• stajyer olunacak en kotu mesleklerden biri diye dusunuyorum. zira gece nobete hep bu stajyerleri birakirlar yaziktir.
  • bir üst versiyonu için (bkz: asistan doktor)
  • (bkz: amelelik)
  • hocaların binek hayvanı olarak gördüğü insanlardır.
    klinikte onca uzman, asistan, intern, hemşire, temizlikçi, kat görevlisi, hasta vs varken, hocalar birini azarlayacakları zaman illa stajyer doktor ararlar etraflarında.
    diyelim vizittesiniz ve hastayı asistan sunuyor. asistanın söylediği en ufak hatalı terminolojik sözcükten bile stajyer doktor sorumluymuş gibi "hmm.. peki sen *ahmet, söyle bakalım siyanozda redükte hemoglobin kaç olmalıdır?"
    öğrenci* düşünsün dursun ondan sonra. hocam, "redükte hemoglobin" diyerek eşeğe karpuz rüyası gördüren asistana sorsana siyanozdaki değerini? yok, illa stajyer söyleyecek..

    sadece hocalardan çekmez bu stajyer doktorlar.. hastaların da gayet sevimli hedef tahtaları olarak gördüğü insanlardır ayrıca..
    gider sorarsın bütün samimi duygularınla "şikayetiniz nedir?" diye, "yok bişeyim benim" der çıkar. ulan be adam, ne geldin o zaman hastaneye? neden yatırdık biz seni?
    yok, illa hocanın falan sorması lazım "neyin var?" diye. aşağısı paklamaz.
    ondan sonra hocadan fırça yiyen de stajyer olur tabi.

    aynıyle vaki şöyle bir olayımız da mevcut tabi:
    önce hastadan anamnez alınır, bir zaman sonra vizit başlar ve sıra sizin hastanıza gelir. başlarsınız anlatmaya. "işte hocam şöyleyken böyle, şu sebeple yatırdık, bu tedaviyi uyguluyoruz".. hoca sorar "önceden ilaç hikayesi var mı evladım?", cevap verirsiniz "var hocam. hasta bundan 1 ay öncesine kadar yaklaşık 6 ay seroxat kullanmış".
    oradan atlar hasta "yok hocam ben seroksat kullanmadım. hem o ne?"
    hadi buyur. ben henüz çözemedim bu hastanın derdini. sadece aldığım "senden doktor falan olmaz" notuyla dolaşıyorum yaklaşık 2 aydır.
  • doktorluğun en keyifli dönemidir..size verilen işler dışında hiçbirşeyden sorumlu değilsinizdir..anamnezler alınır,tetkik sonuçları takip edilir,vizitlere çalışılır,nöbetlerde asistan abla abilerin peşinden koşturulur oflayıp sızlayarak..ama akşam olduğunda ışık hızıyla evlere uçulur..akşama sinema,tiyatro fasıl yapılır..haftasonu planları tatil planlarının önünde engel yoktur..hastalarla can ciğer kuzu sarması olunur..hasta iki aydır yatmakta olduğu koğuşunda hergün gelip vizitini yapıp tedavisini düzenleyen doktoru değil herdaim gülen yüzüyle stajyer doktoru beller doktoru olarak..hocaların vizitteki sıkıştırmaları sırasında çaktırmadan kopya verir hatta..sonraaa..aynı hastanede asistan olunur birgün..işler bitmez..üst dönemlerin yada hocaların fırçaları da..üzgün süzgün yorgun gezmekten hastalar sizi pek eğlenceli bulmaz..halinize üzülür çoğu kez..''doktor kızım senin evin yok mu,annen yok mu??ne arıyosun hergün hergün buralarda'' der..''aahh ah!!'' dersiniz ''ne güzel günlerdi,stajyerlik sultanlıkmış sanki..'' gene de ahh çekiliyo ama kıymeti biline o günlerin..
  • bi numarası olmayan bu sıfat en çok ev kiralarken bi işe yarar.
    öğrenciye ev vermek istemeyen ev sahibi :.-öğrenci misin?

    +stajer doktorum
    -haaa..
    öğrenciye ev vermek istemeyen ev sahibi muhtemelen stajyerin anlamını bilmiyordur ama öğrenci işi riske atmamıştır dikkat ederseniz cevap cümlesi-yok stajer doktorumdeğil sadece stajer doktorum.burada kişi hem öğrenci olduğunu inkar etmiyor hem de şansını deniyor.
  • 4. sınıf tıp öğrencisiyim demekten daha havalı bulduğum, yaşlı teyze ve amcalara kendimi ifade etme biçimim.

    -napıyosun kızım sen, okuyo musun hala?
    -4. sınıftayım x teyze
    -ohoo daha 2 yılın varmış sen mezun olana kadar ben ölürüm

    -napıyosun kızım sen, okuyo musun hala?
    -stajyer doktorum y amca
    -maşallah maşallah büyüdü de doktor oldu bakarsın artık bize.
  • 3 yıllık teorik bilgi yığınının ardından hastanede koşturmanın heyecanını içinde taşıyan, ama bir yandan nerede staj yapacağını okulun açılmasına çok az kalmasına rağmen öğrenememiş ve hastanede o kadar hastanın, intörnün, asistanın, uzmanın, doçentin, profesörün içinde ne halt edeceğini bilmeyen doktor parçacığı. evet ben.
  • mıncıklayarak palpasyon yapan insanlardır. perküsyon yaparken eli bilekten değil de dirsekten düşürürler. oskültasyon esnasında stetoskobun çanını avuçlarıyla tutarak kendi titreşimlerini duyarlar ama allah için inspeksiyonları iyidir. öylece bakarlar.

    4 ay sonra gelen zö editi: oğlum bu entry'i sevmediniz ama ben bunu yazarken stajyerdim. kimseyi gücendirmek gibi bir niyetim de yoktu. öpüldünüz meslektaşlarım.
  • hastaneye her gün bakımlı gelebilen, henüz sırtına vurup ekmeği alınmamıs heyecanlı doktor.
    ancak bu sadece 12 gün kadar sürmekte. ayak tabanını ve günlerce ezilmiş parmaklarının halini gören kızlar topukluları bırakıp converse'in konforlu sıcaklığına döner. bordoların siyahların özenle kombin edildiği, ince kravat takarak keremcem'in doktorlar'a transfer tadini yaşatan erkek stajyerler ise bir şehirler arası muavin klasiği olan buz mavisi gömlek-lacivert kravatta huzur bularak bir daha muhtemelen olusmayacak olan giyim zevklerini yaşken eğmek durumunda kalırlar. bir dahaki alışveriş tus'tan sonra artık..
hesabın var mı? giriş yap