• ailesinin ve muhafazakar cenahın baskısıyla zorla türban takılan, hayatının her aşamasında korkunç bir zorbalığa uğrayan sayısız kadının yaşadığı akıl almaz mağduriyet.

    bu insanların gidebileceği, yardım alabileceği hiçbir yer kalmadı çünkü cumhuriyet kurumları akp hükümeti ve eski ortağı fetö tarafından tasfiye edildi. feminist örgütlenmelerin birçoğu da örtünme özgürlüğü denen oksimoronla fazlaca meşgul olduklarından sanırım bu kişilere gerekli özeni gösteremiyor. şikayetlerini çoğunlukla sadece çok yakın çevreleriyle paylaşıyor yaşamları boyunca sessiz bir baskıya boyun eğmek zorunda kalıyorlar. istedikleri okula gidemiyor, belki de artık inanmadıkları bir dinin bütün yaşamlarını dizayn etmesine izin veriyorlar. çok cesur bir azınlık dışında boyunlarına dolanan zincirden kurtulamıyorlar. gizlice sanatla ilgilenmeye çalışan, bilimsel yayınlarını saklanarak okuyan ve sanal kişiliğiyle gizli saklı var olmaya çalışan bu insanlar adına çok üzgün ve çok kızgınım.
  • zorla taktırılan genç kızların olduğu ülkede var olan durumdur.
  • "kendi hür iradesiyle örtünen bir tane kadın bulamazsınız" hayaliyle yaşamaya devam eden insanlar oldukça asla giderilemeyecek, yaşayanlar tarafından giderildiğinden emin olunamayacak mağduriyettir.
  • en nefret ettiğim insan tiplerinden bir tanesidir, gözümde hayvanlardan daha aşağıdadırlar, benden uzak dursunlardır....
  • koskoca ülke bir başörtüsünün altından kalkamadı ve hala başörtüsü (sorunu) olarak yansıtılıyor.

    bir defa şu konuda anlaşalım : türban; öncelibya akabinde fransada çıkmış bir olgudur. 30 sene evvel ki kıyafet tarzında böyle bir örtüye rastlamak mümkün değildir.

    fransadan ithal ettiğimiz türbanlar; fettulahtan evvel selametçiler tarafından 80 öncesinde bayrak yapılmış; türban takmayan kadınlara üniversitelerde binbir türlü hakaret ve fiili müdahale yapılmıştır.

    sonra da yasaklanmıştır. özal dönemine falan rastlar sanırım tekrar serbest kalması.

    velhasıl kelam; türban, başörtüsü, çarşaf marşaf; şahsi kanaatimce dini bütün olmayan insanların kendini tatminidir. onu takınca daha dindar falan hissederler kendilerini. açıp kuranı okumazlar, anlamaya çalışmazlar ama müslümandırlar. artık kime göre neye göreyse.
  • #147684219 kendi hür iradesiyle örtünen bir tane kadın bulamazmışız. benim akrabalarım da dahil çevremdeki 10 kadından 8'i başörtüsü takıyor. nişantaşındaki arkadaşlarınız zorla kapattırmış olduğuna sizi inandırmış olabilir. ancak bu 8 kadından hiçbiri baskı altında olduğu için başını örtmedi. bunu zaman zaman sorarım da kendilerine. her başörtüsü takanın ailesi hard muhafazakar değil. illa kapanacaksın diye çocuğunu eşini zorlayan insanlar çok nadirdir.

    bakın net söylüyorum: çevremde bir tane dahi zorla kapatılmış bir kadın yok. akp tayfasından da değiliz. dümdüz anadolu insanıyız. buna rağmen annem, ablam, teyzelerim, yengelerim, kuzenlerim askeriyeye girerken başörtüsünü açmak zorunda kaldı veya örtme biçimini değiştirerek girmek zorunda kaldı. hadi bunu güvenlik bahanesinin arkasına saklanarak görmezden geldiniz. kaç tane kuzenim ve ablam okula girerken başını açmak zorunda kaldı biliyor musunuz? en temel haklarından birisi olan eğitim hakkını alabilmesi için bunu yapmak zorunda mıydı?

    bizim çevremizdeki kadınlar bir tarikata cemaate siyasi görüşe sahip insanlar değildi. sadece allah'ın emrettiğini yerine getirmek istiyorlardı. allah'ın emrini yerine getirirken eğitim almasına sadece kafayı laiklikle bozmuş bir grup "atatürkçü gözüken muhafazakar" karşı çıkıyordu. onlar laiklik diye bir din ve atatürk'ün arkasına sığınarak dikte etmeye çalıştıkları ideolojilerini muhafaza etmekten başka hiçbir şey yapmıyorlardı.

