*

  • çin gazetesi china daily'de dün yer alan bir değerlendirmeye göre stratejik önemdedir ve bölgede büyüme ve güvenlik açısından bir jeneratör görevi görebilir.

    ayrıca, 2012 yılında ikili ticaret hacmi 19 milyar dolara ulaşırken bu rakamın 2020 yılında 100 milyar doları bulması bekleniyormuş.

    http://goo.gl/zb7zgn
  • soğuk savaş döneminde radio peking'in türkçe yayınları ve bunun ikili ilişkilere etkisi üzerine ilginç bir makale; https://www.academia.edu/…casts_during_the_cold_war
  • cumhurbaşkanı erdoğan'ın ziyareti sonrasında rus basınından bir haber; http://tr.sputniknews.com/…20150730/1016852603.html
  • erdoğan’ın ikinci çin çıkarması - köken güneş

    türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, tam 3 yıl 3 ay sonra yine bakanlar, milletvekilleri, işadamları ve basın mensuplarından oluşan 400 kişiye yakın bir heyet ile, ancak bu kez cumhurbaşkanı sıfatıyla, türkiye’nin hem iç, hem dış politikada, hem de ekonomide hassas bir dönemden geçtiği günlerde çin’e önemli bir ziyaret gerçekleştirdi.

    seyahati önemli kılan, şüphesiz, zamanlamanın uygur olayları paralelinde türkiye’de çin’e karşı yükselen tepkinin ve çin’in olaylara refleksinin hemen sonrasına, kasım’da antalya’da düzenlenecek ve türkiye’nin 2016’da çin’e liderliği devredeceği g20 zirvesinin öncesine denk gelmesiydi diyebiliriz. en son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; görüşülen konulara, toplantılar sırasında verilen mesaj ve temennilere bakılırsa, 2012 nisan’daki ziyaretteki stratejik hedeflerde çok yol alınamadığı ve aynı mesajların paylaşıldığı görülüyor.

    öteki yandan, 2012’den bu yana çin’in ve dünyanın en büyük bankalarından ıcbc’nin türkiye’de banka alması, çin’in liderliği ile türkiye’nin de kurucu üye olduğu ımf ve dünya bankası’na rakip olarak görülen ve abd’nin yoğun lobisine rağmen güçlü avrupa ülkelerinin de katılımı ile kurulan asya altyapı yatırım bankası projesini hayata geçirmesi, çin’de yeni ipek yolu olarak adlandırılan “bir kemer bir yol” projesinde atılan adımlar ve türkiye’nin dış politikasında da ciddi bir meydan okuma olarak görülen (bbc, “nato’ya one minute” diye haberi geçmiş idi) uzun menzilli füze anlaşması gibi adımlar var ki, bunlar ilişkileri çok ayrı bir boyuta taşıyacak cinsten.

    en iyisi konulara hızlıca kısa kısa bakalım:

    uygur meselesi ve turizm: malum dünyada en çok gezen (her yıl 100 milyon çinli dünyayı geziyor, ancak türkiye’ye geçen yıl 200 bin çinli turist geldi) ve bu seyahatlerde ortalama en çok para harcayan millet çinliler (ortalama kişi başı 4.250 usd) iken, türkiye’de yükselen tepkiler ve olaylar, çin’den gelen ve gelecek turistler için büyük bir tehdit oluşturmuştu. görülen o ki, olayı bir de çin tarafından dinlemek, türkiye’nin bakış açısını değiştirdi. pkk terörüne karşı, 1915 olaylarında ve filistin meselesinde çin’in türkiye tarafından tepki görmeyecek şekilde takındığı tutum da, bu konuda etkili oldu görüşündeyim. çin’in milli birlik ve beraberliğine karşı (tek çin politikası) çin’de bazı uygurlu gruplarca yürütülen şiddet içerikli faaliyetler, türkiye tarafından da tepkiyle karşılandı ve türkiye ile çin güçlü bir teröre karşı işbirliği mesajı ile bu konuda arayı buldu diyebiliriz (aksi durumda, çin’in dış politikada çok tarzı olmasa da, olası pozisyon değişiklikleri misillemesinde türkiye açısından çok negatif bir tutum olabilirdi).

