türkiye'de yaşamak ^*

• daile carneige misali yaşama sanatını bilmektir.
• (bkz: türkiye'de yaşlanmak)
• (bkz: bu iş çok zor yonca)
• sabır gerektirir. hevesinizi, coşkunuzu, enerjinizi törpüler. aksayan bir şeylerin bir yerinden tutmaya kalktığınızda, tuttuğunuz yerden kopmaya alışmanız gerekir burada. hayatınıza devam edebilmek için bir an evvel boşvermeye, sıradanlaşmaya, yüzeyselleşmeye, boyun eğmeye, kadere vb. şeylere inanmaya başlamanız gerekir.
• (bkz: where it hurts)
• leyleklerin nedeni bilinmez bir şekilde sizi burada^* bıraktıkları tarihten itibaren sürdürülen eylemdir. yaşamaktan ne anladığınız ölçüsünde göreceli duygular barındırır.
• eğer kısa süreliğine yurt dışına çıktıysanız ve küfredince karşınızda anlayan, size karşılık veren üstüne bi de kavga cıkaran insanları bile özlediyseniz, türkiye'de yaşamak güzeldir, lezizdir^*
• düşüncenin ve duygunun çoğu ustasını hırpalayıp, sürmüş hattâ öldürmüşüzdür. ama onlar da özlemiştir güzel ülkelerini. hiç bi aşığına çok iyi davranmasa da karasevdaya benzese de sevince geriye dönüş yoktur. başka ülkeler, başka coğrafyalar ve insanlar bi noktadan sonra hep hikayedir...
  
  akgün akova'nın anlattığı gibi, her şeye rağmen nefistir.
  
  "ama iyi ki buradayım, burada hiçbir şeyi unutmadan
  burada
  bilginin bilgisizlikten daha çok acı verdiği yerde
  burada, tam karşında"
  
  (bkz: baba bana bağırma)
• sanki başka bir yerde var olduk da, bu ülkeye ışınlandık yanlışlıkla. bu ülkenin koşulları içine doğduk, burada biçimlendik bir çoğumuz ve burada yaşamanın koşullarının oluşmasına herkes kadar katkıda bulunduk. tam bu ülkenin insanıyız, aynen ona benziyoruz!
• turkiye'de yurutmek ile beraber oldugunda dadindan yinmeyen aktivite.