• yanılmıyorsam almanya'nın ağır sanayileşmesini kısıtlayan antlaşma neticesinde, teknoloji transferi yoluyla kayseri'de kurulan fabrikada başarılmış olaydır.

    "batılıların, "sermayeden yoksunluğu nedeniyle" bağımsızlığını koruyamayacağını söyledikleri türkiye, onların hayret dolu bakışları altında, sivil havacılık alanında beklenmedik başarılar elde ediyor ve uçak yapıyordu. üstelik bu uçaklardan 8 kişilik yolcu uçaklarını, avrupa'nın göbeğindeki danimarka'ya satmıştı. ancak, abd'nin türkiye'de etkinliğini arttırdığı demokrat parti döneminde; mke'nin (makina kimya endüstrisi) gerçekleştirdiği uçak üretimine, 4'ünün hediye olarak ürdün'e verildiği 56 uçaklık son parti üretimden sonra son veriliyordu"
    [metin aydoğan - türkiye üzerine notlar]

    (bkz: kayseri tayyare fabrikası)
    (bkz: ankara rüzgar tüneli)
    (bkz: atatürk'ün ileri görüşlülüğü/@fleurquin)
    ve tabii ki
    (bkz: nuri demirağ)

    [ek: boeing 1916, airbus 1970'te kurulmuş]
  • bunu yapan, bunu da yapmıştı;

    (bkz: devrim)

    (bkz: türkiye'nin otomobil üretmesi)
  • alakalı olarak:

    (bkz: ankara rüzgar tüneli)
  • yıllar önce nuri demirağ tarafından gerçekleştirilmişti.fabrikası da şu beşiktaş iskelesinin yanındaki meşhur,inşaata benzeyen ama ne olduğu belli olmayan kapalı alandır.
  • önce vidalardan başlasınlar dedigim önerme.

    zamanın ötesinden gelen edit: bunu kötüleyenler, heralde türkiye'nin istese millennium falcon bile üretebilecegini bildiklerinden kötülemişlerdir.

    (bkz: istese atom mühendisi bile olabilirdi)
  • mühendise ve kaynağa sahip olduğu halde, uluslararası kapitalist sistemle entegre olmuş ve geri kalmış bir kapitalist ülke olduğundan dolayı, küresel tekellerin pazar hakimiyetini kıramayacağı için hayal olan şeydir. aynı şey otomobil üretimi mevzusunda da geçerlidir. uçağın da, otomobilin de ancak montaj ya da belli bazı parçaların yapmı noktasında üretimini yapabilir. tabi ülkemizde kapitalist üretim ilişkileri ortadan kalkarsa bu durum değişebilir.

    (bkz: #16985896)
    (bkz: emperyalizm)
  • eğer bahsedilen sivil taşımacılık için uçak üretmekse bu kısa ve orta menzilli uçaklar için yapılabilecek tai'nin brezilyalı embraer gibi kendi ayakları üstünde durabilecek seviyeye gelmesine neden olabilecek pazar bulunabilirse kar da yaptırabilecek üretim. ama iş savaş uçağına geldiyse rusya,fransa,isveç ve abd hariç hiç bir ülke tek başına uçak üretmeye kalkmıyor. abd bile f-22 yi kendi yapmış ama astronomik maliyetleri bu uçağın sayısını 300 civarına sınırlamıştır. halbuki türkiye'nin de içinde bulunduğu bir konsorsiyum tarafından üretilecek f-35 çok daha ucuza malolmuştur.yine eurofighter ingiltere almaya ve italya ortaklığında üretilmektedir.fransa ise tanesi 150 milyon dolara patlayan rafale ile uğraşmaktadır.

    günümüzde askeri uçak üretmek pahalı ve akılcı olmayan bir yatrımdır ve türkiye bu iş için geç kalmıştır. geç kalmadan önce ise nuri demirağ gibi bir insana kıyan milli şefler ve amerika tarafından kandırılan çok zeki! demokrat partililer vardır.

    edit:imla
  • her şey türkiye’nin kurulmasıyla başlar. bu dönemlerde ağır sanayi ve silah endüstrisinde özellikle de ingilizler tarafından ciddi engellemelere maruz kaldığımız gerçeğini üzülerek belirtmeliyim. türkiye her ne kadar direncini korumaya çalışsa da, ikinci dünya savaşı yaklaşırken dahi kocaman bir hurda çöplüğü gibi görünmekteymiş.

    atatürk o zamanlarda ingilizlere karşı almanya kozunu kullanarak bazı atılımlar yapmak istemiş. bu atılımlardan birisi 1925 yılında alman junkers flugzeugwerke şirketiyle tomtaş’ın ortaklığı ile kayseri’de kurulan uçak fabrikasıdır. (bkz: kayseri tayyare fabrikası)

    anlaşmaya göre; hava kuvvetlerimizin ihtiyaç duyacağı uçakların üretimi ve revizyon işlemleri bu fabrikada yapılacaktır. buna karşılık junkers firmasına türkiye'de hava yolu işletmeciliği hakkı verilecektir. tabi ki bu anlaşmanın bilinen kısmıdır. almanlar anlaşmaya türkiye’de petrol arama yetkisi ve boksit madenlerinin kullanımını içeren maddelerde eklemek isteyince, bizim uçak işi yan yatar.

    her şeye rağmen 1926 yılında uçak fabrikası açılır fakat kısa bir süre sonra maliyet kurtarmıyor gerekçesiyle kapatılır. 1930 yılında milli savunma bakanlığı olaya müdahil olur ve 1932 yılında amerikan curtiss aeroplane and motor company firmasına 33 adet uçak üretilir.

    2. dünya savaşı yaklaşırken almanya ve polonya ile proje ortağı olan türkiye'de 69 uçak daha üretilir. bu durumu çok içerleyen ingilizler, 1940 yılında philip and morris aircraft şirketi aracılığı ile türkiye’ye 24 adet magister uçak ürettirir.

    tüm bu zorluklara rağmen, derme çatma da olsa ilk uçağımız 24 mayıs 1979’da, hava kuvvetleri'ne bağlı kayseri ikmal bakım merkezi'nde, "mavi ışık" adıyla havalanmıştır.

    tai’nin %49 hissesine sahip olan tusaş’ın yönetiminde söz sahibi olan taraf amerikaydı. yani, her konuda kararı amerikalılar veriyordu ama, isim türk ismiydi.

    2009 yılında lockheed martin ile ortaklık sözleşmesi biten tusaş’ın ani bir atakla, 12 ocak 2005'de lockheed martin ve general electric hisselerini satın alması bile uçak üretebilmemiz için kafi gelmiyor.

    huzurlarınızdan çekilirken, konuyu şefkatli kollarınıza bırakıyorum.
  • (bkz: #19077351)
    ibretlik.
hesabın var mı? giriş yap