• irrasyonel kitabından alınmıştır ;

    '' 1928-1998 yılları arasında yaşayan stuart sutherland, sussex üniversitesi nde psikoloji profesörü olduğu dönemde üniversite bünyesinde bir deneysel psikoloji labaratuvarı kurmuştur.

    observer , new york times , ve daily telegraph a köşe yazarlığı da yapan ve hayli üretken bir yazar olan sutherland' ın en bilinen eserleri, ilk olarak 1992 yılında yayımlanan ve çığır açan irrasyonel ile yazarın kendi manik depresif bozukluğunu içten ve dokunaklı bir dille anlatan breakdown dır.''
  • " irrasyonelliğin benzer, ancak iyice uç bir biçimi daha vardır. bir şeyi yapmak için (para, zaman ya da emek açısından) fedakârlıkta bulunan kişiler, devam etmeleri halinde kazançtan çok kayba uğrayacak olsalar da davranışı sürdürme eğilimindedirler. bu kitabı okumakta olan herkes bazı kereler, kötü bir film ya da oyunu izlemek için para vermiştir. insanlar, gittikleri oyun ya da film, izlememek için üstüne para bile verecekleri kadar sıkıcı olsa da salondan çıkıp gitmezler. böylece iki misli eziyet çekerler; para harcamışlardır ve bir iki saat gereksiz sıkıntı çekmişlerdir. mantıklı davranış çıkıp gitmektir, böylece yalnızca para kaybetmiş olurlar.

    bu (ve deneylerle saptanmış benzeri diğer) durumlar, şimdiye dek değindiklerimizden farklı ve hayli karışık. çünkü izleyiciler, gelmekle iyi bir karar vermiş olduklarına dair kendilerini kandıramamalarına rağmen bu sıkıcı etkinliği sürdürürler. “verdikleri paranın karşılığını almaya” kararlıdırlar. ister bilinçli ister bilinçdışı, kaybı durdurmayı reddetmemek, yaygın bir irrasyonellik biçimidir. yararsız olduğu ortaya çıkan stratejilerde ısrar etme konusunda bazı generallerin de adı çıkmıştır. birinci dünya savaşı sırasında gerçekleşen, 800 bin kişinin öldüğü verdun’daki süngü savaşında, doğrudan saldırmanın başarısızlığa mahkûm olduğu ve saldıranların daha fazla kayıp vermesine yol açtığı açıkça görülmüştür. oysa somme savaşı’nda general haig, ilk birkaç saatte 57 bin asker kaybetmiş olmasına rağmen, çok iyi savunulmakta olan alman mevzilerine saldırmaya devam etmiştir. bu durumda ceremeyi çeken tabii ki haig değil, askerlerdir. abd senatosu’nun, uygulanıp uygulanamayacağı belirsiz bir suyolları projesini sürdürmesi için ısrar eden senatör denton’ın sözleri de, büyük yatırım yapılmış bir projeyi durdurma fikrinin dirençle karşılaşabileceğini göstermektedir. senatör, “1,1 milyar dolar yatırılmış bir projeyi sonlandırmak, vergi ödeyenlerin dolarlarını çarçur etmek olur,” demiştir. oysa asıl zararın projeye devam etmek olduğunu fark etmemiştir.

    para yatırılmış yararsız bir projeden vazgeçmeyi reddetmeye, “batık masraf hatası” denilir ve bu, yersiz tutarlılığın aşırı bir biçimidir. insanlar, parayı daha baştan yatırmamış olmaları gerektiğini kabul etmek istemezler; bir şey kazanmayacakları kesin olsa bile, harcama yapmayı sürdürür ve boş umutlar içinde debelenip dururlar. sonraki bölümlerde göreceğimiz gibi, hatalarımızı kendimize bile itiraf edemeyişimiz, irrasyonelliğin temel nedenlerindendir.

    batık masraf hatasının deneylerle de gösterilmiş ilginç bir türevi bulunmaktadır. farz edin, bir oyun izlemek için tiyatroya gidiyorsunuz. salona vardığınızda biletinizi kaybetmiş olduğunuzu fark ediyorsunuz. yana yakıla gişeye koşup durumu anlatıp ücretsiz bir bilet rica ediyorsunuz, ancak görevli ricanızı reddediyor. boş koltuk olduğu için, size ilk ödediğiniz fiyata, diyelim 15 pounda (ya çok hesaplı bir tiyatro buldunuz, ya da balkondan bilet almıştınız) yeni bir bilet satmayı öneriyor.
    yeni bir bilet alırsanız oyunun size 30 pounda mal olacağını hesaplıyorsunuz ve buna değmeyeceğini düşünüp eve gidiyorsunuz. pek çok insanın böyle düşündüğü deneylerle kanıtlanmıştır; oysa böyle düşünenler yanılmaktadırlar.
    bilete verdiğiniz ilk ücreti zaten kaybetmiş durumdasınız ve geri alma şansınız yok. yani, başta 15 pound ödemeyi kabul ettiyseniz, aynı fiyata yeni bir bilet almayı da kabul etmeniz gerekir (tabii bu sırada oyunun ne kadar iyi olduğuna dair fikriniz değişmediyse). 20 poundluk bir banknot kaybetmiş olsaydınız bilet almaktan cayar mıydınız, bir düşünün.

    batık masraf hatası gibi bu hata da, asıl önemli olanın gelecekteki kayıp ve kazançlar olduğunun fark edilmemesinden kaynaklanır. geçmiş geçmiştir ve artık mevzu edilmemelidir. şu an bir etkinliği sürdürerek kayba uğruyorsam, şimdiye dek ne kadar yatırım yapmış olursam olayım ondan vazgeçmem gerekir. bir etkinliğe kalkışmanın (örneğin tiyatro izlemenin) bana bir yararı varsa, ona ilişkin önceki yatırımlarımı (kayıp bilet) bir yana bırakmam gerekir. tüm kararlar, yalnızca mevcut duruma göre alınmalıdır. geleceği düşünmek ve bir ders çıkaramıyorsak, geçmişi unutmak gerekir. bu örneklerden alınabilecek derslerden birincisi kötü oyunlara bilet almamak, ikincisi de bileti mutfak tezgâhında değil, güvenli bir yerde saklamaktır.

    anlattığımız iki hata da yersiz tutarlılıktan kaynaklanıyor. batık masraf hatasında, etkinliği sürdürmek ona bir kez başlamış olmakla tutarlıdır; diğer hatada ise, etkinliği sürdürmemek, ona normalden daha fazla para (ve emek) harcamamakla tutarlıdır. "

    (bkz: irrasyonel)
hesabın var mı? giriş yap