    ibadet özgürlüğü: çin islam cemiyeti’nin 12 temsilcisiyle erdoğan’ı ziyaretinde, 35 bin cami ve 40 bin din adamıyla çin’de ibadet özgürlüklerinde sorun yaşamadıklarını belirtmeleri, bu konuda da türkiye’yi rahatlatmışa benziyor.

    yavaşlayan dış ticaret ivmesi ve dış ticaret açığı: çin ile dış ticaret hızı son yıllarda ivme kaybetmiş olsa da, dış ticaret açığı artmaya devam ediyor ve 2014 sonu itibariyle 22 milyar usd olarak görünüyor (bu yıl ocak-nisan dönemi, bir önceki yıla göre % 10 artarak 7.7 milyar usd oldu. türkiye’nin aynı dönemdeki 20.2 milyar usd’lık açığının üçte biri!). bu konuda türkiye, çin’den daha çok yatırım gelmesi için her türlü kolaylığı sağlamaya hazır olduğunu yineledi. döviz kurlarının etkisinin azaltılması için, yuan/tl ticareti için de gereken adımların atılacağı anlaşılıyor.

    çin’in “bir kemer bir yol” ve türkiye’nin “orta koridor” projeleri: cumhurbaşkanı erdoğan ve başbakan li keqiang’ın görüşme sonrası yaptıkları açıklamalarda, iki ülkeyi birbirine bağlayan ve iki ülkenin de yeni ipek yolu şeklinde adlandırılan uluslararası projeye kenetlenmeleri ve projeler arası entegrasyon ile hem türkiye, hem de üçüncü ülkelerde altyapı tesislerinin inşası, enerji, haberleşme ve telekomünikasyon, finans ve uzay/havacılık alanlarında stratejik işbirliklerine gidecekleri mesajı verildi. türkiye’nin “bir kemer bir yol” projesinde aktif pay alması, avrupa ile bağlantının türkiye üzerinden yapılması adına çok kritik bir hamle gibi duruyor. huawei ile turkcell’in 5g pazarını birlikte araştırmaları gibi somut iyi niyet anlaşmalarına da imza atılması, gelecek adına bazı olumlu adımlara işaret ediyor.

    enerji ve müteahhitlik: erdoğan’ın türk çin iş forumu’nda özellikle 3. nükleer santrale vurgu yapması ve çin’i davet etmesi de önemli bir adımdır diyebiliriz. belarus’da türk ve çinli müteahhitlerin ortak yaptıkları termik santral ve cezayir’de yürüyen demiryolu projesi de, yine içiçe geçmiş iki sektör olan müteahhitlik ve enerjideki işbirliği potansiyellerinin artması için iki tarafın da çaba sarf ettiğini gösteriyor.
    eğitim: türk-çin üniversitesi konusu en üst boyutta görüşülmüş ve bu konuda da yakında somut adımların atılacağı anlaşılıyor. bu da, ileriye dönük çok pozitif bir adımdır diyebiliriz; zira çin’de herşey kültürü anlamak ile başlıyor.

    uzun menzilli füze anlaşması: bu konunun çin’de gündeme gelmemesi düşünülemezdi ve erdoğan’ın çin devlet televizyonu cctv’ye verdiği röportajda, bu sorunun karşısına çıkması kaçınılmazdı. türkiye’nin bu konuda verdiği mesajda; “ortak üretim ve teknoloji transferi olursa, teklif zenginleştirilirse ısrarımız devam ediyor” açıklaması önemli. ancak özellikle türkiye’nin nato’yu teröre karşı işbirliğine davet ettiği bu dönemde, ben bu ihtimali hala çok uzak görüyorum.

    şangay 5’lisi (şangay işbirliği örgütü): basında hiç yer almasa da, duyumlarım erdoğan’ın bu konuda hem devlet başkanı şi cinping, hem de başbakan li keqiang’a tam üyelik için niyet bildirdiği yönünde. bunun gerçekleşmesi de kolay değil; ama bir gün olursa, bu devrim niteliğinde bir adım olacaktır.

