• bireyin doğumdan başlayarak toplum üyeliğini kazanmasında geçirdiği aşamaların tümü
  • bireyin sade biyolojik bir varlık olmaktan çıkıp belli grup/toplumla bütünleşmesi
  • (bkz: sosyalleşmek)
  • yer: avrupa'da bir kent.
    katılımcılar: bir avrupalı, bir türk

    avrupalı bir türke gel seninle bir pazar gününü beraber geçirelim der. haydi bakalım diyen türk, gel seninle falan yerde buluşalım der. türk kafasından planı yapmış, kendini avrupalıya bırakacak, su nereye akarsa o da akacaktı. avrupalı dedi ki ben yürüyelim biraz. 1,5 saat kadar yürüdü bu iki kişi. şehri tavaf etti, bir o kaldırımdan, bir diğer kaldırımdan geçtiler. yorulan avrupalı gel berber seninle bre berber bir kafede oturup kahvelenelim der. kahvelerini içerler. haldır haldır yürüme tekrar başlar.

    avrupalı bir çeşme başına varınca durup, haydi biraz burada kalalım der. türk sorgulamıyordur. dururlar. dikilirler. avrupalı ne güzel sosyalleşiyoruz değil mi diye soruverir. nasıl yani der türk. avrupalı cevap verir: bak bu çeşme başında 30-40 kişi bekliyor, duruyor, bel ağrısı hissetmemek için bir o bacak, bir bu bacak üzerine dayanıyor ama sosyalleşiyoruz.

    hiç konuşmadan, göz göze gelmeden, dokunmadan, tartışmadan, fikir alışverişi yapmadan, tanımadan... öyle ayakta durarak sosyalleştik biz. akşam eve dönerken wauw çok sosyaledim ben diye geçirdi türk aklından.
  • her türlü sosyal mevcudiyet, bir şeyleri kanıtlama arzusundan doğar.

    "şey" kelimesinin anlatıma kattığı müphemlik başka hiçbir tanımda bu kadar kapsayıcı değildir.
  • karmaşık bir evrim sürecinden sonra ortaya çıkan bir gruba dahil olma dürtüsüne verilen addır. takım tutmak, düşmana karsı birlik olmak, aynı tür müziği dinleyenlerle bir araya gelmek, belki tiyatro izlemek, toplu halde bisiklet kullanmak, kisacasi insanı insan yapan içgüdülerden bir tanesi, sosyallesmek. bazen zor da olsa denemekte fayda var derim.
  • yeni yapılan bir araştırma arkadaş sayısıyla beynin orbital prefrontal korteks adlı bölgesinin büyüklüğü arasında bir bağlantı olduğuna dair bulgular ortaya koydu. araştırmaya göre çok sayıda arkadaşı olan insanlarda beynin bu bölgesi daha büyük oluyor. araştırmanın sonuçları geçtiğimiz şubat (2012) ayında proceedings of the royal society b dergisinde yayımlandı.

    araştırma, british academy’nin yüzüncü kuruluş yılı vesilesiyle başlatılan “lucy to language” projesi kapsamında, oxford üniversitesi’nden profesör robin dunbar tarafından liverpool, manchester ve edinburgh üniversitelerinden bilim insanlarının da işbirliğiyle yürütüldü.

    araştırmaya göre arkadaşlıklarımızı sürdürebilmek için bir dizi bilişsel beceriye sahip olmamız gerekiyor. ancak “arkadaş” kelimesiyle tanıdıklarımızdan ziyade arkadaşlık ilişkisi içinde olduğumuz insanlar kast ediliyor. sosyal bilimcilerin “zihin okuma” olarak da tabir ettiği bu bilişsel yetiler bir başka insanın ne düşündüğünü anlama kapasitesini ifade ediyor. bu da insanlarla sohbet edebilmek dâhil karmaşık sosyal dünyamızla baş edebilmemize yarayan davranışları gösterebilmemizi sağlıyor. bu araştırma ilk defa, bu becerilerdeki üstünlüğün beynin bazı anahtar bölgelerinin, özellikle frontal lobun büyüklüğüyle ilişkili olduğunu düşündürdü.

