• sina akşin'in kitabı.mülkiye'de 1. sınıfların inkilap tarihi ve atatürkçülük dersinin kitabıydı bir aralar, hala öyle mi bilmiyorum.
  • iühf de oktay uygundan siyasi tarih dersi alarak gayet güzel öğrenilebilir.
  • ilber ortayli'nin yeni kitapidir, okunasidir.
  • ilber ortaylı'nın bu kitabından öğrendiğimiz üzere: bugünkü hakkari(çölemerik), irak içindeki zaho ve süleymaniye osmanlı zamanında idari bakımdan kürdistan olarak anılırdı.
  • okuduğum 3. ve büyük ihtimalle sonuncu olacak ilber ortaylı kitabıdır.
    bu kitapla birlikte tamamen emin oldum ki ilber hocamız her ne kadar saygı duyduğumuz büyük bir tarihçi olsa da iyi bir yazar değil. tabi ki hocamız bir tarihçidir edebiyatçı olmasından ziyade ama bu kadar geniş bir birikime sahip birinden daha üstün bir yazım gücü beklerdim. kitabı neresinden okursanız okuyun bir tarih kitabı izlenimi vermiyor. köşe yazısı tadında ve bölümden bölüme ilerledikçe anlatım bütünlüğünü kaybeden bir kitap. o derece ki ilber hoca aynı şeyi defalarca tekrar etmekten sakınmıyor. örneğin prof. tahsin bekir balta'nın 1924 anayasasının değiştirilmemesi konusundaki fikrini 130. sayfaya kadar 4 kere tekrarlıyor. bu da doğal olarak okuyucuda bıkkınlık yaratıyor.
    kitabın anlatım dilinin sohbet tadında olması okuyucuyu biraz kendine bağlasa da her bölümün bitiminde konu ile ilgili kafalardaki soru işaretleri kaybolmuyor ve bir bakıma hikaye ortada kalıyor.
    hocamız bazı konularda ise yorum yapmaktan o derece sakınıyor ki acaba çekinceleri mi var diye düşündürüyor insanı. özellikle 6-7 eylül 1955 olaylarının en büyük sorumlusu ve düzenleyicisi olan adnan menderes'i nerdeyse tamamen suçsuz ve olaylardan bihaber olarak göstermesi de biraz fazla olmuş. bütün bu olayları şahsen yaşamış olan ilber hoca'nın atatürk'ün evinin kimler tarafından bombalandığı, bu kadar çapulcunun nereden, kimler tarafından getirildiği ve ordu ile polisin neden 2 gün boyunca yağmalara göz yumduğunu anlamamazlıktan gelmesi de bir tarihçi olarak kendisine yakıştıramadığım bir tutumdu.
  • aslında iyi olacakken bazı noktalardan sıkıntı oluşturan kitap.

    merak edilenle açıklanan arasında uçurum hayli yüksek oluyor mesela. yazı başlığı "harf inkılabı" olunca ne beklenir? değişiklik sebebi, tepkiler, düşünceler, çabalar, gelişmeler vs. ama ne buluyoruz? bir cümle ile verilen sebebin devamında (matbaada daha çok baskı var), matbaanın dünya ve türkiye'de tarihi. gidiyor gidiyor gidiyor, sonunda "işte türkiye de bu yüzden harf inkılabı yaptı" gibi bir bağlayışla bitiyor.

    harfti, inkılaptı... ı-ıh. yok. diğeri de bilgi, o da okumalık ama konu biraz "tee evvellerden (yani yakın olmayan tarihten) bu yana türkiye'de ..." şeklinde. ve bu sadece tek konu için değil, anayasadan tutun da hilafete kadar çoğunda gelişiyor.

    tabii ilber ortaylı'nın yazım dili, konuşmasına göre daha bağlantı kurmaya müsait ama yine de pek olmamış geliyor bir şeyler.
    yine de okunabilir kitap, bilmeden bir şeyler öğrenir insan.
  • yakın tarih hakkında fazla bilgisi olmayanlar için ideal olabilir belki fakat, yakın tarihten bilgisi olanlar için özet bile sayılmaz diye düşünmekteyim.
  • timaş yayınları tarafından basılmış ilber ortaylı kitabıdır.
  • ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler ve merak edenler için, sırasıyla

    - demirkırat: bir demokrasinin doğuşu 1. bölümü

    -12 mart: ihtilalin pençesinde demokrasi 1. bölümü

    -12 eylül belgeseli 1. bölümü

    -özallı yıllar tanıtım videosu (bunun tamamı varsa dai, ben bulamadım)

    28 şubat: son darbe 1. bölümü

    ilk üç belgesel'in tarafsız bir dille anlatılmış, ancak 28 şubat sanki biraz liboş hazırlanmış sanki.

    bunda tayyip döneminde yayınlanmasının ve mehmet ali brand'ın eski mehmet ali brand olmamasının etkisi vardır sanırım ama yine de hepsi izlenilesi...
  • ılber hocanın köşe yazısı tadında kısa derlemelerinden oluşan kitabı. tarihe ilgi duyanlar için giriş seviyesinde sayılabilecek güzel bir eser.
hesabın var mı? giriş yap