• ince elenip sık dokunan, aşırı özen gösterilen, en küçük ayrıntılarına dahi büyük önem verilerek hazırlanan bir belgesel projedir. gerek anlatımın üslubu, gerek olayların objektif işlenişi, gerek faydalanılan nitelikli arşivlerle şimdiden bir referans kaynağı olacağına delalettir. pek baba yönetmen abilerin kabiliyetleri ve sağlam oyuncu kadrosunun da kısa filmlerle şenlendirdiği bir projedir aynı zamanda. başarılı, başarısız, iyi, kötü, çirkin,güzel vesaire gibi etiketler yapıştırılsın veya yapıştırılmasın, acı tatlı memleket anılarını hatırlamak istediğinizde, içeriğinden faydalanabileceğiniz akademik bir ürüne ihtiyacınız olduğunda, yahut tarihi bilgilerinizi pekiştirmek istediğinizde başucu eseriniz olacaktır. öyle ki yazar, okurun gayet standart bir izleyici olduğunu varsaydığında bile izleyeceği şeyden keyif alacağından ve aynı zamanda bir şeyler öğreneceğinden adı gibi emindir.
  • beklenenin altında çıkan bir ilk bölüm e sahip belgesel. sanırım en büyük sorun neyi anlatacaklarına karar veremeyip ne bulursak anlatalım demelerinden olmuş. yani çok şey var ama hepsinde bi parça arada da bol bol animasyon ve bir şeye benzemeyen çizgi filmler vesaireler. ilk bölümünün kendisi kadar bir de kötü kısa filmi var ki altıoklar gene konuşturmuş yönetmenliğini! yahu idam cezasını eleştiren bir film çekmiş ama zaten oyunculukların bu kadar az gerektiği bir filmde halil ergün'ün bir kaç küçük diyalogla bu kadar kötü oynaması aytaç arman'ın eşlik etmesi diğerlerinin susması, yıllardır çılgın genç gördüğümüz arda kural'ın yapmacık bakışları ve nehir erdoğan'ın salise başına düşen nefesleri beni bitirdi. bir de ne idiğü belirsiz fırtınas sesleri vardı ki korku filmine gitsek bu kadar fırtına sesi duymazsınız. bir şeyler senaryo anlamında yakalanacakmış o da olmamış ama gene de filmin en doğru yeri senaryosuydu.

    tabii bu ilk bölümle tüm belgeseli yermemek lazım. devamını izleyip göreceğiz.
  • alaturka müziğin atatürk tarafından yasaklanmasını hicveden bir sinan çetin belgeselinin de dahil olduğu proje.

    "türk müziğini yasaklıyoruz, batı müziği besteliyoruz ve bu sayede 'modern' oluyoruz" politikası hicvedilmiş. gayet de güzeldi.

    sonunda "insanların hayat tarzlarını yasaklayarak 'çağdaş' olmaya çalışan siyasi otorite hayat karşısında hep tuhaf kalmıştır" gibi bir yazı da vardı.

    (bkz: alaturka musikiye yasak)
  • bu haftaki bölümünde 68'den 74'e geçen süreyi anlatan belgesel. lakin bir çok konuyu es geçmiş olmaları gerçeğini göz ardı edemiyoruz. dönemin belki de en büyük sorunlarını nebil özgentürk şöyke bir özetlemiş. bir de dikkatten kaçmadı ilhan selçuk için sonradan bir ek bölüm hazırlamışlar. tabii kendisinin sonradan unutmak gerek dediği ziver bey köşkünün gözaltısından sonra ne kadar hatırlayacak bilemeyiz. kısa filmleri kuşağındaysa hatırla sevgiliden bir kısa film izledik. hatırla sevgili'nin bilumum deniz gezmiş'li sahnelerinin yeniden kurgulanışını film diye sunmuşlar. ama bir noktada haklarını yememek lazım dizinin sonuna koymadıkları "yaşasın tam bağımsız türkiye! yaşasın marksizm-leninizm! yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği!! yaşasın işçiler, köylüler kahrolsun emperyalizm." sözlerini söyletmişler denize ve sona da can yücel'in şiirini koymuşlar.
  • şu sıralar elle tutulur, izlenebilir, bir şeyler öğrenilebilir, bir şeyleri hatırlatabilir çook nadir programlardan birisi. harikulade.
  • 28-29 ekim'de atv'de yayımlanacak belgesel. atv'nin "cumhuriyet hediyesi" olarak.
  • yaprak dökümü'ndeki alirıza bey, gençken yavuz bingöl'müş ve siyasi polismiş, bunu öğrendiğim bir belgeseldir. bu filmlerin kimi yönetenleri evvela kısa film kursuna gideylermiş keşke, bilgilerini tazeleselermiş, varsa çırakları, öğrencileri izlemesin zinhar alay mevzusu olurlar, benden söylemesi..

    kopça için özel not*: yüz eskimesi meselesinin değil, kötü oyunculuk meselesinin altını çizmek istedim
  • yakın tarihi; ampuller, fenerler, ergenekonlar, nezaket çerçevesinde tecavüzler, bitmek bilmeyen işkenceler, dünyayı sallayan ama bizi teğet geçen krizler ve daha nice türkiye manzaralarını da ele almasını beklediğimiz -en azından benim beklediğim- belgesel.
hesabın var mı? giriş yap