    şöyle bir bakıldığında, birkaç güne bir çok konu sığdırıldığını ve çin ile güven tazeleme, stratejik işbirliği için kararlı adımlar atıldığını söyleyebiliriz. her ne kadar 2015’deki ziyarete katılamamış olsam da, türkiye ile çin arasında yakın gelecekte daha çok gel gitler olacağa benziyor. saygılar ve selamlarımla.

    kaynak: http://politikaakademisi.org/…ikinci-cin-cikarmasi/
  • eğri oturup, doğru konuşalım; türkiye cumhuriyeti'nin çin halk cumhuriyeti ile "ilişkileri" yoktur. dolayısıyla bir "türkiye çin ilişkileri"nden bahsetmek olanaksız. zaman zaman yapılan ziyaretler, alışverişler iki devlet arasında "ilişki" kurulduğuna delil teşkil etmez. iki "devlet" arasındaki "ilişkiler" böyle basit ve ucuz değildir ve dahi başka bir şeydir.

    dış politika ve uluslararası ilişkiler bağlamında, türkiye cumhuriyeti'nin dünyada "ilişkiler" içerisinde olduğu devlet sayısı bir elin parmaklarını geçmez maalesef. türkiye dünya ile ilgilenmeyen, kendi çalıp kendi söyleyen; beynelmilel, evrensel, universel, uluslararası olmayı maalesef başaramamış bir devlettir. devletimizin istikrarlı, pilanlı, purogramlı bir dış politikası olmaması, insanımızın merakının, ilgisinin, alâkasının olmamasından kaynaklanır. biz ne isek, devletimiz de o kadardır.
  • erdoğan’ın çin seferi ve çin basınındaki yansımaları

    28-30 temmuz tarihlerinde cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’ın çin’e yaptığı gezi, zamanlaması açısından oldukça dikkat çekici bir ziyaret oldu. zira ziyaret, çin hükümetinin uygurların ramazan ayında oruç tutmalarını yasakladığı şeklindeki haberlerin türk basınında yer almasının ve bunun üzerine temmuz ayı başından itibaren türkiye’nin değişik kentlerinde yükselen çin karşıtı gösterilerin hemen ardından gerçekleşti. üstelik, temmuz 2009’daki urumçi olayları’nın ardından o dönemde başbakan olan erdoğan, çin hükümetinin olaylara müdahalesini “soykırım” olarak nitelendirmiş ve türkiye’nin geçici üye olarak bulunduğu birleşmiş milletler güvenlik konseyi’nde konunun görüşülmesi gerektiğini söylemişti. hatta dönemin başbakanı olan erdoğan, dışişleri bakanlığı’nın türkiye’nin çin’in içişlerine karışma niyeti olmadığını ve ikili ilişkilere büyük önem verildiğini belirten ve erdoğan’ın ilk açıklamasını yumuşatma çabası güden açıklamasına da itiraz etmişti. çin ise, urumçi olayları’nın çin’in iç sorunu olduğunu ve terörist bir eylem olarak görülmesi gerektiğini savunmuştu.[1] anımsanacağı üzere, 5 temmuz 2009 tarihinde uygur türklerinin yaptığı bir protesto yürüyüşü, göstericilerin han çinlilerine yönelik bir saldırısına dönüşmüş, ardından çinli güvenlik güçlerinin sert müdahalesi nedeniyle de pek çok uygur ve han yaşamını kaybetmişti. bu arka plan nedeniyle, erdoğan’ın ziyareti çin’de ilgiyle karşılandı ve çin basın-yayın organlarında bu konuda birçok değerlendirme yer aldı. türkiye’de ise, çin basın-yayın organlarının değerlendirmeleri büyük oranda göz ardı edildi. bu yazının amacı, türk basınında -her nedense- pek fazla yer bulamayan çin medyasının ve araştırmacılarının geziyle ilgili yorum ve değerlendirmelerinin kısa bir özetini sunmaktır.

