• gazeteci yazar fatih altaylı'nın bugünkü köşe yazısında dile getirdiği olaydır.

    insanlar 2-3 ay belli oranda bu tedbirlere uydu. ancak cehalet ve lümpenlik maalesef halk sağlığının önüne geçmeye başladı. bir de buna aman ekonomi bozulmasın diye kaygılanan devlet de tuz biber ekince iş iyice zivanadan çıkmaya başladı.

    yahu salgın hastalık var, herif tutmuş ayasofya'yı cami yapıp onbinlerce insanı daracık alana yığıyor. sağlık bakanı da ''önce tedbir sonra tekbir'' diyerek bu rezalete çanak tutuyor.

    salgın hastalık kol geziyor adam hala sınav ve müfredat derdinde. bok var sanki. 1 sene falan şu zımbırtıları ertelese ve uzaktan eğitim ile işleri halletse geberecek.. öğrenci velileri desen aman çocuğum geri kalmasın derdinde. virüs falan hak getire. lan çocuğun hemen yarın üniversiteyi bitirse ne bok yiyecek sanıyorsun bu ülkede? iş mi var? ekonominin hali ortada.. üniversiteyi bitirenler ülkeden kaçmaya çalışıyor, sen de çocuğunu yarış atı gibi kırbaçlıyorsun hala..

    salgın hastalık kol geziyor, herif hala tanrılar için kurban kesmek gibi en son aztek ve inkaların uyguladığı pagan ritüelleri uğruna gidiyor kalabalık hayvan pazarlarına pazarlık yapıyor, maske ve mesafeyi hiçe sayıyor, bayramlaşıyor sonra da elinde bıçakla zavallı hayvanı kovalıyor falan. bir tanrı varsa eğer akıl fikir versin ne diyeyim.

    bir laf da tatilcilere. bir sene de yapmayıverin şu boku.. bir sene de geri kalın marsık gibi yanmaktan, barlarda sabahlamaktan, zamparalık peşinde koşmaktan, hava atmaktan ve bir lahmacuna 300 lira verirken story atmaktan.

    yani ne söylesek boş.

    neyse daha fazla uzatmayım.

    fatih altaylı şöyle demiş yazısında:

    --- spoiler ---

    corona ile mücadelede ilk günden beri ön cephede savaşan tanıdık bir doktor aradı dün.

    “bakan’ın açıklamalarını 6 ile çarpmışsın” dedi.

    “mehmet ceyhan hocamızın verdiği oranlardan yola çıkarak istatistiki bir sonuç elde etmeye çalıştım. hata mı yapmışım?” diye sordum.

    “yapmışsın elbette. bana sorarsan 6 ile değil 10 ile çarpman lazımdı” dedi.

    “dalga mı geçiyorsun benimle” dedim.

    “hayır çok ciddiyim” dedi.

    üstelik bu kez tek merkezli değil, daha yaygın bir artış olduğunu söyledi.

    “pek çok ilden çok yüksek sayılar duyuyoruz.”

    kısa süre sonra çok güvendiğim bir dostumdan bir mesaj geldi.

    o da önemli bir hastanedeki başhekim dostundan aldığı güvenilir bilgiyi aktardı.

    “günlük hasta sayısı 8-9 bin civarı. “

    bu bilgiler gelince asabım bozuldu.

    çok güvendiğim bir hekimi aradım.

    işin tam göbeğinde olun birini.

    aldığım bilgileri aktardım.

    “bak fatih’cim ben doktorum, matematikçi değil. benim işim sayılarla değil insanlarla. bu yüzden sayı falan bilmem. veremem de. çünkü vereceğim her sayı tahmini olur. tüm verilere hakim değilim. ama bildiğimi seninle paylaşırım.”

    “bildiğin ne?” diye sordum doğal olarak.

    “bildiğim şudur. nisan, mayıs ve haziran baskılarını çok rahat atlatan sağlık sistemimiz zorlanmaya başladı. daha açık söylemek gerekirse şu anda sağlık sisteminin çökmesine ramak kaldı. git dolaş bakalım hangi hastanede kaç yatak kaldı, kim hasta kabul edebiliyor bir bak.”

    derin bir nefes aldı.

    “ve daha bayram etkisini görmedik. halkımız bu sorumsuzlukla davranmaya devam ederse 15 gün sonra italya’da, ispanya’da, fransa’da gördüğümüz tablolarla karşılaşmaya başlarız.”

    “ölü sayılarında mı?”

    “kaç kaybımız olur bilemem. ama hastane bahçelerinde yatanlar, yollarda devrilenler, evlerde ölüp birkaç gün sonra ulaşılabilenler. bu olasılık giderek güçleniyor. şaka değil. iran gibi oluruz. bak ben ve arkadaşlarım 5 aydır gece gündüz demeden çalışıyoruz. bir tek hayat kurtarmak için kendimizi riske atıyoruz. buna karşılık tek beklentimiz halkın da bir maske takması, birbirine çok yaklaşmaması. bunu bile yapmayan bir millete biz ne yapalım.”

    sevgili okurlar.

    durum çok ciddi.

    yalvarırım biraz özen. biraz tedbir.

    --- spoiler ---

    kaynak burada
  • hiçbir bilimsel veri içermeyen boş bir yazıda ortaya çıkan temelsiz önermedir.
    rakam yok, kanıtlanabilir veri yok. bomboş yaz dur.
  • tabi bilimsel verileri seffalikla paylasan bir saglik bakanligimiz, bagimsiz sekilde olan biteni degerlendirip raporlar seklinde aktarmaya hakki olan saglik orgutlerimiz, hastane hastane dolasip olan biteni korkmadan arastiran bir medyamiz oldugu icin itibar etmememiz gereken iddiadir
  • bu gidişle yakın zamanda sağlık sistemi sos verebilir.

    bir çok şehirdeki hastaneler halihazırda kırılıyor zaten.
  • doğru veya yanlış, adam olun da maskelerinizi takin, dikkatli olun. herkes korona bitmiş gibi rahat davranıyor.
  • biraz özen, biraz tedbir demekle olmuyor o işler. tedbiri al, özen göster diyince olmuyor. sağlık bakanlığı altyapısını buna uygun olarak geliştirmediyse, cebri önlemler almak zorundadır. bunları alamayıp, sağlık alt yapısını da geliştiremiyorsanız, kartal'da şöyle yatak kapasiteli hastane açtık, böyle yaptık çağ atladık gibi konuşmalar yapmayacaksınız. pandemi ile mücadelede başarılı olan bir sağlık bakanlığının ve sisteminin tek göstergesi hastane kapasitesinin yeterliliğidir. ölü sayısının, test sayısının, günlük vaka sayısının değil hastanelerdeki doluluk rakamlarının ve fiziki durumun kıstas olarak görülmesi ve buna göre hareket edilmesi gerekir.
  • --- spoiler ---

    derin bir nefes aldı

    --- spoiler ---
  • sağlık sisteminin çökmesinden tatil kredisi veren, test yapmayan, devletin kasasını boşaltıp tüm sistemi kitleyen, zaten çöken ekonomi iflas vermesin diye yasakları uygulamaktan aciz, vatandaşına salgın döneminde günde 30 küsür liradan fazla yardım edemeyen (o da herkese değil), işçiyi değil patronu koruyan pandemi paketleri yayınlayan ve bağış paralarına çökenler değil cehaleti yıllardır malum türk insanı sorumlu öyle mi ?

    insanlar bir kaç saatte bir değişmesi gereken maskeyi günlerce tak çıkar yapıyor farkında mısınız? 1 liraya maske satışına izin verince bütün sorunlarımız sona erecek mi sandınız? ya bu ülkenin insanları bilgisiz, bencil, parasına bakar, reisine tapar. ne zaman kendileri ya da etrafındakiler için sorumlu hissetmişler de siz halka dayıyorsunuz sırtınızı? resmen pandeminin faturasını insanlara çıkaracaklar, aylardır da sorumluluğu sistematik olarak insanlara yüklüyorlar aklım almıyor.
  • ihtimal dahilinde olsa da fatih bey'in sunduğu kanıtlar saçmalıktan öte değildir.

    “bak fatih’cim ben doktorum, matematikçi değil. benim işim sayılarla değil insanlarla"
    "git dolaş bakalım hangi hastanede kaç yatak kaldı, kim hasta kabul edebiliyor bir bak.”

    herkes dünyayı kendi dünyasından ibaret sanıyor.

    sağlık bakanlığında raporlama sistemlerinin hazırlanmasında ve kullanımında yer aldım bundan birkaç sene önce. bu tip doktor-eczacı tahminleri en sinir olduğumuz şeylerdi. örnek vermek gerekirse ben eczacıyım şu ilaçtan çok fazla satıyorum o zaman türkiyede bu hastalıktan çok var. bahsettiğimiz eczacı günlük 300-500 ilaç satan bir eczane sahibi. türkiye'nin günlük ilaç satışı 5.5milyon civarı. şimdi bu arkadaş bu tahmini yapması ne kadar doğru? hadi çevresindeki eczanesi olan arkadaşlarını da say gene ne kadar doğru?

    bana göre zerre etik değil. hatta ahlaksızlık seviyesinde bu tahminlerin halka sunulması çünkü halk ciddiye alıyor. ne zamanki elinde bilgi belge olur o zaman yap haberini. mahalle dedikoducularından bi farkı olsun.

    "bak fatih’cim ben doktorum, matematikçi değil" o zaman bırakmak matematikçi gibi konuşmayı işini yap. türkiye sağlık sistemi senin gördüğün duyduğundan çok daha büyük. senin sahip olduğunu düşündüğün veri örneklem olmaktak çok çok çok uzak.

    hastaları zatürre göstermek vs. gibi şeyler olabilir. hatta bununla ilgili de çok dedikodu çıktı son raporları artık zatürre oranını da eklediler. ki bu bile riskli onlar için çünkü sisteme tanı kodunu giren doktor. ne yapacaklar türkiyedeki bütün doktorlara bunu tembihleyecekler mi?

    sayılarda ufak tefek dolaylı oynamalar olabilir. ancak bu işin içinden biri olarak benn bilerek 10 kat yanlış sayı verme vs. durumlarına inanmıyorum.

    sorular gelmeden önce peşinen ekleyeyim.
    bilerek halka yanlış/az veri sunuluyor olamaz mı?
    olabilir. ama yapamazlar emin olun o hazırlanan raporun daha detaylı hallerini gören birçok insan var. öyle 10 kat vs. benzerinde çarpıtmalar yapılsa emin olun doğru istatistikler sızar. sızarsa da "ya benim benim kaynım doktor hastanesinde yatak kalmamış" minvalinde olmaz. çatır çatır küsüratına kadar sızar.

    bu veriler kaynakta değiştirilemez mi?
    değiştirilemez.

    not: doktorların-eczacıların defalarca biz yıllardır bu işin içindeyiz bu böyle diyip istatistikleri görünce göt olup sustuklarını görmüş birisi.

    tanım: temelsiz bir iddadır.
  • bak şurdan -> siktir git.
hesabın var mı? giriş yap