• taylor’ın acımasızca terk ettiği erkek arkadaşının ardından duyar kastığı şarkı.

    edit: şarkı henüz yayınlanmadı, tracklist açıklandı. şarkı isimlerinden içerik tahmin etmece oynuyorum. geyik olsun diye yazdım ama büyük ihtimalle acıklı bir içeriği olacak. sonra arkamdan kalpsiz demeyin.
  • taylor swift'in 23 ağustos'ta yayınlanacak 7. stüdyo albümü lover'ın, dixie chicks ile iş birliği olan 12. şarkısı. koyu hayranlarına albümü önceden dinlettiği secret session'a katılmış bir hayranının söylediğine göre bu şarkı, ronan ve never grow up'ın çocuğu gibiymiş.

    edit: secret session'a katılan bazı hayranlar, taylor'ın bir şarkıda çok duygulanıp odadan çıktığını söylemişlerdi. işte o şarkı, bu şarkı olabilir. bazı hayranlar, şarkının taylor'ın annesi andrea swift ve onun kanserle mücadelesi hakkında olabileceğini düşünüyor, çünkü aynı zamanda dixie chicks, annesinin favori country grubu.
  • bugün albümle birlikte yayınlanan taylor swift şarkısı.

    bir dixie chicks düeti olan şarkı, annesi andrea swift‘in kanserle mücadelesini taylor’ın bakış açısından anlatıyor. annesi 2014’te kansere yakalanmış, tedaviye olumlu cevap vermesine rağmen hastalık tekrar nüksetmişti. bu şarkıyı albüme koymak tüm ailenin kararıymış.

    soon you’ll get better taylor’ın annesi için yazdığı ilk şarkı değil, ikinci stüdyo albümü fearless‘ta ona sevgisini anlattığı the best day isimli bir şarkı vardı. kanserle ilgili yazdığı ilk şarkı da değil, 2012’de kanserle mücadelesini kaybeden bir çocuğa yazdığı ve tüm gelirlerinin hâlâ kanserle mücadele eden çocuklara gittiği ronan‘ı yazmıştı.

    the best day’de okuldaki arkadaşları tarafından nasıl dışlandığını anlatırken annesinin onu yalnız bırakmadığını söylüyordu. annesi onun her şeyi konuşabildiği en yakın arkadaşıydı. soon you’ll get better’da ise şunları diyor:

    “and i hate to make this all about me
    but who am i supossed to talk to?
    what am i supposed to do
    if there’s no you?”

    country gruplarına verdiği better man ve babe‘i hariç tutarsak bu şarkıyla birlikte taylor beş yıl aradan sonra gerçekten country’ye geri dönüyor. gitar, yaylılar ve banjo altyapısı uzun zaman sonra ilk defa bir şarkının parçası.

    şarkı hem yeni albümü lover‘ın hem taylor’ın kariyerinin en iyi şarkılarından biri olabilir. düetle ilgili ise söylenecek şey hep aynı (bkz: düet dediler geldik arka vokal çıktı) taylor’ın düetlerinin çoğunluğu böyle. bir iki şarkı hariç ya taylor arka vokal ya da davet ettiği şarkıcı. bu sefer de breathe‘te olduğu gibi davet ettiği şarkıcı arka vokal. keşke böyle kişisel bir şarkı solo olsaymış da dixie chicks’le başka bir şarkıda düet yapsaymış. insan emekliye ayrılmış dixie chicks’i albümüne dahil etmeye ikna eder de sadece arka vokal olarak mı kullanır taylor?

    şarkıyı dinlemek için
  • taylor swift’in kanser olan annesine yazdığı beni ağlatan şarkı.
  • taylor bu şarkıyı kanser hastası olan annesi için yazıyor, ancak yazarken hayal gücünü kullanmayı da ihmal etmemiş. bu da kadar dinleyen pek çok kişinin empati yapabileceği kaliteli bir seviyeye çıkarmış. şimdi şarkının sözlerine ve içerdikleri anlamlara bakalım:

    the buttons of my coat were tangled in my hair

    -bu başlangıç cümlesi bize şarkının bir çocuğun ağzından yazıldığıyla ilgili uyarıyor. “hırkamın düğmeleri saçıma dolandı” küçük bir kızın ağzından annesine söylerken duyabileceğimiz masumiyette bir cümle.