    bilişsel ve evrimsel antropoloji enstitüsü’nden araştırmacı profesör dunbar, bu anlamıyla “zihin okuma”nın, “bir bireyin başkalarının zihin durumlarıyla ilgili doğal bir hiyerarşiyi izleyebildiği bir zihinsel durumu” ifade ettiğini belirtiyor. dunbar othello oyunundan bir örnek veriyor: “shakespeare beş farklı zihinsel durumun izini sürmeyi başarıyor. izleyicinin ıago’nun, othello’nun desdemona’nın casio’yu sevdiğini sanmasını istediğine inanmasını amaçlıyor. beş ayrı bireysel zihin durumuna hâkim olmak çoğu yetişkin için doğal üst sınır.”

    araştırmacılar liverpool üniversitesi’ndeki manyetik rezonans ve görüntü analizi araştırma merkezi’nde 40 gönüllünün beyinlerinin anatomik mr görüntülerini çekerek üst düzey düşünmede görev alan beyin bölgesi olan prefrontal korkteslerinin büyüklüğünü ölçtü. daha sonra katılımcılardan son yedi günde profesyonel olarak değil de sosyal olarak temas kurdukları herkesi sıralamaları istendi. katılımcılar ayrıca “zihin okuma” becerilerini belirleyen bir teste tabi tutuldu.

    robin dunbar daha fazla arkadaşı olup da “zihin okuma” testinde daha başarılı olanların, ön beynin gözlerin üstünde yer alan kısmı olan orbital frontal korteks bölgesinde daha fazla sinir hacmine sahip olduklarını söylüyor. bir bireyin beyin büyüklüğü ile arkadaş sayısı arasında bu şekilde bir bağlantı olduğunun anlaşılması, insanların beyinlerinin diğer primat türlerininkinden daha büyük olmasının ardındaki mekanizmaların anlaşılmasına katkı sağlıyor. insanda beynin frontal lobu özellikle son yarım milyon yılda çarpıcı biçimde büyümüş.

    liverpool üniversitesi psikoloji bölümü’nden araştırmacı dr. joanne powell, araştırmalarının belki de en önemli bulgusunun, beyin büyüklüğü ile sosyal ağ büyüklüğü arasındaki ilişkinin “zihin okuma” becerileriyle ilişkili olduğunun ortaya konması olduğunu söylüyor. powell buna beyinlerimizin büyüklüğünün sosyal becerilerimiz üzerinde belirleyici olduğu anlamına geldiğini ve çok sayıda arkadaşa sahip olmamızın bu sayede mümkün olduğunu ekliyor.

    profesör dunbar, araştırmaya katılan gönüllülerin genel olarak birbirine yakın yaşlarda ve potansiyel olarak benzer sosyal etkinlik fırsatlarına sahip lisansüstü öğrencilerden oluştuğunu belirtiyor. dunbar’a göre sosyalleşmeye ayrılabilecek boş zaman, coğrafya, kişilik ve cinsiyet hep arkadaşlık kurmayı etkileyen etmenler olsa da bu etmenlerin bir kısmının, özellikle cinsiyetin, aynı zamanda “zihin okuma” becerileriyle ilişkili olduğunu da biliyoruz. dunbar çalışmalarının, başka insanların ne düşündüğünü anlamak ile sosyal ağ büyüklüğü arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koyduğunu vurguluyor.

    -ilay çelik
  • ölçüsünde kötülük ve iyilik yapma veya yapma potansiyelini diğer insanlara gösterme becerisini kazanma süreci. denge yani...
  • toplumsal norm ve degerlerin bireye ogretilme sureci.
  • (bkz: sosyalizasyon)
hesabın var mı? giriş yap