    ilk olarak, çin’de yaşayan müslümanların internetteki en önemli yayın mecralarından birisi olan muslem.net sitesinde erdoğan’ın çin islam derneği başkanı chen guangyuan ile görüşmesi üzerine olan habere değinmekte yarar var. bu habere göre; 30 temmuz 2015 tarihinde gerçekleşen görüşmede çin hükümetinin çinli müslümanların yaşam biçimlerini ve dini eğitimlerini desteklemesini öven erdoğan, bütün müslümanların ülkelerini sevmelerini, tüm ülkelerin toprak bütünlüklerine saygı duymalarını ve herhangi bir ayrılıkçı akımdan ya da terörist örgütten uzak durmalarını tavsiye ettiği ifade ediliyordu. görüşme esnasında müslümanların mezhepsel çatışmalar ile ayrılıkçılık ve aşırı akımlardan uzak durmasını isteyen erdoğan, guangyuan’a türkçe bir kuran-ı kerim hediye ederken, guangyuan da erdoğan’a uygurca ve çince iki nüsha kuran armağan ediyordu.[2]

    sina.com internet sitesi ise, çin’in eski ortadoğu özel elçisi wu sike ile erdoğan’ın çin ziyaretinin anlamı üzerine yapılmış bir görüşmeyi yayınladı. sike her iki ülkenin de “üç şer güç”[3] ile mücadele konusunda uzlaşı içerisinde olduklarını ve ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı konusunda hassas olduklarını ifade etti. wu sike, ziyaret öncesinde türkiye’de gerçekleştirilen çin aleyhindeki gösterilere değinerek, erdoğan’ın rasyonel bir siyasetçi olduğunu ve çin ile stratejik ve ekonomik ilişkilerin önemini bildiğini belirtti. türkiye’nin çin’den almayı düşündüğü füze sistemi konusunda ilerleme sağlanırsa çin hükümetinin memnun olacağını, ancak bu sürecin duraklamasını ya da tamamen iptal edilmesinin de çinli yetkilileri şaşırtmayacağının altını çizdi.[4]

    çin komünist partisi’nin temel ayın organı olan halkın günlüğü gazetesinin uluslararası konulara yoğunlaşmış popüler tabloid alt-gazetesi olarak çince ve ingilizce olarak yayınlanan huanqiu shíbao/global times gazetesinde ise, pekin üniversitesi’nde türkiye üzerine araştırmalarıyla bilinen doçent zan tao ile yapılan bir görüşme yayınlandı. tao, erdoğan’ın ziyaretiyle son dönemde gerçekleşen “talihsiz olayların” arka planının netleştirilmesi yolunda önemli bir fırsat yakalandığını ifade etti. nato üyesi olan türkiye’nin çin’den füze sistemi almasının karşısında büyük bir baskı ve direnç olacağını ve bu alışverişin gerçekleşmemesi durumunda dahi çin’in iki ülke arasındaki işbirliğini arttırmak için elinden geleni yapması gerektiğini söyledi. ayrıca iki ülke arasındaki ticaret açığından doğan türkiye’nin rahatsızlığının, çin sermayesinin türkiye’ye daha fazla yatırım için yönlendirilmesiyle giderilebileceğini belirtti. zan tao, uygur meselesinin karmaşık bir konu olduğunu ve türk halkının çin’deki etnik grupların durumu hakkında bilgi sahibi olmadığını ifade ederek, bunda türk halkında bulunan tarihsel, kültürel ve ideolojik önyargıların rol oynadığını anlattı. zan tao, erdoğan’ın doğu türkistan islami hareketi konusuna çok az vurgu yapmasına dikkat çekerek, türk hükümetinin bu konuyu anlamada büyük ilerleme kaydettiğini ve erdoğan’ın söz konusu harekete karşı tutumlarını açıkça ifade etmesinin övgüye değer olduğunu ifade etti. tao’ya göre; türkiye’nin an itibariyle pkk ve ışid gibi terör örgütleri ile yaşadığı sorunların, türk hükümetini doğu türkistan islami hareketi’ne dönük çin politikasını daha iyi anlamaya yönlendirmiş olması muhtemeldir. tao’ya göre, bu anlayış, iki ülke arasında ikili ticari ve siyasi ilişkilerin daha da artmasına yardımcı olacaktır.[5]

    huanqiu shíbao/global times gazetesi de, çin’in eski ortadoğu özel elçisi wu sike ile bir görüşme yaptı. sike, bu görüşmede 2009 yılında uygur ayaklanmaları karşısında çin hükümetinin tavrını neredeyse “soykırım” olarak tanımlayan erdoğan’ın, bu sefer akılcı davrandığını ve hatta anadolu ajansı’nın bu yıl sincan bölgesine ramazan ayında gözlemlerde bulunmak üzere muhabir gönderdiğini belirtti. wu sike, türk medyasının erdoğan’ın çin ziyaretine ve çin ile ilişkilerin artmasına çok olumlu ve objektif haberlerle destek vermesinin memnuniyet verici olduğunu da ifade etti.[6]

    çin dışişleri bakan yardımcısı zhang ming ise, people.com.cn sitesine türkiye’nin çin’de satın almayı düşündüğü füze sistemi için savunma işbirliğinin her iki ülkenin de çıkarına olacağı yorumunu yaptı.[7]

    china daily/zhongguó rìbào gazetesi de, renmin üniversitesi afrika ve orta doğu çalışmaları merkezi başkanı cuishou jun ile bir görüşme gerçekleştirdi. jun’a göre, erdoğan’ın çin ziyaretinin üç amacı vardı. bunlardan en önemlisinin çin’in toprak bütünlüğüne ve egemenliğine türkiye’nin saygılı olduğunu ve xinjiang/sincan konusunun ikili ilişkilere bir engel teşkil etmediğini göstermek olduğunu ifade eden jun, erdoğan’ın ziyaretinin zamanlamasının buna delil olduğunu belirtti. yine jun’a göre; erdoğan’ın ziyaretinin ikinci amacı, ekonomik işbirliği ve ticaretin geliştirilmesi ile türkiye’deki altyapı yatırımlarına çin sermayesinin desteğini sağlamaktı. bu tutum, çin devlet başkanı şi cinping’nin “bir kemer bir yol”[8] projesine de destek olarak algılanmalıydı. son olarak jun, erdoğan’ın ziyaretinin g20 zirvesi için hazırlık mahiyetinde olduğunu savundu. bilineceği üzere, 2015 aralık ayında antalya’da türkiye’nin ev sahipliği yapacağı g20 zirvesinin ardından yapılacak g20 toplantısı, 2016 yılında çin’in ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.[9]

    şanghay’da yayınlanan xinmin gazetesinin görüştüğü çağdaş uluslararası ilişkiler enstitüsü araştırmacısı gong zheng ise, türkiye’de parlamentoda çoğunluğu kaybetmiş bir hükümet olduğuna ve güney sınırında sonu görünmeyen bir savaşın devam ettiğine dikkat çekerek, akp’nin iktidarda geçirdiği 13 yılın ardından en zor dönemini geçirdiğini vurguluyordu.[10] yine aynı gazetede yayınlanan habere göre, çin halk cumhuriyeti’nin eski türkiye büyükelçisi gong xiaosheng de, türkiye’nin şi’nin “tek kemer tek yol” projesi için vazgeçilmez ülke olduğuna dikkat çekerek, her iki ülkenin “üç şer güce” karşı birlikte mücadelesinin şart olduğunu ileri sürdü.[11]

    cctv ingilizce yayınına konuk olan çin uluslararası araştırmalar kurumu başkanı victor zhikai gao ise, türkiye’nin ekonomik ortak olarak çin için önemli olduğuna dikkat çekti ve türkiye’deki çin yatırımlarının teşvik edilmesinin faydasının altını çizdi.[12] yine cctv ingilizce yayınında michal bardavid, türkiye’deki uygur gösterilerinin çok kısıtlı bir çevre tarafından gerçekleştirildiğini belirterek, erdoğan’ın ve türk hükümetinin tavrının çin halk cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne saygı göstermek olduğunu ifade etti.[13] cctv’de yayınlanan bir diğer habere göre ise, erdoğan, doğu türkistan islami hareketi’ni kastederek teröristlerin çin-türkiye ilişkilerini bozmasına izin vermeyeceklerinin garantisini verdi.[14]

