• bugün en yakındaki camiye gitseniz ve "allah nedir imam efendi, nasıldır" diye sorsanız alacağınız cevap, spinoza'nın tanrısı olacaktır.

    önce ana metni verelim:

    "mutlak olarak sonsuz bir varlığa, yani sonsuz sıfatları olup başsız ve sonsuz (ezeli) özü bu sonsuz sıfatlarında her biriyle ifade edilmiş olan cevhere tanrı diyorum." (etika , 1. kitap , tanım vi - hilmi ziya ülken çevirisi)

    ezeli ve ebedi, sonsuz sıfatları olan. ve cevher olan. cevher, bildiğimiz töz. töz de "kendi başına var olan ve kendisi ile tasarlanan, yani kendisini teşkil edecek başka hiçbir fikrin yardımı olmaksızın hakkında fikir edindiğimiz şey"dir. (etika, 1. kitap, tanım iii)

    bakın bir de doğmamış ve doğurulmamış eklendi. bunda, spinoza'nın endülüs alimlerinden etilenmiş olmasının da payı var. spinoza'nın antropomorphic tanrı'ya olan eleştirileri bir zaman sonra islam'ın tanrısını da aşacak, ama ona zaman var.

    devam edeceğim. ek okuma: (bkz: ihlas suresi)
    (bkz: kamutanrıcılık)
  • mistik müslümanların vahdet-i vucud anlayışı ile bazı müslüman filozofların sudur anlayışının karışımı bir tanrı'dır. yaratan değil, doğuran bir tanrı'dır. her şey ondan zorunlulukla çıkar. bu anlamda hür bir tanrı olduğu bile söylenemez.
    (bkz: panteizm)
  • tasavvuf ile yakın ilişki içerisinde olandır
  • devam edelim: bu tanrı, şüphesiz müslümanların tanrısıdır. şu videoya dikkatinizi çekmek istiyorum. spinoza etika'da tanrı'yı aynen de böyle anlatmıyor mu? hocaefendi, spinoza'nın etikasını tekrar ediyor sadece. hocaefendi, töz ontolojisinden hareket ediyor.

    keşke (olmaz bilirim) ama keşke kendisiyle bu düşüncemi teati edebilseydik. keşke spinoza hakkında hocaefendiyle konuşabilseydik.
  • gilles deleuze'ün yaptığı okumaya göre kendi içindeki farkın kendisidir. töz demek içsel fark demektir. ancak bu anlamda her şeyin ilk ve tek nedeni sayılabilir.
  • kendi kendisini olduğuna tanımlamıştır ve dolayısıyla bir alternatifi yoktur. tümel varlık onunla birlikte mümkün olduğu için, ya da varlık onda olduğu için, kendisinin kendisini bilmesi gibi bir kod yazılamaz. çünkü ilk, öncül ve kendi kendisini sebeplendirmiş olan töz için, en başta kendisinde olmayıp da kendisinin kendisini kavrayışıyla edinilmiş bir kendini bilme durumu söz konusu değildir. tanrı "düşünüyorum öyleyse varım" gibi bir aksiyom değildir. töz olarak ilk noktadır ve bu nokta sonsuzluktaki tüm noktalığı ihtiva eder. böyle bir nokta için nokta olduğu bilgisi yoktur çünkü noktalık onda ezeli olarak içkindir ve nokta oluşunu ona bildirecek bir 'dışlık' söz konusu değildir. tanrı'nın töz olduğu limitsiz düzlemde non-tanrı mümkün olmayacağından tanrılık bilgisi işlevsizleşir.
  • einstein'in zikrettiği ifadedir.

    kendisinin "ıch glaube an spinozas gott, der sich in der gesetzlichen harmonie des seienden offenbart, nicht an einen gott, der sich mit schicksalen und handlungen der menschen abgibt." dediği ve türkçesi yaklaşık olarak "ben spinoza'nın tanrısına, kendisini dünyanın kanunî ahenginde dışavuran tanrıya inanırım, insanın kader ve eylemleriyle uğraşıp duran tanrıya değil" olabilir. bir diğer zikri de şudur "spinoza'nın tanrısı benim de tanrımdır, o'nunla evrene hükmeden kanunların ahenginde her gün karşılaşıyorum." demiştir.

    spinozanın etika'da tanımladığı fakat nasıl bir inanca sahip olduğunu en yalın bir şekilde gösteren ve yahudi cemaatinden aforoz edilmesine neden olan teolojik-politik incelemesinde ortaya koyduğu tanrıdır. etikadaki geometrik metoda göre tanımlanan tanrı teolojik politikada peygamberlerin kendi dünyalarını tanrıya yansıttıklarının birer birer ortaya konmasıyla eleştirel bir temele oturtulur. türkçede etika hilmi ziya ülken'in idareten çevirisiyle neredeyse yarım asırdır basılı olarak bulunabilirken teolojik politik inceleme 2008 yılında cemal bali akal ve reyda ergün (ve gizli latince destekçileri) tarafından çevirisiyle basılmıştır. arada bir de biblos çevirisi var.

