*

  • elif aktug kizimizin bir japon gelenegi olan sushiden baslayarak, pek de anlasilir olmayan bir yoldan eksi sozluk'e vardigi kose yazinin basligi.

    efendim, ilk basta ifade edeyim, elif hanim gibi benim de miami'de bulunmuslugum, collinsdeki (bakin, collins avenue bile demiyorum, o kadar yakiniz yani) nobuda sushi yemisligim var. sahanedir nobu'nun sushi'si. yaziyi okuyup da miami'ye gidenler "aaa elif de boyle demisti; baliklar canliymis. hadi pizza yiyelim" demesinler. ben kefilim.

    sushiyi begenen begenir; begenmeyen yemez. bu sadece sushi icin degil genel olarak damak zevkini alakadar eden her hususta boyledir. ancak gorgu sahibi olmak, yol yordam bilmek ve hatta usulune gore davranmak sosyal cercevede gerekli addedilir.

    is bu cercevede elif hanimin "ittim tabagi, salata istedim; sef de basimda bekliyordu, delirdi haliyle" mealindeki hareketi hos degildir. bu, bir ocakbasina gidip ustanin spesyalini ismarladiktan sonra "bu ne len boyle? hamburger getirin bana" demekle esdeger bir tutumdur. terbiyesizliktir.

    ha elif hanimin kilifi hazir tabii. "amerikalidan cok amerikali olan erkek arkadasim ismarlamisti!" diyor yemegi. peki sormazlar mi o zaman size elif hanim "agzini acip 'ben sushiden hazzetmem' diyemedin mi" diye? sorarlar da siz ona da bir kilif uydurmayi bilirsiniz elbet.

    bu kadar sabun kopugu bir yaziya bu kadar yuklenmek nedendir diye soranlar olabilir. bizim de bu soruya kilifimiz hazir. "sushiyi kotuleyerek, eksi sozluk'u ismini kapitalize ederek gazetede kose yazariyim diye ahkam kesenlere kilim ben; ezelden gicigim." yerse artik.

    ha ayrica eksi sozluk'te 3 tane entrysi oldugu icin pek bir sevinmis elif hanim. aha bu da dorduncu olsun. gidip veriyorum simdi bakinizi elif aktug basligina. 4'un getirdigi sevincle 2 kose yazisi daha cikmis olur hem aradan.

    haydi selametle.

    dipnot: eksi sozluk'u cigerci dukkani zannetmek ne denli fizibil bir harekettir, onu da merak ettim simdi. yeri gelsin portakal soslu pekin ordegi pisiren insanlar biliyorum ben bu sozlukte. o da oyle.
  • ilk 27 cümlesi "saygıdeğer günlüğüm" tadında; geri kalan cümleleri ise "bana daha fazla girin*" anafikri eşliğinde seyrolmuş bir elif aktuğ metni...
  • içerik olarak eleştirilmesi bile gereksiz düzeyde, sayfa doldurma (bkz: fill in the blanks) yazısı. sadece ilginç gelen "suşi diye mi yazsam suşi diye mi yazsam" diye yazması olmuştur. vardır bir hikmeti.
  • (bkz: #8196839)
  • ilk paragrafından sonrası okunmayacak makalenin başlığıdır. hakkaten kötü bir köşe yazısıdır. köşe yazarı konseptine artık bir el atılması geregine işaret eden köşe yazısıdır.
    ısrarla, ve bir daha #8196839.
    (bkz: tekrar degil vurgu yapıyorum canım)
  • bir genc kizimizin ergenlik doneminde yasadigi cevresinden rahatsiz olma konsepti dahilindeki yazisinin basligi. bir sonraki yazisinin basliginin giydim siyahlari oldum metalicaci olmasini bekliyoruz.
  • elif aktuğ un bir gurme, bir tur rehberi veya bir ilkokul öğrencisi olabileceğini düşününce aslında hiç de fena olmamiş dediğim köşe yazısı.aslında düşündüm de bir gurme olarak da kötü bir yazı,rehber olarak da.

    susi yiyenlerin entilijans seviyelerinin eksi sözlük okuyacak kadar cok olmadiğini mi
    yoksa eksi sözlük okuyanların elitizminin susi yemeye yetmeyeceğini mi kastetmiş acaba anlayamadim.(evet hepimiz siyah depresyon hırkalarimizla siyasi gazeteler okur, toplumsal eleştiriler yapar,arnavut ciğeri yeriz.)

    ha bir de eksi sözlüğe mayhoş sözlük diyerek şirinlik yapmişiz onu anladim bak.
  • başıyla sonu arasında bi bağlantı kurmak için "a durun aklıma bişey geldi" geçişleriyle giriş gelişme sonuç bölümleri tamamlanmış ve fakat yine de her cümlenin havada asılı kalmış olduğu elif aktuğ yazısı. cumhurbaşkanı olmak için ilkokul mezunu olmanın yeterli kabul edilmesi gerektiği düşünülen bir ülkede köşe yazarı olmak için de iki yabancı kelimeyi bir araya getirmenin yeterli görüldüğünü bize bir kere daha hatırlatan örnek köşe yazısı.
hesabın var mı? giriş yap