• 2001 yılı mahsulu, kim ki duk tarafından yönetilmiş olan güney kore yapımı film.

    uluslararası piyasada address unknown olarak bilinir.
    herşeyden önce kim ki duk üzerine birşeyler söylemek lazım sanırım. izlediğim her filmi bir şekilde beni bir yerlerden yakalıyor. adamın bir derdi var ve bu derdini de sinema diliyle gayet yakışıklı biçimde aktarıyor izleyiciye.
    bu filme gelince, güney kore'de bulunan amerikan askeri üslerinden birinin olduğu fakir bir kasabada geçiyor hikaye. filmin karakterlerinden herbiri hayattan paylarına düşen garipliklerden fazlasıyla nasiplenmişler. hepsi birbirinden arızalı. hepsi yaşama tutunmak için çırpınıyorlar ama nafile. çırpındıkça daha da çok batıyorlar.
  • the coast guard ile paralel sayılabilecek konuya sahip, gözyaşı torbasına bol ok saplayan, göğsü bıçaklayan, şiddeti ve metaforu bol kim ki duk filmi. bu film ile; son 50 yıldır kore'de çok da fazla şeyin değişmediğini, orada hala amerikan askerlerinin bulunduğunu ve amerikalı askerlerin uzun süre vatanlarından uzak kalmalarının üzerlerindeki pskilojik etkilerini anlatmak istemiş.

    gene kendisinin ifade ettiğine göre, çok da uzak bi zamanda değil, kore'de halk uzun süre köpek eti yeniyormuş. filmde köpekler üzerine uygulanan şiddet, amerika ve kore arasındaki bitmeyen savaşın metaforu olarak kullanılmış.
  • yanlış yerde yanlış insanların yaşamı. tıkanmışlığın, çıkar yol bulamamanın filmi.
    ama gerçek hayatta bu kadar kapalı kapı olmaz bence, olmamalı. kader o kadar adaletsiz değil, ya çıkan fırsatları görmüyoruz, yada kötü kullanıyoruz.
    requiem for a dream tarzı hayatın en kötü taraflarına bir bakış. 1 bakış...
  • kim ki duk: epeydir takip ettiğim, sevdiğim saydığım bir yonetmen olur kendileri.. filmlerinde görüntü ve müzikler öyle güzeldir ki buyulenir, en gerçeküstü anlatımın bile gerçek olduğundan suphelenirsiniz ya da öyle olmasını istersiniz..
    ama bu film: suchwiin bulmyeong, gerçekten can yakıyor. renkler soluk, insanların herbiri birbirinden acınası, kaderlerine boyun eğmiş.. bir yanda otobuste yasayan bir anne oğul, diğer tarafta çocukken kardeşi tarafından bir gözü kör olan ve tedavi olmasına yardım eden bir amerikalı askerle beraber olan kız, onun garip ailesi ve pısırık sevdiceği.. insanlara karsı tum nefretini kopeklerden çıkarırcasına onları katledip etlerini satan bir adam.. güney kore'de amerikan üssü bulunan fakir bir kasabada yasayan bu insanların hayatını anlatıyor film..
  • the islenin bir anlamda provası.

    tüm karakterler bu ilk kim ki duk filmlerinde başımıza üşüşmüş gibi sanki. sonradan the isle'de, belki biraz dream'de, bin-jip'te, bad guy'da, yavaş yavaş ikişer ikişer çözülüyorlar. daha berraklaşıyorlar.

    parçaları birbirine yapıştırılmış o resim, çamaşır kazanının buharıyla belli belirsiz bir sabah güneşi olabilir bu film.
  • eşikte kalmanın verdiği dayanılmaz acıyı müthiş tarif eden bir kim-ki duk filmi.

    kim-ki duk metaforlar üzerine kurulu sinemasını bu filmde en doruk noktasına çıkarmış. karakterler birbirinden rahatsız edici hayatlarda hiç bir şekilde bir saf tutmadan büyük acılarla müthiş mücadele ediyorlar. popüler kültürün böylesine harika bir filmi gözden kaçırması enteresan. izlenmeli. izletmeli.

    --- spoiler ---

    hiç bir şekilde hayvanlara zarar vermeden çekildiğini öne sürüp köpekler ve köpekler ile aynı kaderi paylaşan karakterlerin o şiddet sahnesini çarpıcı bir şekilde çekişini insan hayretlerle izliyor

    "sen de vur."

    --- spoiler ---
  • dostum bu güney kore sineması mükemmel hele hele kim ki duk filmleri başka başka mükemmel
  • kim ki duk'un bir köşede unutulmuş, sert filmlerinden. yönetmenin türkiye'deki popülaritesine oranla "az bilinen" kategorisine rahat girer.

    --- spoiler ---

    kore savaşı bitmiştir ama savaşın etkileri devam etmektedir. yıllarca japon emperyalizmiyle mücadele eden kore, bağımsızlığını ilan etse de topraklarında amerikan üsleri bulunmaktadır. film de bu üslerden birinin yer aldığı bir kasabasında geçiyor. kasaba halkı amerikan kültürüyle tanışmış. bazıları ingilizce biliyor. amerikan askerleri koreli kadınlarla ilişi kurmuş. siyahi bir askerin hamile bırakıp ülkesine dönmesi ve kendisini hiç görmeden büyüyen melez oğlu, bu aşkların bir meyvesi. güçlü kuvvetli melez çocuk (chang-guk) tıpkı kendisi ve annesi gibi "terk edilmiş" bir otobüste yaşıyor. "bilinmeyen adres"ten geri dönen mektuplar yüzünden artık kafayı yemiş bir anne... köpek eti satan lokantaların tedarikçisi (dog eyes) annesinin hayatındaki yeni erkek.

    rahatsız edici köpek öldürme sahneleri, belki de kore halkının savaşlardan çektiği acıyı sembolize ediyor. yönetmen, bu bitmeyen savaşın ve yarı işgalin toplumda yarattığı travmayı kendi üslubuyla anlatmış. memelerine amerikan askerlerinin isimleri kazınmış koreli kadınların, ömür boyu süren acısını hissetmemizi istiyor. kaçırılan, boyunlarından ağaca asılan, beyzbol sopalarıyla dövülen köpekler, akan kan, kör olmuş gözlerimizi açmamızı söylüyor adeta. savaşın ve işgalin acıları unutulmasın diye.

    ana karakterlerden biri de çocukken kazayla bir gözünü kaybeden eunok. genç kızın gözü bir oyunda kaybetse de savaş oyun değildir! amerikan birliği'nin tatbikat sahnelerinde, bir vietnam savaşı eleştiri olan full metal jacket'a selam gönderiliyor. kim ki-duk'un eğik kamera açılarıyla kubrick'inkiler hemen hemen aynı. askerlerden eunok'la ilişki kuran ise tıpkı full metal jacket'daki kafayı yemiş ve sürekli savaşın anlamsızlığını sorgulayan o asker gibi. kendini insan öldürmeye hazır hissetmiyor ve "bizim burada ne işimiz var. karşımızda düşman bile yok" sözleriyle savaş karşıtı cephenin sözcülüğünü yapıyor. kim ki duk, hepsi mutsuz ve depresif insanlardan oluşan küçük bir kasabada büyük bir soruna işaret ediyor.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap