• kitapların pahalı olmasındandır. zaten çok okuyan bir toplum değiliz. okumaya teşvik edilmiyoruz, iş ticarete dökülmüş durumda. her şey reklamdan ibaret. türü ne olursa olsun kitaplar pahalı. okuyanlar için de güç bir durum bu. kitabı satın alamıyorsun. ödünç alman gerek, okuyan arkadaşını bulursan tabii. korsana karşı değilsen korsanını bulacaksın mecburen, internetten pdf'ini aratacaksın ya da. bunlar her zaman her kitap için geçerli olmuyor. pdf dosyası bulunsa bile, e-kitap okuyucu, tablet veya kitap okunabilecek bir akıllı telefon gerekiyor. ya hiçbiri yoksa? okumak isteyen yoksulsa ne olacak?

    kütüphanelerimiz var, evet. istanbul'da yaşıyorsunuz değil mi? ben de. sekiz yılımı küçük bir yerde geçirdim, kütüphane yoktu. okulların kütüphanesi de yoktu. üniversite bile yoktu. büyük şehirler için konuşalım, kütüphane büyük bir imkan. ancak güncel kitaplara ulaşmanız yine zor. bunun için insanların güncel kitapları alıp kütüphanelere bağışlaması lazım, ama şansa bakın ki öyle bir çoğunluk yok. zengin kütüphanelere sahip değiliz, en azından bütün türkiye'yi genellersek.

    güncel kitaplar bir yana, eski kitaplara ulaşmak da zor oluyor bazen. yeni basımı olmadığından. sahaf sahaf gezip bulamıyorsun. örneğin yahya kemal beyatlı'nın şiirlerini okumak istiyorsun. en bilindik şairlerden, değil mi? sahaflarda ara bul. yeni basımını mı istersin? 100 küsür lira civarıydı bir iki sene önce baktığımda. bütün şiirleri olmalı. bir de edgar allan poe'nun bütün eserlerini bir kitapta toplamışlardı, görünce ağzımın suyu akmıştı. fiyatını görünce kitabı geri bırakmıştım hemen.

    bir bilgiye veya hiç olmazsa kitap okuma zevkine erişmek bu kadar zor olmamalıydı. bugüne kadar korsan da okudum, internetten de indirdim, arkadaşımdan da ödünç aldım kütüphaneden de. hatta kitap çaldım bile. elimden gelebildiği kadar okudum. ama biliyorum elinden bu kadar gelemeyenler de var. benim bile hala "okuyamadığım" çok şey var.

    piyasa, yayınevleri, kitapçılar... her şey tamamen duygusal. türkiye'de kaç evde kitaplık var?
  • muhtelif sebepler barındıran, içeriği okunduğunda hak veriken iddia. türkiye'de neredeyse ''iman vergisi'' bile alınacağı için, kitapların pahalı olmasına şaşırmıyoruz aslında. neredeyse ''ee madem iman ediyorsun, çık vergisini'' ya da ''madem imanın var, o zaman şu şu şu mali konularda mükellefsin'' denecek noktaya geldiğimiz için, her şey pahalı.

    ben bir ilçede yaşıyorum, aydın'ın bir ilçesi. kütüphanemiz gerçekten zengin değil. çok bilinen eserlere ulaşabiliyoruz, ne bileyim bir tutunamayanlar'ı bulabiliyoruz. veya kült kitapların hepsi var ama kıyıda köşede kalmış, ''dur ulan şunu da bulayım'' dediğim kitapları görmedim henüz kütüphanede. kitapçılarla da sağlam dostluğum vardır ama, adam 50 küsur milyonu neden bana hibe etsin ki?

    bir de şu var, çok dertliyim. ben tarih bölümü mezunu bir adamım. hani tarih adına yapılmadık şaka kalmadı, ''bugünün tarihi ne len? sen tarihçisin bilirsin'' diyeni bile gördü bu gözler. ama derinlemesine çok tarihi eser yok. fatih sultan mehmet'e her ortalama türk gibi çok yoğun duygular hissediyorum, büyük bir hükümdar gerçekten.

    fakat ben ''fatih bizans'a ne koymuş, huuh be'' falan demek istemiyorum. ben fatih'in entellektüel yanıyla ilgili kitap okumak istiyorum. bu konuda kitap hiçyok. derme çatma, oradan buradan çevirdiğim makalelerle idare ediyorum resmen. nasılsa okunmuyor mantığıyla mı yazılmıyor, yoksa ''daya bunlara aşk romanını siktir et gitsin'' dendiği için mi böyle bilemiyorum. kendi çapında bir kütüphane yaratmış olan bir dostuma bahsettiğim zaman ''belki sen bu konuda ilk kitabı yazarsın'' demişti. durum o kadar vahim.
  • kitaba ulaşmanın tek yolunun onu satın almak olduğunu sanan satınalıcıların düşüncesidir.halbuki kütüphaneler, arkadaşlar ve sayıları çok az olsa da ticari amaçlarını ikinci planda tutan sahaflar da var bu ülkede.ama öncelikle aramaya inanmak lazım
  • bir şeyler okumak isteyene acayip olanaklar var. kimse kendini bunlarla kandırmasın. eski kitapçısı var bunun, hiç olmadı internet kafeye gider wikipedia makalesi basarsın.

    beyin yorgunluğu sevmeyen ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar da aynı yolda gidiyor. ulus kültürde çok kötü giden şeyler var.
hesabın var mı? giriş yap