• ing. vücudunun bi yerine stiff denirse o yer tutulmuştur.
  • (bkz: stuff)*
  • kazma oyunculara da denir bu.

    "they are a bunch of stiffs"
  • ingilizce'de soguk, resmi anlamina da gelir. biraz "kasıntı" anlami vardir bu resmilikte, ki zaten bir sey "stiff" ise, kasilmistir, tutulmustur, serttir, bukulmez, vs.
  • çok güzel yazılmış mary roach kitabı.

    ancak bu kitabı okumak bazı rahatsızlıklara sebep olabiliyor. ilk başta kitabı okuduğumu gören sevgili ailem ve arkadaşlarım mızmız bir ses tonuyla "iyi misin" diye sordular. ve bu durumda "iyiyim kitap okuyorum" cevabını nedense yeterli bulmayıp, depresyonda olduğumu itiraf ettirene kadar beynimi yediler.

    vapur, dolmuş, otobüs gibi yerlerde okurken insanların tuhaf bakışlarına maruz kalıp, kendimi suç işliyormuş gibi hissettim.

    cafedeki dayanılmaz cazibe(!) sahibi herifin teki "ölümle alakalı çözümlenmemiş takıntılarınız var sanırım" dedikten sonra kitabımın kalan son 38 sayfasını dolabımın içinde fenerle okudum.

    bütün bunların sebebi kitabın kapağındaki bir çift ayak ve kocaman kadavra yazısıydı.* kitabı kapağına göre değerlendiren bütün dostlara burdan selam ederim. bir gün, kara kutusu bulunamayan uçak kazalarının sebeplerinin nasıl araştırıldığını öğrenmek isterlerse, tanığı olmayan cinayetlerin çözüm aşamasını merak ederlerse, araba güvenlik testleri, protez çalışmaları, organ nakli, öldürmeyen kurşun, gibi konulara merak duyarlarsa kendilerine kitabımı siyah poşet içinde hediye edeceğim. o zamana kadar yatağımın altında saklı tutuyorum.

    bu arada kitabı okuyup "bende öldükten sonra kadavra olucam" diyebilirsiniz. ancak siz ölmeden önce bütün gerekli işlemleri yapsanız bile, öldükten sonra aileniz ve yakınlarınız sizi kadavra olarak bağışlamaktan vazgeçebilirlermiş. bu durumda tıpış tıpış toprağın altına gitmekten başka çareniz yokmuş.

    ` :hayır depresyonda diilim`` :ölümle alakalı çözümlenmemiş sorunlarım yok`` :evet kitap yatağımın altında saklı`` :annem kitabı çöpe attığımı sanıyor`
  • türkçe çevirisi de en az içeriği kadar takdir edilesi kitap.
    çeviren (bkz: taner gezer)
  • tipla alakali olmadan anatomiyle ilgilenenler icin ideal, oldukca saran kitap. gogsu yarilmis kadavrayi tibbi terimlerle degil, herkesin anlayabilecegi sekilde tanimlamasi sayesinde hem bilgi verip hem de eglendirmeyi basariyor. ayrica sadece cesetlerle ilgili degil. ornegin br kalp naklinden bahsederken, ruhun nerede bulunduguna dair bir muhakemeye girebiliyor ya da filozoflarin bu konuda neler soyledigini araya sikistiriyor. ozellikle cocugunun tipci olmasini isteyen baskici ailelerin isine yarayabilir, sevdirmek acisindan*..
  • mary roach'un bu kitabı hakkındaki deneyimimi size anlatayım.

    öncelikle kapak şaka gibi. üzeri örtülmüş bir cesedin sadece ayak tabanları gözükecek şekilde bir fotoğraf, sol ayak baş parmağına tutturulmuş bir isimlik ve üzerinde yazan şey: kadavra. kapağın tam tepesinde fotoğrafın mavimsi tonuna tamamen zıt kıpkırmızı bir şerit: new york times bestseller.

    böyle çılgın bir şeyi rafta ilk gördüğümde verdiğim tepki gülmek oldu. hani ölenlere veya cesetlere gülmek gibi bir alışkanlığım yok ve fakat bu neydi böyle? şöyle bir karıştırdım, bir sürü deney, kesme, çivileme, yere çakılma, baş dikme gibi sözcükler arasından hızla sıyrılarak önsöz'e baktım. kitabı almamı sağlayan burası oldu.

    mary roach'un ilk gördüğü ceset/kadavra annesine aitmiş. uzun ve acılı bir hastalık dönemini bol gözyaşıyla geçiren mary'nin annesi hakkında yazdıklarını çok çok içten buldum. bir kısmını paylaşmak istiyorum:

    "..gördüğüm ilk kadavra annemin kadavrasıydı. burada annemin kadavrasıydı sözünü özellikle vurgulamak isterim, çünkü o annem değil, onun kadavrasıydı. annem hiçbir zaman bir kadavra olmadı. kimse de olamaz. bir insan olarak siz son nefesinizi verdiğinizde sizin yerinizi alan şey kadavradır. annem ölmüştü. gövdesi kadavra haline gelmişti.........elimi alnına koydum. bu kısmen şefkat gösterisi kısmen de bir ölünün neler hissettireceğini öğrenme isteğiydi. cildi metal gibi, cam gibi soğuktu......annemin kadavrasını görmek garipti ama üzücü değildi. çünkü bu o değildi."

    peki kitap nasıl? çevirisi yer yer çok sorunlu ve takır tukur olsa da (bkz: taner gezer) konunun ele alınış şekli itibariyle müthiş orjinal ve bilimsel bir kitap. ölüme, ölenlere, ölme şekillerine asla saygısızlık etmeden, onları hafife almadan ve okuyucuyu (özellikle çok yakınlarını kaybetmiş ve ciddi bir travma geçirmiş olanları bile) sinirlendirip üzmeyecek kadar eğlendirici bir biçimde anlatmış. kitabın kapağını çevirdiğinizde gelen övgü dolu alıntılar bana fazla süslü geldi, evet gerçekten iyi bir kitap bu ama nihayetinde bir gazetecinin bilimsel ve tarihsel araştırması, sizi bir gecede bambaşka bir insan yapacak, dönüştürecek bir kitap değil.

    doktorların tedavi ve teşrih sırasında nasıl duygusuz davranabildiklerini öğrenmek, yepyeni (aslında çok eski) biyolojik ve tıbbı gerçekleri bilmek, ama bu arada felsefeyi ıskalamadan ölüm hakkında biraz daha aydınlanmak için çok yerinde bir seçim. okuduğuma hiç pişman değilim.

    en favori bölümlerim mi? uçak kazaları, çarmıh deneyleri ve baş transferi.
  • yeni neslin şaka anlayışına pek katılmamakla birlikte kitabı beğendim efendim. derli toplu yazılmış, anlaşılır bir türkçe ile çevrilmiş. bence çevirmene fazla yüklenilmeden suçu biraz da yazarda aramak lazım. ben gereksiz taramalar gördüm. her bölümde kendini aynı cümlelerle tekrar eden bilgiler vardı. hani aklında iyi yer etmediyse diye söylüyoruz der gibi. kalp durduktan sonra beynin 6-10 dakika daha yaşaması gibi. beyin ölümü gerçekleştikten sonra bağışta bulunan yarı hasta yarı kadavralardan organ hasadı yapılması da benim yaşlı tüylerimi diken diken etmeye yetti efendim. kalbim sapasağlam çok şükür ama yine de yüzümüzü öte tarafa döndüğümüz yaşa gelmiş bulunuyoruz. hele kalbin durup durmadığını anlayamayan doktorların adamları diri diri toprağa gönderdiklerini okuyunca benimki bile durayazdı.

    eğlenceli bulmadığım ama yazarının araştırmalarını takdir ettiğim, belgesel niteliğinde bir kitap. ilginç ayrıntılarla dolu. özellikle uçak kazalarına ilişkin verilen bilgiler hayrete şayan. çürümeye ilişkin bilgiler de bugün durmuş düşünür yarın manda kakası olacağımı bir kez daha hatırlattı bana.

    gelelim kapağa. son derece aklı başında, kitabın adı ve içeriğine uygun yerinde bir seçim olmuş. böyle şeyler çılgın bulunur mu evladım? mavi dansçı taytı giydirilmiş bir kadavra resmi olsaydı bak ona çılgın derdim işte.
hesabın var mı? giriş yap