• varlığını alman hukuku'na borçludur. bir de üstelik:

    "aday ... bilimsel ispatın gerektirdiği her türkçe kaynağı incelemek zorundadır. türkiye'de hukuk alanında yayımlanmış bütün kitapların toplamı, almanya'da yalnızca borçlar hukuku alanında yazılmış olan kitaplardan azdır. dolayısıyla aday, seçtiği alan ne olursa olsun, bu yükün altından kalkabilecek durumdadır."

    istanbul bilgi üniversitesi - bilimsel çalışmaların hazırlanmasına ilişkin usûl ve esaslar hakkında yönerge - md. 23
  • fark ettim ki bu ulkenin hukukunu iktisatci hazirliyorsa olmaz zaten. cumhurbaskaninin yaptigi aciklamayi koymuslar kitaba. sozde sayin cumhurbaskanimiz 5237 sayili yasadan anliyor ustune bi de eski yasayla aradaki farklari cozebiliyor.
    ben mecliste hukukcu cogunluk istiyorum. kendimi lise biyolojisinin icine serpistirilmis hayat bilgisi okuyor gibi hissediyorum bunlarin aciklamalarini okuyunca.
  • hakkındaki en yerinde tespit "kendi kendini tükettiği"dir.

    prof. dr. sami selçuk, kendini tüketen hukukun dramı başlıklı yazı serisinde (1, 2, 3) durumu kapsamlı şekilde analiz etmiş.
  • borçluyu korur. kiracıyı korur. mal kaçıranı korur.

    alacaklıyı yıpratır. ev sahibini yıpratır.

    aile hukukunda erkeği yıpratır.

    ceza hukukunda suç tasnifini iyi yapamaz. stand up gösterisinde hakaret edeni tutuklar, birine tecavüz edip sakat bırakanı tutuklamaz. uygulama birliği yoktur.

    isviçre, almanya gibi ülkelerde 1890'lardan kalan mahkeme kararları hala geçerliyken, biz de senelik görüş değişikliği olur.

    tıpkı hastane gibi, oto sanayi gibi. burayla da işiniz olmamasını temenni ederim. uygulamanın içinden biri olarak.
  • hırsıza karşı borçluyu, mal sahibinin güçlülüğüne karşın insanı korur. borçlunun çalışıp ödemesi için olanak sağlar, ev sahibinin keyfi uygulamaları için insanı korur. aile hukukunda insanı, çocuğu korur. ceza hukukunda suç tasnifinin zararlarını bilir ve keyfi uygulayıcılara rağmen refleksle değil kurallara tabi hareket eder. isviçre almanya gibi ülkelerde 1890'lara ilişkin mahkeme kararları kısmi olarak geçerliyken türkiye'nin modern hukukla tanışmasından sonraki mahkeme kararları da aynı şekilde kısmi olarak geçerlidir. tıpkı hastanede insanların oto sanayide arabaların hayatı kurtulurken hukukta da amaç insanı hayatta tutmaktır.

    sorun türk hukukunda değildir. sorun keyfi iktidarlar, toplumun eğitimsizliği ve toplumsal sözleşmenin sağlanamamış olmasıdır. zira keyfi iktidarlar, toplumun eğitimsizliği ve toplumsal sözleşme olduğu takdirde hali hazırdaki "türk hukuku" bu uygulayıcılarla bile yetecektir.
    uygulamanın göbeğinden biri olarak.
  • "çocuğun kasten öldürülmesi", "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "hakaret" ve "konutta yağma" suçlarından davalı olan biri için ev hapsi verebilen kokuşmuş değil, bok içinde yüzen hukuk sistemi. ilgili davalı, oldukça zengin olan (bkz: mehmet kaplan)dır.
  • bir ülkede, hukuk ya vardır ya da yoktur.

    hukuk, bir kere esnetilirse yok olur. az çorba, az pilav gibi olmaz. hukuk kavramı, toparlayıcı ve kapsayıcı birçok durumun bütünüdür.

    bu sebeple, kimse bana türkiye'de hukuk var demesin. ülkede hukuk otoritenin elindedir. otorite, kendi menfaatini önceliklendirmektedir.
  • cinayete ev hapsi cezası veren kokuşmuş hukuk. insanlar işte bu kabiliyetsizlerden adalet bekliyor

    https://twitter.com/…ece/status/1692471250239566316
  • türk hukuk uygulamasında sorunlu pek çok şey var ama bunların içinde halk arasında ev hapsi olarak bilinen kurum yok. ev hapsi olarak bilinen şey bir kere bir ceza değil, bir koruma tedbiridir. yargılama sonunda kişiye ceza olarak verilmez; kişinin yargılaması sürerken kaçma veya delilleri karartma ihtimaline karşı verilir. bu süreçte yargılama devam eder. kişinin adli komtrol yerine tutuklanıyor olması kişinin daha fazla suçlu olduğu anlamına da gelmemektedir. okuduğunuz her yalan yanlış tvite bilip bilmeden atlamayın.
hesabın var mı? giriş yap