    çin’de cctv news kanalının popüler “dialogue” programını hazırlayan yang rui ise, 29 temmuz akşamı canlı yayında programına erdoğan’ı konuk etti. programda erdoğan, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin başlamasının 45. yılının kutlandığını ve mevcut ilişkilerin 2010 yılında imzalanan stratejik işbirliği anlaşmasının da ötesine geçmesini arzu ettiklerini belirtti. erdoğan, çin halk cumhuriyeti öncülüğünde kurulan asya altyapı yatırım bankası’nda türkiye’nin kurucu üye olarak yer almasının da, üye ülkelerin yatırım sermayesi ihtiyacını karşılamada türkiye’nin bu bankaya verdiği önemi gösterdiğini ifade etti. bu programın en dikkat çekici yanı, erdoğan’ın mülakatında doğu türkistan konusunun hiç gündeme gelmemesiydi.[15]

    çin basınının tümüyle hükümet kontrolünde olduğunu düşündüğümüzde, basında çıkan yorumlara bakarak çin halk cumhuriyeti hükümetinin erdoğan’ın ziyaretine bakışının çok olumlu olduğunu ifade edebiliriz. şüphesiz ki, bu olumlu bakışın en önemli nedeni türkiye’de çin’in uygur politikalarına yönelik protestoların yaşanmasının hemen ardından türkiye cumhurbaşkanı’nın uygurlara yönelik çin politikasını destekleyen yaklaşımıdır. erdoğan, yalnız çin’in doğu türkistan’daki siyasetine destek vermemiş, aynı zamanda doğu türkistan islami hareketi’ni de “terörist” olarak nitelemiştir. bu nitelemenin bu kadar hızlı ve koşulsuz yapılması, ırak şam islam devleti (ışid) örgütünü terörist ilan etmekte uzun süre ayak sürüyen erdoğan ve akp hükümeti için oldukça sıra dışı bir durumdur. çin basınındaki genel havadan anlaşılacağı üzere, çin yönetimi, ziyareti esasen ekonomik amaçlı bir ziyaret olarak değerlendirmekte ve türkiye’nin çin’den füze savunma sistemi alacağına pek de ihtimal vermemektedir. zira nato üyesi bir ülkenin bu tarz bir karar almada imkanlarının kısıtlı olduğu görüşü ağır basmaktadır.

    murat yurtbilir & xiaoli guo

    dipnotlar

    [1] “erdoğan: adeta soykırım”, ntv, http://www.ntv.com.tr/…irim,2uesmxix4ecep6z_1ec88q, 10 temmuz 2009.

    “başbakan: çin’de olanlar adeta soykırım”, hürriyet, http://www.hurriyet.com.tr/dunya/12046635.asp, 10 temmuz 2009.

    [2] http://www.muslem.net.cn/bbs/article-14409-1.html.

    [3] çin’in resmi devlet politikasında rejimin ve insanlığın en başta gelen düşmanları olarak betimlenen üç odak; ayrılıkçılık, terörizm ve dinci fanatizmdir.

    [4] sina grubu, sina weibo, sina mobile, sina online ve sina.net gibi dört farklı iletişim ağına sahip olan ve 100 milyon civarında kayıtlı üyesi bulunan çin’in önemli haber platformlarından birisi.

    [5] huanqiu shíbao/global times, 30 temmuz, 2015, zan tao mülakatı.

    [6] huanqiu shíbao/global times, 31 temmuz, 2015, wu sike mülakatı.

    [7] www.people.com.cn, 30 temmuz 2015.

    [8] “bir kemer bir yol”, çin devlet başkanı şi cinping’in tarihi ipek yolu’nu yeniden canlandırma projesidir.

    [9] chinadaily.com.cn, 30 temmuz, 2015.

    [10] xinmin.cn, 29 temmuz 2015.

    [11] xinmin.cn, 29 temmuz 2015.

    [12] http://english.cntv.cn/…vide1438145163928726.shtml, 29 temmuz 2015.

    [13] http://english.cntv.cn/…vide1438176119314637.shtml, 29 temmuz 2015.

    [14] http://english.cntv.cn/…vide1438175999906481.shtml, 29 temmuz 2015.

    [15] http://english.cntv.cn/…vide1438230842391271.shtml, 30 temmuz 2015.

    kaynak: http://politikaakademisi.org/…inindaki-yansimalari/
  • kumport limanının % 65 hissesinin çinli şirketlere satılmasıyla birlikte daha da gelişeceği kaçınılmaz olan ilişki türü.

    kaynak
hesabın var mı? giriş yap