    ın doctor's-office-lighting, ı didn't tell you ı was scared
    that was the first time we were there

    -burada hastanedeler fakat küçük kız neler olduğunu tam anlayamamış. annesinin başına kötü bir şeyler geldiğini biliyor ve korkuyor fakat küçük olduğu için olayların arka planında kalmış ve soru sorarak bir şeyleri gerçek kılmaktan çekiniyor.

    holy orange bottles, each night ı pray to you
    desperate people find faith, so now ı pray to jesus too

    -bu kısım şarkıda en yüreğime dokunan kısım diyebilirim. küçükken çoğumuz çevresel faktörlerden dolayı inançlıyızdır ama neye inandığımızı tam bilemeyiz. bazılarımız “tanrı nerede?” diye sorulduğunda herkes yukarıyı gösterdiği için avizeyi tanrı zanneder, bazılarımız gördüğümüz bir deseni tanrı’nın figürü zannederiz. burada da kız çocuğu neye dua edeceğini bilemiyor ve masadaki portakal suyu şişelerine dua ediyor. sonra çevresindekilerin de anlatmasıyla isa’ya dua etmeye başlıyor, o kadar çaresiz ki küçücük yaşında bunu öğreniyor.

    and ı say to you

    ooh-ah, soon you'll get better
    ooh-ah, soon you'll get better
    ooh-ah, you'll get better soon
    'cause you have to

    -burada da ettiği duayı duyuyoruz. tekrardan masumiyeti ve çaresizliği hissedebiliyoruz. “iyileş, iyileş” diye dua ediyor ve “çünkü iyileşmek zorundasın” diye devam ediyor. annesinin iyileşmesini çok istiyor fakat bu isteğiyle neden gerçekleşmesi gerektiğiyle ilgili bir mantık sunamıyor, sadece kalbinin derinliklerinde öyle diliyor.

    ı know delusion when ı see it in the mirror
    you like the nicer nurses, you make the best of a bad deal
    ı just pretend it isn't real

    -annesinin hastalığını anlamayacağı düşünülen küçük çocuğa söylenen yalanlar…kız bunların yalan olduğunu anlıyor ama kabullenmek istemiyor. sadece geçmesini dilemeye devam ediyor.

    ı'll paint the kitchen neon, ı'll brighten up the sky
    ı know ı'll never get it, there's not a day that ı won't try

    -yine “eğer istediğim şu şey olursa şunu yapacağım” diye dua eden bir çocuğun yakarışına şahit oluyoruz. herkes sürekli “sen anlamazsın” dediği için kendi kendine savunma mekanizmaları oluşturmuş ve kendince duruma anlam kazandırmaya çalışıyor.

    and ı'll say to you

    ooh-ah, soon you'll get better
    ooh-ah, soon you'll get better
    ooh-ah, you'll get better soon
    'cause you have to

    and ı hate to make this all about me
    but who am ı supposed to talk to?
    what am ı supposed to do
    ıf there's no you?

    -burada taylor tekrar kendi durumuna geçiyor ve “bu şarkıyı kendi hislerimle karıştırmak istemezdim ama artık dayanamıyorum, ne yapacağım ben eğer sen gidersen?” diye yakarıyor

    this won't go back to normal, if it ever was
    ıt's been years of hoping, and ı keep saying it because
    'cause ı have to

    -tekrardan küçük kız çocuğuna dönüyoruz fakat bu defa kız büyümüş ve yıllardır kendiyle kurduğu oyunlarla bir şekilde annesinin hastalığına alışmış. yine de küçükken ettiği duayı etmeye devam ediyor çünkü en umutlu zamanlarında söyledikleri ona hala bir umut olablieceğini hissettiriyor.
  • gözyaşları eşliğinde dinlerken, annemin gözlerimin önüne geldiği taylor swift şarkısı. lover albümüne ait. kimse annesini çaresiz ve hasta durumda görmek istemez ya... ama annesine karşı da güçlü durmak zorundadır. çünkü hayatta belki de ilk defa anneleri kızlarından daha güçsüzdür. (maddi olarak, manevi olarak asla) işte o yüzden gözyaşları eşliğinde dinlenir. sadece sevgililerine şarkı yapıyor yaa diyenlerin suratına çarpacak türden bir şarkı. en iyi arkadaşı anneleri olan herkesin şarkısı bu.

    canım annecim, soon you'll get better. cause you have to.
  • inandığından değil de çaresizlikten dua etmenin nasıl bir duygu olduğunu anlatan çok çok güzel bir taylor swift şarkısı. lover albümündendir.
hesabın var mı? giriş yap