suçlu aramak

• işlenen bir suçun failinin bilinmemesi sonucu yapılan arama işlemi
• bir reklam projesinin 4. safhasi.
• (bkz: suçlu yaratmak)..
• hayatının geldiği noktada; olmayan, olamayan, yapamadığın, yapmadığın, olmasını istemediğin halde olan, yani sonuç olarak vardığın noktaya gelirken yoluna çıkan ya da başından beri aynı yerde kaldığını, hatta geriye doğru süründüğünü, yuvarlandığını, düştüğünü ve yarın da bu durumda hatta belki de daha kötü olacağını bildiğin anda^* kendini biraz olsun rahatlatman için yapılması gereken eylem.
• kimse suçlu değil. olan oldu artık.
  
  hiç ayrı düşmeseydi yollarımız, sen evlenmeseydin mesela; ben hala okula saplanıp kalmasaydım... aynı şehirde olsaydık, aynı evde. iki oda bir salon yeterdi. hafta içi birbirimizi görmezdik pek. hafta sonu geldiğinde güzel bir film seçmek en büyük vakit kaybımız olurdu.
  
  ...
  
  ama işte sen kocanla, çocuklarınla, annelik bunalımlarınla uğraşıyorsun. benim arkadaşlığımdan yoksun kaldığını bazı günler farkediyorsun, bazı günler aklına bile gelmiyorum. bense hala bekar biriyim. her hayalimin üstünü karaladım 20li yaşlarımın başından beri. 30uma bşr adım daha yaklaştığım bugünlerde kağıt karalamalara dayanamayıp yırtıldı gitti. ne hayal kaldı ne de sen varsın.
  
  ...
  
  kimsenin suçu yok. "öyle olsaydı böyle olurdu" diyorum ama olmazdı belki de. dostluğun hep bir telefon uzağımda. ama artık anlatmak öyle zorlaştı ki. günlük hayatıma yetişemezken; seni günlük hayatımdan haberdar etmek de gitgide zorlaştı.
  
  kimsenin suçu yok. suçlayacak kimse olmayınca hayıflanmak bile anlamsız bir şey oluyor. suçlu aramak yersiz. suç bile yok çünkü ortada. sadece yaşadık ve pek çok insan gibi hayalimizden çok uzaklara sürüklendik.