    spinoza'nın tanrısı hiçbir peygamberin tanrısı değildir, spinozanın eleştirisi peygamberlerin tanrı adına konuşmasıdır. tora ve talmud'a hakim olan spinoza'nın neden aforoz edildiği de buradan anlaşılabilir. tanrıya peygambersiz de ulaşılabileceğini savunmuştur.

    (bkz: tractatus theologico politicus)
    (bkz: ethica)
  • spinoza'nın musevi bir aileden gelmesi ve yahudilikteki mistik öğelere aşina olması ve bu öğelerin islam tasavvufu ile benzerliklerinin olabileceğini bir kenara bırakırsak spinoza'nın tanrısının islam'ın en azından tasavvufi yorumunun tasavvurundaki tanrı ile örtüştüğü düşüncesi çok doğru gelmiyor bana. zaten tuhaf bir şekilde kendilerini mutasavvıf olarak addedenler ile spinoza uzmanları da aslında iki tanrı tasavvurunun o kadar da benzemediğini iddia ederken, ikisini de az az bilenler benzediğini söylemektedir. aklımda uzun zamandır bu benzeşmenin sadece feri meselelerde olduğunu asli unsurlarda ise büyük ayrılışlar olduğunu anlatan ve mutasavvıfların bu iddialara reddiyelerini içeren bir metin yazmak var ama üşeniyorum. spinoza özelinde değil ama panteizm ile vahet-i vücut görüşünün arasında önemli ayrılıklar olduğunu iddia edip bu farklılıkları maddelerle özetleyen güzel bir izah için marmara üniversitesi ilahiyat fakültesi vakfı yayınlarından ahmet avni konuk tercümesi ile çıkan fususu'l-hikem şerhinin birinci cildinin 59. sayfasına bakılabilir.
  • spinozanın tanrısı tamamen üreten ve sonsuz kudrete sahip bir tanrıdır. her şey kendisinden çıkar, üstelik tüm kavramların da üretildiği bir kaynaktır. dünyada var olan her şey tamamen tanrının parçasıdır.
    tanrı, var olan her şeyin evrensel, içkin ve kalıcı nedeni olarak tanımlanmaktadır. ilahi doğanın zorunluluğundan, sonsuz sayıda modda sınırsız sayıda şey takip etmelisiniz, buna sonsuz bir akıl altına girebilecek her şey dahildir. tanrı mantık ve gerçektir. zaman içerisinde değildir ve kişileştirilemez.

    spinoza’nın tanrısı her şeyin nedenidir, çünkü her şey nedensel olarak ve mutlaka ilahi doğadan gelir. bu sebepten dolayı hak/uhrevi dinler diye tabir edilen dinlerin tanrısından çok uzak bir tanrı anlayışı vardır. (öyle intikam almak, bağışlamak, kin güdmek gibi insana has arzulara, öbür dünya ya da özetle antropomorfozime yer yoktur.)
    bir de spinoza’nın tanrısının en önemli özelliği bu tanrının inanç ile var olması değil bilinebilmesidir. yani aşkın bir tanrı anlayışı yoktur. işte bu ve bunun gibi bir kaç neden yüzünden belki de spinoza’ya ateist demişlerdir. fakat kendisi tanrıya inandığını savunur.

    panteizm kısmı biraz komplike yani kimi düşünür panenteist kimisi de panteist diyorlar. aslında doğanın tanrı oluşunu söylemesi bize direkt olarak panteizm yolunu gösterse de:
    doğa hakkında kutsal hiçbir şey yoktur ve kesinlikle dini bir deneyimin amacı olarak görmez doğayı. bunun yerine, doğanın en önemli hakikatlerini ortaya çıkaran ve her şeyin esasen ve varoluşsal olarak doğal nedenlere bağlı olduğunu gösteren, ayrıca farklı entelektüel bilgilerle tanrı'yı veya doğayı anlamaya çalışan bir spinoza var. kendisi için tanrı'yı keşfetmenin ve deneyimlemenin anahtarı, dini huşu ve ibadet ederek teslimiyet değil, felsefe ve bilim yapmaktır. ibadet, yalnızca batıl inançlara ve dini makamlara yatkınlığa yol açar.
  • dua edilmesi gereken veyahut dua bekleyen olmayandır.
hesabın var mı? giriş yap