• boğaziçi'nde ders vermiş, eğitimini abd'de tamamlamış bir profesör. türk devrim tarihi adlı çalışması tdk bilim ödülü almıştır.
  • öğrencinin dersle ilgili olup olmadığını gözlerinden anladığını idda eden ve bazen buna göre not veren hoca örneği.
  • attendance alan nadir hocalardandir. ancak derse gelmeyenleri "5 defa yok sayacagim" demesi isin ciddiyetine biraz golge dusurur. kaba bir hesapla ayda bir dersi kaciran ogrenci eksiye dusmus olacagi icin bir sonraki sene ayni dersi tekrarlayacak midir?! olmaz oyle sey.
  • 1927 dogumlu ama hala ders vermekte inat eden enteresan bi yasli kadin. aslinda bayaa bilgilidir, bilgi kupudur fakat her ders ayni seyleri tekrarlar, dana kadar olmus universite ogrencisine sozlu yapar. sokrates'ten bahsederken iki dakika sonra mao'ya, bir dakika sonra da ataturk devrimleri, chp' ye gelir, kus gibi daldan dala atlar. dersteki incilerinden bazilari: bar bar bagirmak, evet kucak kucaga oturan bi durum var burda, bilgisayar isini cok seviyorum kimsenin hakki yenmiyo boylelikle( attendance'i kast ediyo su noktada), ogretmenlik yapmadigi yer de yok cinar kadar uzun hayati boyunca, ozellikle abd' yi cok tekrarlar(parmak hareketiyle birlikte, but on the west coast). bildiim bi sey var ki incileri sayesinde cok gulmusumdur, allah bizi de oyle uzun yasatsin, ne diyim.
  • history of political thought 201 ve 202 dersleri boyunca sıkça "renaissance is by-product of secular thinkers" ve "middle age is dark for west, not for east" diye gürleyen öğretim üyesi. "when i was in..." diye baslayan cümleler kurar,gitmediği ülke yok gibidir. en son "when i was in nigeria..." dediğini hatırlıyorum.
  • antik yunanı bugün gibi saklı tutar kalbinde ve bi türlü anlayamaz, aristo nasıl göremedi büyük iskender'in yükselişini. "görememiş işte ne yapsın adamcağız" diyeceğim gelir.
  • history of political thought derslerinde cevap bulmaya çalıştığı sorulardan biri "hangi huntington?" olan, cumhuriyetle aynı yaşta olduğunu sandığım kişi. sanırım hala bu sorunun cevabını aramaktadır.
  • faşizmden söz eder gibi etmezden önce son bir kuş cıvıltısı huntington öten ötmez seküler olan hoca. arrow imkansizlik teoremini mi anlatmaya çalışıyordu, belki de. kim bilir. hiç öğretmedi, hep kendin öğren dedi... bunca yıl sonra akla düşen bir ala.
  • yabancı sözcüklere türkçe karşılık bulma çabası içinde mikro ve makro sözcükleri için yine ve gayetiyle yabancı olan minil ve midil kelimelerini önerebilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap