*

  • eczacilarin olu$turdugu birlik.ba$kani mehmet domac'tir..
    http://www.teb.org.tr/
  • turk eczacilar birliğini kendi ve birkaç kişi için kullanmış bir kurula, meslektaşlarının hakkını korumayı becerememiş insanlara mensup bir birliktir.. eşi bir alışveriş merkezinde eczane sahibi diye yönetmelikleri değiştiren bir başkana da sahiptir, ki bu yüzden eczaneler için tek kapılı olma zorunluluğu kaldırılmış, keyfiyete göre kurallar düzenlenmiştir.. zincir eczaneler oluşumunu destekleyerek kendi mesleğine 3-5 kuruş için ihanet etmeninde ötesinde, şimdilerde oluşturulmak istenen hastanelere ihale yoluyla ilaç satımı gibi abuk bir sistemi de serbest eczacıları yok etmek pahasına desteklemektedir.. para babalarının ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir amaç uğruna çalışmayan bu birlik, ne yazık ki kendi meslektaşlarını da elinden geldiğince susturmaya çalışmakta...
  • herkesin tuzunun kuru oldugunu dusunen süper esnaflarin birligidir bu.. genelde hastanelerin karsisina kurulup, pazarlarin yaninda olmadiklarindan, alisveris merkezlerinde, kapalı çarşı'da, ne bileyim efendim kemeraltinda eczaneler olmadigindan piyasadan bir haberler..

    saniyorlar ki herkes parasini trink aliyor.. yahu piyasada çekler dolasiyor, çekin arkasi yetmemiş ciro yapila yapila, ek kagit yapistirilmis kenarina, nerede millet parasini tikir tikir aliyor.. ortada para yok alenen millet birbirinin seneti ile ticaret donduruyor, üstelik bu çekler şahıs çekleri, siz devlete mal satıyorsunuz, devletten alacaksınız paranızı en nihayetinde..

    garip tabi.. bundan 2-3 sene evvelinde ecza dışında her şeyi satan eczanelerin, nedense birden kondom bile satmama durumuna gelmesi, yani ilacın ciddi ciddi karlı bir şeye dönüşmüş olmasina dertlenmedi kimse.. ya da allaskina hangi meslek grubunda diploma satmak vardir ki? diplomasini kiralayip da havadan para almayı kimse dert etmiyordu.. biraz karları düştü, biraz dertlendiler "valla kepek indirmek istemiyoruz devlet buna bişi yapsin" diyerek ayaklandilar..

    keşke türk ayakkabicilar birligi de olsaydi.. duvarina "deri mühendisi" diplomasi asmadan calisamasalardi.. bu yüzden de gidip diplomalarini kiralasaydi deri mühendisleri.. sonra çinden gelen 2 liraya mal olan ihraç ürünler sektörü öldürdüğünde ayakkabilarini atıp eylem yapsalardi..

    işler garip.. bu ülkede para kazanmak için halki huzursuz etmekten hic bir rahatsizlik duymayan insanlar var ama.
  • (bkz: teb)
  • devleti aglatmayan bir bu kurum vardı, bunlarda devletten nemalanmak istiyorlar artık,hey birlik sana sesleniyorum, istemiyorsan yapmassın anlaşmanı devlette aha seni aradan çıkartıp eczacıları direkt olarak muhattap alır, sen de oylece şaşa kalırsın anladın mı ?
    ne olurdu adam akıllı dursaydında milleti üzmeseydin, eczacılardan kötü kötü sözler işitmeseydin, vatandaşlardan kötü kötü söz işitmeseydin.ne oldu ? mercedes clk 200 e binemediginizden mi bu bozulmalar bu afralar bu tafralar ?
    bi gdin işinize ya.bu ülkenin adam akıllı eczacılara ihtiyacı vardır ki bunlarda vardır.işte oyle koltugu kapmışsınız kalkmamda kalkmam, eczacı meslektaşlarımı korurum diyerekten onları en çok magdur eden siz olursunuz.
  • ilaç fiyatlarının %40 düşmesi hakkında aşağıdaki basın açıklamasını yapan kurum.

