• ifistanbul 2006 kapsamında gösterilmiş, 2004 pusan seyirci ödülü'nü ve 2005 rotterdam fantasia seyirci ödülü'nü almış korku/komedi filmi. nöbetçi sinema bölümünde seyrettiğim film sabahın üçüne kadar beni genelde gülme krizine sokmuş an an da germiştir. özellikle vinnie jones'u artık alnına kazınmış kiralık katil rolünde çok başarılı, filmde akılda kalan en güzel cümleyi de o söylüyor "what's your function in life?" . film kısaca kocası tarafından her öldürüldüğünde daha güçlü olarak geri dönüp adamın hayatını alt üst eden bir kadın ve dört adet ayrı yan öykünün bir şekilde kesişmesini anlatıyor. müziklerini filmden de çok beğendim özellikle hırsız üç kafadarın birbirlerine gay göndermeler yaparken kameranın gözlerine odaklanması ve come bebe come come bebe diye bir şarkı girmesi beni yarmıştır. bir de arabayla bir şova giden ailenin klasik amerikan filmlerindeki sakin aile şarkılarının aksine hep beraber söyledikleri şarkının gogogo fuckfuckfuck diye gitmesi güzel bir göndermeydi.
  • son zamanlarda giderek yaygınlaşmaya başlayan, ve birbirinden bağımsız gözüken karakter ve hikayelerin birbirleri ile bağlı olduğu bir film. bu şekilde yaklaşım ise gerçekten filmi olduğu noktadan aşağıda görmek olurdu. temel olarak 5 ayrı hikaye aynı anda devam etmekte, ancak esas kahramanımız ve esas hikaye aman'ın hikayesi denilebilir. kamera çekimleri ve, müziğin temaya uygun şekilde kullanılması da, belki de japontoplumunun içinde bulunduğu sosyal-kültürel sorunlar hakkında bize fikir verebilir. gerçi film levent kırca tarzı mesaj verme khareketlerine bulunmuyor, ama, hikayelerin sonlanması bir miktar ders vermeyi amaçlar gibi. bu satırların yazarı ise, kiss kiss bang bang'den beri bu kadar eğlenmediğini bu noktada belirtmek istemektedir. 0@338'de bile bu kadar gülmemiş olması ise, belki film hakkında biraz bilgi vermektedir.
  • bir çok başarılı filmle bile karşılaştırıldığında içinde gerçekten tartışılabilir mesajlar taşıyan görsellik harikası film.

    ayrica (bkz: come baby) (bkz: smiley)
  • 2004 yılı mahsulu, gen sekiguchi tarafından yönetilmiş olan japonya yapımı film.

    başrollerde birbirinden değerli oyuncular var. karısını öldürmeyi birtürlü beceremeyen katil tandanslı koca rolunde gönüllerin sultanı tadanobu asano, londralardan japonyaya adam öldürmeye gelmiş olan kiralık katil rolunde vinnie jones, asano'nun ölmek bilmeyen fettan karısı rolunde reika hashimoto ve ağrıkesici hap üreten firmanın yönetim kurulu başkanı rolunde yılların eskitemediği sonny chiba

    beş ayrı hikayeciğin zaman zaman birbirinin içine sızarak anlatıldığı, abartılı (ama hoş) dekor çalışması ve fantastik müzikleri ile (lezzetli bir sos tadında) dikkat çeken komik öyküler bütünü. zengin içerikli bir kolaj çalışması da diyebilirim. filmin genelini bir yemek olarak düşünürsek elde kaliteli herşey var ama sanki yemek biraz soğuk servis ediliyor gibi. eksik birşeyler kalıyor.
  • benim içimde tekrar aşık olma isteği doğurmuş, hastalık derecesinde güzel bir film survive style 5+. gerek kullanılan mekanların gerekse karakterlerin renkliliği çok güzel olmuş. şeker kutusu gibi evler, uçan bir tavuk ve öldürülemeyen bir aşkın gölgesinde hayatı sorgulayan* bir film çıkmış ortaya. yönetmeninin eski bir reklam yönetmeni olmasının filmin bu kadar renkli olmasında etkisi büyük diye düşünmekteyim..bi de siz içtikçe güzelleşen bir filmdir..
  • karmaşık gibi görünen ama çok yalın bir film. özgün bir anlatımı ve neşeli bir tavrı olduğu söylenebilir sanırım.
    bunlardan da önce filmin en dikkat çekici özelliği ise genel stil ve dekorlar.
  • nam-ı diğer mean machine* in de oynadığı capon filmi. japon animelerindeki yaşam biçimini ciddi manada bu capon insanının hayatına sirayet etmiş. pek bir iğreti duruyor bu çekik gözlülerde christmas muhabbeti ya da iki kelam arasına sıkıştırılan ingilizce laflar. hele o hipnozcu amca neydi öyle ya, hareketlerdir, ingilizce ünlemlerdir, göğüsden sökülen kıllardır. en akılda kalan şey ise ölmeyen eşin öldüğü sahnede çalan parçadır benim için.
hesabın var mı? giriş yap