dakikada bir mutlaka bunu kullanmalıdırlar yoksa akademik ünvanları düşer.
  • determination of the base in the last instance!
    ekonomi politik yaklaşımın özetidir.
    daha doğrusu her türlü ideolojik tartışmanın temeli buna inanıp inanmadığınızdan geçer.
    bu nedenle şu kavramı anlamamış, son kertede ekonomik belirlenim üzerine kafa patlatmamış biriyle hiçbir ideolojik tartışmaya girmemenizi salık veririm!
    hiç inanmadığım bir belirlenim ifadesi olmasına rağmen söylüyorum bunu. çünkü ideolojik tartışmaların özü budur. şunu doğru anlamlandıramayan biri sizinle neyi nasll tartışacak?
    "son kertede" ekonomik belirlenimi vurgular.
    kültürel çalışmalar geleneğine gıcık olan bir ekonomik belirlenimci hocamız "kertenkele değil! son kertede! ekonomik belirlenimi görmezden gelip ideolojiyi metinde aramak ahmaklık!" diye buyurudu derste.
    aslen marksist yaklaşımda ideolojiyi metinde ya da mülkiyette aramanın böyle kopuş yaratması bence üzücü.
    ekonomik belirlenimcilere dönecek olursak kendilerine verilecek yanıt basittir:
    he canım benim... mülkiyeti sermaye sınıfından alıp işçi sınıfına verince tüm dertler düzelecek değil mi?
    ideoloji dediğimiz şey sınıf çelişkilerinden seneler önce ailede başlamıştır.
    cinsiyet ve ırkçılık körü yaklaşımını da al git!
  • "descartes, bu temel doğruluğun gerektirdiği kertede düşünme düzeyine ulaşan ilk kişi olsa gerek."

    alıntıladığ bu cümlede karşıma çıkan kertede kelimesinin ne olduğunu merak edip araştırırken yine kendimi burada bulmuş oldum,
    kelime; radde, aşama, derece gibi anlamlarına gelmektedir
    alıntı da "derecesine gelmek" anlamında kullanılmış olabilir.
  • "ne ilk anda ne de son anda, “son kerte”nin tek başına saati asla çalmaz."

    althusser, marx için, 139.
    ----------
    işte zincirin iki ucu: ekonomi tarihin akışını belirler, ama son kertede, uzun vadede der engels bilinçli olarak. ama tarih, üstyapının, yerel geleneklerin ve uluslararası koşulların çeşitli biçimlerinin dünyası arasında “kendi yolunu açar.” engels’in, son kertede belirleme, ekonomik olan ile üstyapıların, ulusal geleneklerin ve uluslararası olayların dayattığı kendine özgü belirlemeler arasında ilişki sorununa getirdiği teorik çözümün incelenmesini bir yana bırakıyorum. burada, ekonominin son kertede belirleyiciliği üzerinde (ulusal ve uluslararası özel koşullardan ve üstyapılardan kaynaklanan) etkin olan belirlenimlerin birikimi diye adlandırılması gereken şeyi unutmam ak yeterlidir. benim önerdiğim üstbelirlenmiş çelişki deyimi, bence, burada aydınlığa kavuşmaktadır; burada, çünkü artık üstbelirlenim kendi başına bir olgu değildir; çünkü onu, esas olarak, -yöntemimiz hâlâ belirtici olsada- kendi temeline gönderdik. ulusal ve uluslararası konjonktür ve üstyapı biçimlerinin büyük ölçüde özgül ve özerk, dolayısıyla katışıksız bir görüngü’ye indirgenemeyen gerçek varlığı kabul edildiği andan itibaren bu üstbelirlenim kaçınılmaz ve düşünülebilir olur. o halde, sonuna kadar gitmek ve bu üstbelirlenimin, tarihin görünüşte tuhaf, kuraldışı ve sapkın durumlarına (örneğin almanya) bağlı olmadığını, evrensel olduğunu, ekonomik diyalektiğin asla katışıksız halde rol oynamadığını, tarihte üstyapı vs. denen bu mercilerin işlerini bitirdikten sonra saygıyla bir kenara çekildiklerinin ya da zaman’ı geldiğinde majesteleri ekonomi’nin diyalektiğin kraliyet yolu üzerinde ilerlemesine izin vermek için, sanki onun katışıksız görüngüsüymüş gibi yok olduklarının asla görülmediğini söylemek gerekir. ne ilk anda ne de son anda, “son kerte”nin tek başına saati asla çalmaz.
    ----------
hesabın var mı? giriş yap