• bir çok çocuğun ve çiftin hayatlarını cehenneme çevirebilen dayatmadır.
  • bir insanın, diğerine; tüm yaşamı boyunca yanında olacağının sözünü vermesinden dolayı olduğunu düşündüğüm yüklemedir. bu yüklenen anlamın büyüklüğü, verdiğiniz sözlere olan bağlılığınızla doğru orantılıdır.
  • "türkiye'de evlilik, ortalama erkek için en basit anlamda cinselliği beleşe getirme ya da dışarıda karşılayacağından daha düşük bedele elde edebileceği bir kılıfa sokma halidir. vasıfsız ortalama kız içinse eve ekmek getirecek bir "direk" bulmaktır."

    hmmm ilginç

    "biraz daha ortalama üstü -üniversite mezunu- erkekler için bir işe yarama, baltaya sap olma, kendini ve ailesini geçindirme, adam olma gibi çok büyük anlamlar yüklenen ve konu, komşu, eş dosta karşı şov amaçlı kurgulanan bir yapıdır. tahsilli ya da vasıflı kadın/kız için ise, evde kalmadan bu yarışı tamamlayabilmenin ve toplumda konumu, kariyeri itibariyle sayılan bir erkeği elinde tutabilmenin gösterişidir."

    aşkın da bu süreçlerde zerre uyarısı/katkısı olmadığı kanaatindeyim zaten şu bilinen tarihte erkekler başlarımızı sokucak bi yer bulalım da gerisini sonra koyarız mantığıyla iş yaptığı da gerçek tabi

    ne ki di mi evlilik dediğin siktir edelim beraber yaşayalım, yavşayalım
  • (bkz: türk kızı)
  • evliliği siktir edip, beraber yaşama ihtimalinin düşüklüğünden kaynaklanır çoğunlukla...
  • evlilik arefesinde olan çiftlerden duyulabilecek "ikea'dan alalım diyoruz ama 5 sene sonra dağılır bu" cümlesinin pekiştirdiği davranıştır.
    sanki 5 sene sonra yanındaki dağılmayacak.
  • evlilik, türkiye'ye özgü bir paylaşım, birlikte yaşama sorunu değildir, algılanışı ve uygulanışıyla problemleşen, devlet şahitliğinde kağıdın imzalanmasıyla resmi birlikteliğin onaylanmasıdır. ve tabi ki bir kağıt parçasının üzerine mühür basmak kalpleri, yaşamın neresinde beraber durulacağını, neye kızılacağını, cinselliği yaşama kısmını ve benzeri sayısız ortak duyuları aynı denklemde çözüme kavuşturamıyor, bunun dışında evliliğin tarihiyle, soyadı uygulamasının kaderi "sosyal anarşiyi engelleme" düşüncesi yatıyor.

    kısa bir anekdot olarak:

    sovyet rusya, devrim ile birlikte evlilik kurumunu neredeyse feshetmiş, cinslerin birlikte devlet onayı olmadan yaşamalarında hiç bir sakınca görmemiş fakat yanlış hatırlamıyorsam 1936 yılında bu uygulamaya son vermişti, ortaya çıkan sonuç, sosyal dünyası bozulan, son derece bozuk ilişkiler düzeyine giden ne olduğu belirsiz topluma dönüşmekteydi...

    türkiye de evliliği,

    kadın ve erkek haklarını doğru anlayamamış, yahut umursamayan,

    ruhen -kervan yolda düzelir- mantığının da güzel bir beraberlikle sonuçlanacağına inanan,

    mali özgürlüğü aile geçimini sağlayamayacak düzeyde olmasına, ebeveynlerinin katkısı olmadan, ay sonunu bağlayamayacak olmasına rağmen gerçekleştirenler,

    çocuk yaşta, henüz kişiliği, karakteri, sorumluluk dünyası gelişmemiş,

    bireylerin gerçekleştirmesi nedeniyle ortaya mutsuz, umutsuz, karısına, kocasına, çocuğuna şiddet uygulayan, cinsel tacizde bulunan, haberlerin çıkmasına, yaşanmasına sebep olmakta.

    tüm sorunların ortak noktası kendi gelişimini doğru sağlayamamış bireyde yatıyor sanırım. onun dışında doğru bir yaşam havuzunda evlilik sadece türkiye de değil, dünyanın genel düzeninde kendi iç dinamiğinden beslenen sayılı toplum düzenleyicilerinden biri.
  • turkiye'yle alakasi hic yoktur. bircok toplumda evlilik 60-120 gun arasi bir buyulu surecin ardindan kendini yavas bir curume haline birakmaktadir.
    istisnalar var tabii ki. ama bu durum boyle. surduremeyecekseniz girmeyin bu ise buyukler, adam olun iki dakika.
  • geri dönülemez olduğu sanrısından kaynaklanan stresten olabilir.
  • evlilik kurumunun sosyal gerekliliğini (kısaca belirtmek gerekirse nesebi düzenlemesi, mirası düzenlemesi -ki bu bilhassa kadınlar için daha önemli ülkemizde- vs..) geçtim, sevdiği insanla beraber yaşaması için tek şansı evlilik olan insanlarca çok da fazla anlam yüklenmemektedir.
    daha açık bir anlatımla evliliği düzenli seks olarak gören insanlardan her halukarda daha az anlam yüklemektedirler. daha masrafsız ve daha çok çeşit taşıyan bazı yöntemler var dileyene anlatabilirim yolunu.
    bir de evlilikle ilgili en çok atıp tutanların evliliğe daha fazla anlam yüklediğini düşünüyorum bazen. lan ne önemi var sevdiğinle beraber olacaksın, tek ihtimaliniz evlenmekse atarsın imzanı geçersin. o kadar da zor gelmiyor bana.

    not: evlilik yanlısı değilim, karşıtı da değilim, umrumda da değil ama böyle beylik bir başlık açıp, altına evliliği "cinselliği beleşe getirme" olarak tanımlayınca biraz sinirlendim açıkçası . ha sen takıldığın hatun sana vermiyor diye evliliğe bok atıp becereceğini sanıyorsan bilemem. yolun açık ola...
hesabın var mı? giriş yap