    bu ülke tarikat, cemaat, terör örgütleri, siyasal islamcılardan çektiği acıların bir bu kadarını da işte bu yobazlaşmış ve yozlaşmış "laiklik savunucuları"ndan çekti. bu ülkenin gerçek vatandaşlarının ne başının örtünmüş olmasıyla ne de açılmış olmasıyla bir kadını yargılamazdı. her iki tarafın çekiştirip durduğu bu vaka yüzünden sadece masumlar acı çekti.
  • amerikalıların en iyi icatlarından birisidir. tebrik etmek gerekir. büyük bir toplumsal mühendislik çalışmasını başarıyla yarattı, yürüttü ve köşelerine çekildiler.
  • türban menfaati bittiği zaman bitecektir.
  • birkaç gün önce burgazada'ya kafa dinlemek için gittim. sait faik müzesinden çıkarken
    -yaşına hürmeten- 52 yaşında bir kadın ve bir adamla tanıştım. arkadaşlarmış ve ilk defa buluşmuşlar. benden fotoğraflarını çekmemi istedi, nezaketle kabul ettim.
    sonrasında sözel taciz ve zorbalık başladı. öncellikle "her şey güzel olacak değil mi?" dedi. ben de memnuniyetle elbette, vatanımız için her şeyin en güzeli olsun dedim. başörtülü birisi olduğumdan dolayı benim fikrimi değiştirmek için türlü şeyler söyledi. yine nezaketle karşıladım ve sonrasında ayrıldık.
    adanın sahilinde bir daha karşılaşmayalım mı? birlikte yürümek istediler kabul ettim.
    bana sürekli "martılar kadar hür olmak istiyorsan chp'ye oy vermelisin" sözleriyle değişik bir baskı kurmaya çalıştı. sonuç olarak kim kime istiyorsa ona oy verebilir, hakaret unsurları olmadıkça da belli bir noktada tartışabilir. bu kadının yaptığı şey tasvip etmediği davranışı kendisinin yapmasıydı. benim beynim yıkanmıştı, hiçbir şeyden haberim yoktu ve güya benim fikirlerimi o an içinde değiştirecekti. hatta bana şöyle bir cümle kurdu" sen liberal ve açık bir kadın olmuş olsaydın sırtında çanta, kollarınla dövme dünyayı gezederdin." dedi. sırtımda bilgisayar çantasıyla o bu cümleyi kuran beynine güldüm. ee ben şu anda da böyle gezebiliyorum?
    benimle fotoğraf çektirmek istediler, çekildik. sürekli hür olmaktan bahsediyordu ama kendisi bir bireyi aşağılayarak ve baskı kurarak yanında tutmaya çalışıyordu.
    fotoğrafları göndermesi için birbirimize numaramızı vermiştik. seçim sabahı yani bu sabah 06.00 da düşüncemin değişmesi için upuzun bir mesaj yazmış. gizliliğe aykırı olduğu için paylaşmıyorum yoksa böyle bir insanı cümle aleme rezil etmek isterdim. yaptığı sözel taciz ve zorbalık karşısında yine insan gibi davrandım. bu arada yanındaki beyefendi ınstagram'dan beni bulmuş, "kusura bakma ben de ilk defa buluştum, çok iyi dayandın o terbiyesiz bir kadın. onun adına özür dilerim." dedi. :)

    kişisel hak ve özgürlüğe bağlı salt kılık-kıyafet üzerinden o yaftaladığınız, iğrenç, gerici bulduğunuz ve üstüne üstlük buna da "türban mağduriyeti" demenizi asla kabul etmiyorum. öncellikle haddinizi bileceksiniz, kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız o şekilde davranacaksınız. o siyasi gördüğünüz başörtü bir insanın temel hakkı, siz nasıl dışarıda gezmek istiyorsanız bu etek ,elbise, şort vs olabilir; başörtü de aynı şekilde bizim hakkımız. onun için dışarıda gördüğünde kıyafetine bakarak puan vermeyeceksin, rengine biçimine eleştiri yapmayacaksın. senin böyle bir hakkın yok. benim de bunu yapmaya hakkım yok.

    hayatımın belli ve uzun bir döneminde kadının hayatını en zor yaşayacağı cemaatlerin içinde bulundum. hakkımı savunmak için neler yaptığımı tahmin edemezsiniz. eğer kadın hak ve hürriyetlerinden bahsetmek istiyorsanız benimle iletişime geçin sizi asıl yerine yönlendireyim.
    ve son olarak; liberal demokrat ortamda kadın haklarından bahsedip üstüne üstlük devrim yaptığınızı zannediyorsunuz bir de buna "başörtüsü mağdurları" adını veriyorsunuz, siz hiçbir şey yapmıyorsunuz. tek yaptığınız şey ayrımcılık. onun için boş konuşacağınıza salt kadın haklarını savunun. doğru olan bu.
hesabın var mı? giriş yap