*

  • bir gun eski sovyet ulkelerinden birine yolunuz duserse farkedersiniz ki renksizlikleriyle sizi karamsarliga iten binalardir bunlar.. butun bi sehrin gri gorunmesine sebep olurlar. sekil itibariyle basit olmakla beraber sanatsal degerleri de pek yoktur. fakat saglam ve zamanina gore iyi yalitilmislardir.

    lost'taki yapilarla benzesirler.
  • kars'ta sıkça rastlanan sovyet yapımı ve halen işlevselliğini koruyan binalar.
  • anıtsal ve anıtsal olmayan şeklinde iki kolda incelenebileceğini düşündüğüm mimari üretimdir. ("high art" vs. "low art" ya da "architecture" vs. "vernacular architecture" gibi ayrımlar bu bağlama çok da uymaz sanırım. planlı iktisadi planların yapı üretiminde uzman kadroları (mimarlar, mühendisler,vs.) görevlendirmiştir herhalde.)
    ekim devrimi sonrası gelişen rus konstruktivizmi'nin teknolojiden ve endustri mimarisinden esinlenmis dinamik ve (strukturel acidan) hafif, modernist dili yerini stalin döneminde anıtsallığı iyice abartılmış, son derece kütlesel bir neo-klasisizme bırakmıştır. daha sonra gerçekleştirilen, neo-klasik biçimsel kompozisyon normlarına uyan fakat özellikle 15 cumhuriyetin kafkasya'da ve orta asya'da olanlarında görülen, yerel mimarilere göndermeler yapan (nerdeyse her zaman bezeme düzeyinde) yapıların brejnev dönemi sırasında ortaya çıktığını tahmin ediyorum. bugün eski sovyetler birliği ülkelerinin özellikle başkentlerinde kentlerin nirengi noktalarını oluşturan parlamento,opera, sirk (fantastik sovyet eğlencesi), pazar (bunların üstü kapalı- ankara atatürk spor salonu'nu hayal edin, içindeki tribünleri kaldırıp bir semt pazarındaki gibi tezgahlarla doldurun, öyle bir şey), stadyum ve spor salonu yapıları sovyet döneminin anıtsal mimari üretimine örnek teşkil edebilir, sanıyorum. burda aklıma gelen ve sıralamaya çalıştığım tipolojiler, çoğu zaman içinde kitleleri barındırması için tasarlanmış, dolayısıyla strüktürleriyle geniş açıklıkların geçildiği mekanlar ve ilginç bir şekilde antik roma mimarisini hatırlatıyorlar (roma'daki forumlar, pantheon, colosseum, tonozlarla geniş açıklıkların geçildiği anıtsal ölçekte hamamlar vs.).
    (bkz: brainstorming)(bkz: mimarlık tarihi)
  • sovyet şehirciliği'nden, sovyet sanatı'ndan ve belki de en önemlisi içinde ve çevresinde barındırdığı, dahası olanaklı kıldığı sscb'de günlük hayattan bağımsız incelemenin yetersiz olacağı mimari üretimdir.
  • türkiye'deki iğrenç, çarpık, düzensiz, özensiz, plansız binalardan daha çirkin olmayan binalardır.
  • cumhuriyet tarihinin birçok yapıtının yarışacak düzeyde olduğu binalardır. tbbm binası gibi, veya eski tarım bakanlığı binası gibi... soğukluk dersen soğukuluk, çirkinlik dersen çirkinlik...

    edit: ben binaların estetik görünümünden bahsediyorum, işlevinden değil. haa "işlev estetiktir," derseniz ayrı tabii...
  • sadece moskova'dakiler için konuşabilirim, ilk gördüğümde elime bir bez alıp camlarını temizlemek istediğim binalardı. kışın ortasında gitmiştim, her taraf kar içindeydi, tüm şehir elbette ısıtılıyordu, hava pisti ve o hepsi birbirine benzeyen binalar çok ama çok puslu ve tozlu görünüyordu.
    bizim ülkemizdeki kötü binalardan bağımsız olarak söylüyorum bunu.
  • devasa görünümlerinin yanında aslında barındırdıkları insanlara oranla çok az yer kaplarlar şehirde. sovyet etkisi görünen şehirlerde yolların üçer beşer şeritli yapılabilinmesinin, taksim meydanı gibi onlarca meydan ve birçok devasa park yapılabilinmesinin temelinde de bu iktisat yatar.
    aynı verimliliği uzakdoğu ülkeleri devam ettirebilmiştir bir nebze. onlar yeni teknolojinin de vermiş olduğu kolaylıkla bu tip verimli binaları dikine inşa ederler ve nüfusu yüksek olan şehirlerinde yerden tasarruf ederler.

    70 m2 bu şehirlerde yaşayan insanlar için "oha, at mı koşturacağız?!" tepkisi alırken, bizim gibi gereksiz eşya tüketimi manyağı ülkelerde de "oha, nasıl sığacağız buraya selami?!" tepkisi alır.
  • (bkz: commieblock)
hesabın var mı? giriş yap