*

  • kendi kendini kanıtlayan cümle.
  • akraba dillerin kolaylığını geçersek bence de sonradan öğrenmesi oldukça zor bir dilimiz var.

    - eklemeli olması. her ekin ünlü uyumuna göre değişik halleri.
    - ses düşmesi, ünlü benzeşmesi vs. kurallar ve istisnaları.
    - büyük ve küçük ünlü uyumları. ve istisnaları.
    - arapça/farsça ve batı dillerinden geçmiş yüzlerce kelime.
    - çoğu dilde bulunmayan -mişli geçmiş zaman
    - yine çoğu dilde bulunmayan ı ve ğ sesleri.
    - vurgunun çoğu zaman anlamın parçası olması bu zorluğun sebepleri.

    zaten iranlıların bir deyişi varmış 'farsça şeker, türkçe hüner' diye.
  • anadile göre değiştiğinden kısmen doğru, dolayısıyla da kısmen yanlış önermedir.
  • saçma ama bir başka açıdan; sistemsel sorunlar bir yana, bebekliğinden itibaren türkçe öğretilmeye çalışılan ama hala öğrenemeyenleri de gördükçe katıldığım önermedir.

    (bkz: direkt yerine direk diyenler ve yazanlar)
    (bkz: bağlaç olan de'yi da'yı ayırmayan insan)
  • söyleyen kişinin anadiline göre değişecek önerme.

    anadiliniz hangi ailedense o ailedeki akraba dilleri öğrenirken daha az bocalarsınız. köken ve yapı bakımından akraba olunan diller söz varlığı, dil sistematiği, ses ve cümle düzeni gibi içerik ve yapı benzerlikleri taşırlar. bu yüzden "ingilizce biliyorsan italyancayı çabuk öğrenirsin. " gibi, pratikte çok da yanlış olmayan önermelere denk gelebilirsiniz.

    içine doğduğumuz anadilimizi hayatın doğal akışı içinde öğreniriz. kuralları kitabi yapılarla değil, duyarak, hissederek benimseriz. küçük ünlü uyumu neydi, zarf tümleci hangi soruyla bulunuyordu filan umrumuzda değildir. dil hayat içinde akar, biz o dile yoğun şekilde maruz kalırız.

    doğar doğmaz, hatta çoğu araştırmanın iddialarına bakarsak daha anne karnında dile maruz kalışımız başlar ve o dille konuşmaya, sesli çıktılar üretmeye başlamamız yaklaşık 12 ay sürer. anadil edinimindeki fiziksel ve mental tolerans alanı elbette ve maalesef başka bir dil öğrenirken sağlanamaz. uzun süre duyarak edindiğiniz, dil şemaları şeklinde kopyaladığınız yapıları uygulamaya dökme, adım adım ilerletme için oldukça uzun ve konforlu bir vaktimiz vardır. işte bu vakti ve alanı yeni bir dil öğrenirken kendimize ne kadar sağlayabilirsek o kadar az zorlayıcı bir öğrenme takvimimiz olur. hatta bu yüzdendir ki "bir dili öğrenmek istiyorsan gideceksin o ülkede bir iki yıl yaşayacaksın arkadaş."çılar hiç haksız sayılmaz. ancak bizim dışarıdan sağlamaya çalıştığımız bu maruz kalma şartlarının uzun zamanda sağlayacağı tanıdıklığı bir çırpıda, neredeyse hiç efor sarf etmeden kolaylaştıran başat unsurlardan biri de kesinlikle dil akrabalığı bilincidir. (evet, bazı dillerle doğanlar biraz daha şanslı oluyor.)

    adına edat, bağlaç, sıfat dendiğini çok çok sonraları duyacağınız bir yapının anlatamasanız da bildiğiniz, hissettiğiniz işlevini başka bir dilde karşılayan yapılara tesadüf ettiğinizde zihninizde bir ampul yanar. siz daha fark bile etmeden iki dil arasında çeşitli yapı ve anlam örüntüleri kurarsınız. dilin en büyük sihri olan bu "kendiliğindenlik" işinizi öyle kolaylaştırır ki bir bakarsınız yeni dilde oturup çalıştığınızdan çok daha fazla şeye hakim olmuşsunuz, doğaçlama yapabilir duruma gelmişsiniz. işte bu özgürlük alanını size tanıyan aşinalık, dil akrabalıklarından kaynaklanır.

    türkçenin yabancı/ikinci dil olarak öğrenilmesindeki güçlük meselesine dönersek, az önce değindiğim dil akrabalıkları nedeniyle şanslı olan grubu bir netleştirmek gerekir. türkçenin altay dil ailesindeki köken bakımından kabul görmüş ve şüpheli akrabaları olan (türk dilleri/lehçeleri olanları sıralamıyorum) moğolca, mançuca, tunguzca, japonca(?) ve korece(?) ile yapı bakımından akrabası olan macarca anadil konuşurları için türkçe, öğrenilmesi zor bir dil değildir pek. bu serzenişi duyduğumuz kişiler ya hint-avrupa ya hami-sami ya da bantu dil ailesine mensup dillerin anadil konuşucularıdır. yani ingiliz, fransız, italyan, afrikalı, rus, acem arkadaşlarımız... tıpkı bizim onların dillerini öğrenirken göbeğimizin çatlaması gibi onlar da kendilerine, dillerine hiç akraba olmayan türkçeyi öğrenmekte zoranırlar. doğaldır.
    ancak elbette imkansız değildir.
hesabın var mı? giriş yap