sut ul abbas

• 80 li yillarin ilk yarisinda yokluktan ve sicak mersin yaz ogleden sonralarinda disarisi oyun da oynanmayacak kadar sicak oldugunda, cocuklarin her zamanki tek eglencesi olan suriye televizyonu nda mac bile seyretmis bunyenin unutmadigi repliktir.
  
  suriye liginin dandik otesi bir macini vermektedir tv. mac inanilmaz dandik, bizim mahalle maclarinda bile daha cok futbol kalitesi var.topu alan suruyor vuruyor ama agir cekimde. ne pres, ne yardimlasma ne kanat bindirmesi ne orta saha cesitlemeleri var. omer urundul suriye ye gitse sikinidan patlar mac seyredemez.
  
  bir arap oyuncu, esmer, hafif kel ve tiknaz, tam arap, topu surmekte. karsisina en ufak bir rakip cikmaz, en yakin rakip 30 metre otede zaten. spiker ise mac anlatmanin gaziyla oyunun elli kati heyecanli anlatiyor.arapca...
  
  oyuncunun adi abbas...icinde abbas kelimesi gecen arapca cumleleri gittikce hizlanarak ve heyecanlanarak anlatiyor.
  
  taa ki abbas 18 e girinceye kadar.
  
  abbas arkadasimiz kaleyi cepheden goren bir posizyonda 18 e girer ve sutunu atar. top kibar tabiriyle daglara taslara, kaba tabiriyle anasinin orekesine gider.zaten abbasin top surusunden belli topa oyle vuracagi.topu tesadufen surer gibi suruyor.
  
  spikerin tepkisi aynen soyledir.
  
  'sut ul abbas, sut ul facia'
  
  o gunden bu yana, bizim mersinli eski arkadas grubumuzdan kim bir kizdan sut yese bize gelip bu repligi soyler
  
  ' sut ul abbas, sut ul facia'