• amerikan başkanlarından teddy roosevelt'in çokça alıntılanan sözü. aslen bir afrika atasözüymüş. mealen "askeri gücümüzü diğer ülkelerin gözüne sokmayalım, güzel güzel konuşarak anlaşalım ama konuşmak işe yaramazsa neler yapabileceğimizi de akıllarından çıkarmalarına izin vermeyelim" demek. ilk bakışta idealizme daha yakın bir yaklaşım gibi gözükse de düşündükçe baba'nın "i'm gonna make him an offer he can't refuse" demesiyle aynı şey olduğuna kanaat getirdim.

    (bkz: ona reddedemeyecegi bir teklif yapacagim)

    editör'ün notu: yine de spekülasyon yapmamak ve teddy roosevelt'e cevap hakkı doğmaması için hiç sevmediğim bir şeyi yaparak kullanıldığı konuşmadan uzunca bir alıntıyı buraya aktarmayı borç biliyorum:

    "right here let me make as vigorous a plea as i know how in favor of saying nothing that we do not mean, and of acting without hesitation up to whatever we say. a good many of you are probably acquainted with the old proverb, “speak softly and carry a big stick – you will go far.” if a man continually blusters, if he lacks civility, a big stick will not save him from trouble, and neither will speaking softly avail, if back of the softness there does not lie strength, power. in private life there are few beings more obnoxious than the man who is always loudly boasting, and if the boaster is not prepared to back up his words, his position becomes absolutely contemptible. so it is with the nation. it is both foolish and undignified to indulge in undue self-glorification, and, above all, in loose-tongued denunciation of other peoples. whenever on any point we come in contact with a foreign power, i hope that we shall always strive to speak courteously and respectfully of that foreign power.

    let us make it evident that we intend to do justice. then let us make it equally evident that we will not tolerate injustice being done us in return. let us further make it evident that we use no words which we are not which prepared to back up with deeds, and that while our speech is always moderate, we are ready and willing to make it good. such an attitude will be the surest possible guarantee of that self-respecting peace, the attainment of which is and must ever be the prime aim of a self-governing people. …"
  • kulaktan kulaga yayilan bu soz bushgillere "shoot first ask later" olarak gelmis, onlar da bunu aile gelenegi edinmislerdir. ne hinzir oyun su kulaktan kulaga...
  • bu lafi duyunca gozumun onune elinde cop tutup "sekerim ne demek benim istedigimi yapmamak, bu bu sopa popisine kaciverir ayol' diyen bir travesti canlaniyor. bir ulkenin dis politikasina yakistiramiyorum.
  • aba altından sopa göstermek gibidir ama aynısı değildir. aba altından sopa gösterirseniz sopanın yani gücün varlığını sopayı göstererek karşı tarafa bildirirsiniz. buna karşın tatlı konuşup yanınızda sopayla gezerseniz odak sopada yani güçte değildir. karşı taraf da siz de sopanın farkındasınızdır fakat kimse sopanın varlığından bahsetmez.

    hayattaki her şey eşyanın tabiatı gereği politiktir, bu şerhi bi' düşelim buraya.
    fakat
    bu, dümdüz siyaset alanının dışında da çok faydalı bir öğüttür. herhangi bir şekilde kullanıcısına güç veren her şey aynı zamanda rahatlık da vermelidir. sopa ortaya çıktığında olacaklar herkes tarafından biliniyorsa bunun da verdiği rahatlıkla sopa çekilmeden çekilmiş etkisi yaratır.

    sopayı kullanan ile sopaya sahip olanın farkını şu sopa sahiplerinde görebilirsiniz:
    okulda müdür yardımcısında değil müdürde, şirkette managerda değil directorda, ailede babada değil annede. -illaki üst ast ilişkisi olmak zorunda değil-
hesabın var mı? giriş yap