    “eczaneler neden can çekişiyor?”
    teb genel sekreteri ecz. özgür özel’in açıklamasıdır;

    değerli basın mensupları,
    yıllardır sağlık alanında yapılan ve adına “dönüşüm” denilen uygulamalar, sağlık hizmet sunucuları ve bu hizmetten faydalananlar için adeta bir “yıkım” oldu. biz bu yıkımı duyurmak ve durdurmak için, var gücümüzle çalışıyoruz. o nedenle, son günlerde “eczaneler can çekişiyor” başlığı ile bir kampanya başlattık.

    peki eczaneler neden can çekişiyor?

    çünkü son dönemlerde yaşadığımız yıkımın üstüne son bir darbe de, 18 eylül tarihinde yayımlanan tebliğ ve kararname ile aldık. daha önce 2 kasım’da yürürlüğe girecek uygulamayla ilgili her platformda çekincelerimizi, çözüm önerilerimizi dile getirdik. sorun ötelenerek 4 aralık tarihine ertelendi. şimdi 4 aralık günü, 3 binden fazla ilacın fiyatı düşürülecek. üstelik hiçbir görüşümüz, fikrimiz dikkate alınmayarak. bizler; sağlık hizmet sunucuları eczacılar, zincirin en son ve en önemli halkası eczaneler olarak ilaç fiyat düşüşlerine asla karşı olmadık, olmayacağız da. ülke menfaati söz konusu olduğunda taşın altına hep birlikte elimizi koymamız gerektiğine inandık. ama nedense taşın altına bir tek biz elimizi koyduk. sadece yüzdesel kar marjıyla eczanesini çekip çevirmeye çalışan biz eczacılar; adına sağlıkta dönüşüm denilen uygulamalarla birlikte, son 7 yılda artan giderler karşısında azalan gelirlerin yükünün altında kaldık. sadece 2008 yılında, bu yıkıma daha fazla dayanamayan 800 eczane kapandı. 4 aralık’taki süreçle ilgili acil önlemler alınmazsa, 2010 yılının ilk altı ayında 3 bin eczane, 2010 yılının sonlarına doğruda 7 bin civarında eczane kapanma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmış olacak.
    kimse çözümü tartışmıyor.
    “ben yaptım olducu” bir zihniyet karşısındayız.

    değerli basın mensupları, bizler haberimiz olmadan sürekli değişen mevzuat, yürürlüğe giren bu tip yeni uygulamalarla ilgili, sorunun çözüm noktasında sayın bakanlarla, bürokratlarla, milletvekilleriyle sürekli görüşmeler yaptık. günlerce, gecelerce çalıştık, bilgilendirici dosyalar hazırladık, istatistikler çıkarttık. ancak bir ilerleme kaydedemedik. akılcı yöntemlerle uygulanan tasarruf tedbirlerine karşı olmadığımızı söyledik. sadece kar marjlarıyla ayakta durmaya çalışan eczaneler için çözüm önerilerimizi ilettik. bugün dünyanın da uyguladığı ve eczacılara, reçete başına bir danışmanlık hizmeti bedeli verilmesi taleplerimizi ilettik. değişen enflasyon ve ülke koşulları göz önünde bulundurulduğunda sabit bir meslek hakkı olması gerektiğini de defalarca söyledik.

    sonuç olarak iki temel yaklaşım bizim için çok önemliydi. birincisi; yüzde 60’lara, yüzde 70’lere varan fiyat indirimlerinden doğan kayıplarımızın telafisi konusunda çözüm bekledik. devletin ilaç üreticileriyle yaptığı sayısız toplantıda sonuç alınamadı, ezilen biz olduk!
    ikinci olarak; bu düşüşlerden etkilenen ve büyük ciro kayıplarına uğrayan eczanelerin zararlarının telafisi amacıyla karlılıklarının artırılmasıydı. biz bunun için de yıllarca mücadele verdik. 21 aralık 2008 tarihinde, eczacılar ilk kez bu kadar büyük bir katılımla, 32 .000 kişiyle, meydanlarda seslerini duyurmaya çalıştı. ancak, geldiğimiz noktada, yine çözümsüzlükle, umursanmazlıkla karşı karşıya kaldık. bizleri hep çok kazanıyorlar zannedenler, önümüzdeki yılın ilk 6 ayında bir bir batan eczaneleri görecekler. acil önlemler alınmazsa, bu rakamlar her geçen gün artacak. bu noktaya gelmemek için, can çekişen eczanelerimizi kurtarmak için, son bir can havliyle, sesimizi son kez ve bir kez de medya aracılığıyla duyurmak için bir kampanya başlattık. “eczaneler can çekişiyor” sloganıyla başlattığımız kampanyamız çerçevesinde 1 hafta boyunca 4 ulusal kanalda kısa filmimiz, radyolarda spotlarımız, gazete ilanlarımız yayınlanacak. eczaneler de vitrinlerine afişler asarak, sorunlarımızı vatandaşlara anlatacaklar. ayrıca 50 bin adet bastırdığımız bayram kartlarını da, bakanlara, bürokratlara konuyla uzaktan yakından ilgisi olan herkese göndererek, soruna farklı bir boyuttan dikkat çekmeye çalışacağız.

