• sosyal bilimler ile uğraşmayı meslek edinmiş kişi
    (ukte)
  • sürekli kafa yormaktan okumaktan yorulmuş kişi.
    sırt çantasında kitap taşımaktan kamburlaşmış kişi.
  • iktisatin 20. yuzyilin ikinci yarisinda bir pozitif sosyal bilim olarak gelismesinde en onemli katkilari yapmis kisiler arasinda muhendis veya matematikci kokenli bilimciler vardir. bunlarin basinda da paul samuelson ve von neumann sayilabilir (robert merton ve fisher black'e de bakiniz).

    eski yunan'a dogru uzanacak olunursa, butun gercekligin nesnel, matematiksel bir ozu oldugunu iddia eden platonistlerle, goreliligi (relativizm) savunan sofistlerin (protogoras) dusuncelerinin sentezini yapmak aristoteles'e kalmistir. zamaninda her bir seyin (etik, politika, retorik, fizik, mantik vs.) kitabini yazmis olan aristoteles'e sadece dogal bilimci veya sosyal bilimci denemez. modern veya gelecek zamanlarda, aristoteles gibi hemen hemen her konuda yazmis, dusunmus, aciklamalar getirmis bir bilimcinin cikmasi epey zor gorunuyor.

    (bkz: panmateizm)
  • fen bilimcilerin önemli bir kısmı bu tanımı kabul etmezler.
    (bkz: fanatik)
  • akademide olmadıkça kendini diasporada hisseden ve bir gün mutlaka yurda dönüş mitiyle yaşayan kişi..
  • sari mercedes ile donme hayali de olmasa hali duman...
  • bana hem miyop hem hipermetrop olan, gözlük takmadan hiçbir nesneyi net göremeyecek insanları hatırlatır.

    sosyal bilimcinin “gözlükleri” teorilerdir; teoriler olmadan net bir şey görmesi mümkün değildir. (keynes in dediği gibi “teorisiz çalışıtığını iddia edenler aslında daha eski bir teori kullanıyordur”) ama, her durumda aynı “gözlüğü” takmak, bazen durumu netleştirirken, bazen bulanıklığı artırabilir. mesela:

    eğer sosyal bilimci, türkiye ekonomisinin bir dönemini inceliyorsa, dönemi emek-sermaye ilişkileri açısından irdelemesi, büyümenin nasıl dağıldığına bakması çok güzel bir “görüntü” ortaya çıkarıyor olabilir.

    ama, sosyal bilimci aynı “gözlüğü” yüzbinlerce insanın katıldığı miting alanlarını incelerken de takıyorsa ve mitingleri “bu emek-sermaye ilişkilerini etkilemiyor. kapitalist akp nin karşısında kapitalist falanca olamaz” deyip elinin tersiyle itiyorsa, ortada ciddi bir sorun var demektir.

    sosyal bilimci, burada “yakın gözlük” takması gerekirken, “uzak gözlük” takmıştır.

    bulanık görüyordur, bulanık gösteriyordur.
  • kücük kainati kizilay cadiri gibi basina yikilmis birey.
    anahtar kelimesi cözüm degil, sorunsal'dir..
    mutluluk degil, derttir günün sonunda* evvel elde kalan..
    entelektuel haz, dert vasitasiyla hissettirir kendini bu bünyelerde.
  • sosyal bilimciler olmasa halklar, devletler, milletler, dinler olmaz. o nedenle o egoyu hak ediyoruz efem!
hesabın var mı? giriş yap