*

  • yıldız teknik üniversitesi uluslarası ilişkiler bölümü başta olmak üzere çeşitli üniversitelerimizde verilen yüksek lisans dersi.

    (bkz: fuat aksu)

    (bkz: http://www.turkishgreek.org/)
  • öncelikle şunu söyleyeyim,, içinde türk* ve yunan* sözcükleri geçen bunca konu başlığının arasında şu anda yazmakta bulunduğum konu başlığını seçmemin sebebi, "türk-yunan ilişkileri" konu başlığının diğer konu başlıkları arasında "en yansız" olanı olmasıdır. fakat bu konu başlığı da tümüyle "yansız" değil tabi ki. "türk"ü öne alıyoruz, gayri ihtiyari, ki bu anlaşılmaz bir şey de değil. yunanistan'da da ekşi sözlük muadili bir oluşum varsa yunanlar da tartıştıkları konu başlıklarında "yunan"ı öne alıyorlardır eminim ki. nitekim yunanlar da, misal, "türk-yunan dostluğu"ndan bahsederken, buna "greek-turkish friendship" diyorlar, bunu ingilizce söylemeleri gerektiğinde.

    imdi, gelelim derdime. çok konuşmayacağım gene. bir iki hususu gündeme getirmek istiyorum sadece.

    annem anlatır, ilkokuldayken sınıfa bir müfettiş gelmiş ve bütün öğrencilere sıradan sormuş:
    - en nefret ettiğiniz ülke hangisi?
    bütün öğrencilerin ağız birliği ettiği yanıtı tahmin etmek zor değil:
    - yunanistan!

    sorunun ne kadar "çarpık" bir zihniyetin ürünü olduğunu vurgulamak yersiz. ama bu zihniyetin maddi şartları önemli işte.

    "nüfus mübadelesi'nin tarihyazımı" üzerine bir kitap çevirme işini yüklendim. yazar, ege'nin öte ve beri yakasında son iki yüzyılda resmi, akademik ve popüler tarihyazımı anlayışını irdeliyor. ilk kısımda bolca kullanmak zorunda kaldığım ifadeleri aktarmak istiyorum:

    "yunan ulusunun birlik ve bölünmez bütünlüğü"
    "yunanistan üzerinde oynanan çirkin oyunlar"
    "türklerle işbirliği içinde olan dış mihraklar"
    "yunan kurtuluş savaşı"
    "kilise ve devlet arasındaki onanmaz çatlak"
    "yunan ulusal gelişiminin nevi şahsına münhasırlığı (biricikliği, sui generis oluşu)"
    "helenizmin bekâsı"
    "yunan ulusunun bölünmez bütünlüğüne yönelik tehditler"
    "makedonya sorunu"
    vs.
    vs.
    vs.

    "yunan ulusunun bölünmez bütünlüğüne yönelik tehditler"!! şaka gibi, değil mi? işte bu ve buna benzer onlarca ifade kullanmak zorunda kaldım metni çevirirken. bizimkiler de, onlarınkiler de aynı bokun soyu anlayacağınız.

    "türk-yunan ilişkilerini" üreten, düzenleyen, ve yeniden üreten bir dizgenin/mantığın varlığından/etkisinden bahsedebiliriz. bu da, kapitalist dünya-ekonomisinin uzun dönemli tarihselliği ile koşutluk arz etmekte sanıyorum ki. on dokuzuncu yüzyılda artık belirgin hale gelen "bütünleşme" ya da bu coğrafyanın kapitalist dünya-ekonomisine "eklemlenmesi" ile beraber gelen "kurtuluş mücadeleleri"; kapitalizmin buhrana girmesiyle durulan ve barışçıl, uzlaşmacı bir hal alan siyasi, toplumsal ve iktisadi ilişkiler; daha sonra hem türk hem yunan tarafının truman doktriniyle birlikte amerikan nüfuzunun yörüngesine girmeleri ve aynı tarihlerde her iki ülkenin nato'ya üye olmasıyla bu ilişkilerin tekrar kızışma temayülü göstermesi.. falan filan. içsel unsurlar çok farklı olmadığı için dışsal unsurlara verilen tepkiler de ciddi bir çeşitlilik arz etmiyor yazık ki.

    diyeceğim o ki, her iki ülkenin insanları, "yanlış düşmana" oynamaktalar. yazıktır, günahtır. neyse. çok bile konuştum,, ben çeviriye geri döneyim en iyisi.
  • galatasaray üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünde 5. yarıyıl seçmeli dersidir, doç.dr.enis tulca tarafından verilir.
  • yunanlılar papazlarının her söylediğini doğru kabul ettikleri sürece, gelişmesinin mümkün olmayacağı ilişki
  • turk yunan iliskileri genelde secmeli olarak verilen bir uluslararasi iliskiler bolumu dersidir. dersin materyallerini okumak sıkıcı degildir ancak ders cok sıkıcı olabilmektedir. özellikle bu dersi veren kişi geçmişte bir diplomatsa o dersten uzak durulması tavsiye edilir.(bkz: biliyorum ki konuşuyorum) türk yunan ilişkileri genellikle ege sorunları, kıbrıs ve azınlıklar olarak 3 başlık altında incelenmektedir. ege sorunları da kendi içinde alt başlıklara ayrılmaktadır. bunlar karasuları, kıtasahanlığı, hava sahası ve fır hattı, ege adalarının hukuki statüsü ve adaların silahlandırılması olarak incelenir. uluslararası hukuk özellikle de deniz hukuku öğrencinin çok işine yaramaktadır. bu derste 1982 yılında imzalanan birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesinin(unclos) adını duymak insanda bir süre göz seyirmesine yol açar. bu dersi en iyi aktaran hocalardan birisi de `hasan ünal`'dır. uluslararası ilişkiler öğrencilerine şiddetle tavsiye etmekteyim.(bkz: yalandan kim ölmüş)
  • aşk ve nefret birbirine çok yakın duygulardır der ballin mundson gilda'ya.
    birbirini tamamlar, birbirinin içinden çıkar, birbirini fişekler.
    bir kadınla bir erkek olabilir bu ilişkide, iki kız kardeş, iki erkek olabilir.

    türklerle yunanlıların ilişkileri zordur, ırklar, dinler savaşır gökyüzünde. oysa ki yüzler yüzlere dönüktür, kalpler kalpleri anlar bazen ağlar, bazen güler. biri diğeri olmadan boş, anlamsız kalır. bazen de öldüresiye nefret eder, nefreti yakar karşısındakini kül eder, fakat yine de hüzünlü bir buzuki sesinde, bir ud sesinde denizi düşünür, uzaklara dalar.

    belki de sadece ben böyle düşünüyorum;
    i'm trying to remember (and sometimes forget) my greek roots in my turkish identity and my turkish roots in my greek identity.
    one without another, nothing. biri olmadan diğeri, anlamsız. enas xwris allos, tipota.
    bu ilişkide kimim bilmiyorum, kayboluyorum..
  • uzun soluklu bir aşk nefret ilişkisidir.
  • türkiye ismi almanya fransa gibi üzerinde yaşayan halktan almış fakat yunanistan öyle değil aynı ermenistan gibi abd gibi. baktığımız şeyin adı bile farklı baksanıza. bizim kültür seviyemiz pek ideal seviyede değil galiba.
hesabın var mı? giriş yap