    biz eczacıların, hastalarına sağlık hizmeti vermek ve çalışanlarıyla birlikte ayakta durmaya çalışmaktan başka bir derdi olmadı hiç. bu ülkede eczacıların yaşaması, sağlık hizmeti vermesi ve yaygın sağlık ağını koruması için, eczacıların gelirleri belli oranda ilaç fiyatlarından bağımsız hale getirilmelidir. eczanelerin yaşaması ve yaşatması için, eczacı karlılığı mutlaka artırılmalıdır. eczacılık mesleğinin önemini sözle vurgulamak olmaz. tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi verdiği danışmanlık hizmetinin karşılığının reçete başına danışmanlık hizmet bedeli olarak ödenmesiyle olur. başlattığımız kampanyamız sonrasında da sesimize kulak verilmezse, süreç bizi eylemlilik noktasına kadar götürecek. bundan da biz değil, bizi görmezden gelenler sorumlu olacaktır.
    basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

    türk eczacıları birliği
    basın bürosu
  • enteresan bi kafası olduğuna kanaat ettim ben bu kuruluşun.

    türkiye'de eczacılık her geçen gün boka batıyor. sağlık teriminin başlıca tanımının "korkunç paraların döndüğü bir sektör" olduğu bir ülkede batıyor hem de. neden battığı konusunda herkesin bi fikri var. genellikle bu fikir "hükümetin berbat ötesi sağlık politikası".

    peki eczacılar birliği ne yapıyor? basın duyurusu. tv reklamı. abicim kafanız mı iyi sizin? ne reklamı? ne basın duyurusu? eczacılar bu ülkede hala götüne buzlu badem sokan zki bilmem neyine denk adamlar olarak biliniyor. tv'deki reklamı kim anlayacak da, basın duyurusunu kim skine takacak da yazık lan eczacılara diyecek? senelerce sağlık sistemini sömüren haysiyetsiz adamların mesleğimizin içine sıçmalarına izin vererek, dosyalarını bi şekilde kapatarak mesleğin dibine vurdurdunuz zaten. hasta dediğin adamı cahil cühela ayaktakımı yerine koyup bi de onun ağzına "eczacı dediğin adam yükünü tutmuş adamdır zaten, hastayı söğüşlemek en iyi bildiği iştir" lafını veren eczacıların birliğisin bi kere. nah kurtarırsın. kabul et. şimdi sistem değişti, yanlış giden şeyleri durdurmak adına yapılan değişiklikler işi bilmez adamların eline geçti, siz rahatınız bozulup da "hop noluyo abicim o iş öyle olmaz" diyene kadar ipler tamamen elinizden kaçtı.

    belki ben yanlış biliyorumdur, eczacılık yapmayan bir eczacı olduğum için her şeyi en başından yanlış anlamışımdır. eczacılık yapmayan bi eczacı olarak meslektaşlarımı sizden daha fazla önemsediğimi düşünüyorum yine de. bu kendini kaybetmiş düşüş karşısında sizden başka kimse harekete geçmeyecek ama. eczacılar, organize olma kabiliyeti son derece zayıf insanlardır. siz onları çatınızın altında toplayıp gerçek bir eylem planı hayata geçirmediğiniz müddetçe daha çoooookkkk basın duyurusu yapar, çoooook reklam verirsiniz. paranıza yazık.

    her şeyden önce sağlık dendiğinde akla doktor, diş hekimi, hemşire, ebe kelimeleri geliyorken para dendiğinde de akla ilk eczacı kelimesinin geliyor olması bile, yıllarını son derece yıpratıcı bir eğitimle geçirmiş olan ve mesleğine değer veren eczacılara ayıp etmek demektir. bunun sorumluluğu almak zorundasınız. yoksa siz dahil değil misiniz bu eczacılara?
hesabın var mı? giriş yap