*

  • bir sanat eserinin, özellikle resmin çogaltilmasi. bu islem genellikle basim yöntemleri kullanilarak yapilir. bir sanat eserinin bu anlamda çogaltilmasi ve röprodüksiyon sayilabilmesi için, özgün yapitin gerçekte tek nüsha olarak yapilmis olmasi gerekir. röprodüksiyonu kopyadan ayiran özellik, onun taklit olmayip, yalnizca özgün yapitin özgün teknigi disinda bir teknikle yaniden üretilmesidir.
  • orjinali cok pahali size kopyasini verelim roproduksiyon revacta:
    vincent van gogh, pierre august renoir, claude monet, gustav klimt, paul cezanne, edgar degas, alfred sisley gibi unlu ressamların tablolarına sahip olmak isteyenler icin yapilan kopyalari.
    orijinalleri trilyonlarca lira değerindeki tabloların roproduksiyonlarına, 72 ile 569 milyon lira arasında değişen fiyatlar ile sahip olma firsati
  • baskı yoluyla çoğaltılması istenilen orijinallerden kalıp hazırlanmaya uygun nitelikteki filmlerin meydana getirilmesi demektir. filmler uygulanan baskı sistemine göre, değişik tarzlarda hazırlanır. iyi bir baskı için temel şart, iyi bir orijinale sahip olmaktır.

    kaynak: http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/reprodüksiyon
  • sanat ve mimarlıkta temel kavramlar adlı dersin finaline çalışırken öğrendiğim kelime.
  • aynı zamanda baskı öncesi hazırlık işlemleri anlamına da gelir. basılacak herhangi birşeyin (poster, kitap, afiş, dergi, gazete, el ilanı, kartvizit vb) tasarım aşaması sona erip matbaa makinesine girmeden önceki sürecidir ve buna kısaca "repro" denir uzun halini kimse kullanmaz...
    masaüstü yayıncılıkta cyan, magenta, yellow ve black (bkz: cmyk) denilen 4 ana renk kullanılır ve tüm renkler bu renklerin farklı tonlarda karışmasıyla elde edilir. işte repro sürecinde basılacak iş bu 4 ana renge ayrılır.
    ayrılır da niye ayrılır? matbaa makinelerinde baskı yapabilmek için bu 4 ana rengin tonları "kalıp" denilen metal tabakalara aktarılmalıdır. matbaa makinesi de her renkten kalıpta olan ton oranında kağıda baskı yapar, ve bu tonlar üst üste gelince etrafımızda gördüğümüz o posterler, afişler vb karşımıza çıkar.
    reprolar,bu 4 ana rengin tonlarını ctp (bkz: computer to plate) makinaları ile kağıda basar gibi metal kalıplara aktarırlar. a da belli bir kalınlığı olan "film" denilen asetat malzemeye aktarırlar, ve daha sonra "kalıp makinesi" vasıtasıyla bu filmdeki tonlar yukarıda bahsettiğimiz kalıplara aktarılır.
    sadece bunu mu yaparlar hayır... dia olarak basılmış fotoğrafları özel tarayıcılarıyla yüksek çözünürlükte tarayarak grafik tasarımlarınızda kullanabileceğiniz hale de getirirler.
    bu işte çalışmak için hem mac hem pc bilmeniz gerekir. photoshop, coreldraw, freehand, quarkxpress gibi programları çok iyi bilmeniz gerekir. ayrıca ctp ve film makinelerinden anlamanız gerekir.
    bir reproya girdiğinizde büyük ekranlı mac ve pcler, ctp, film çıkış makineleri ve tamburlu tarayıcı - (bkz: drum scanner) (dia ve opak denilen normal fotoğraflar resimler bu alet ile yüksek çözünürlükte taranıyor işte) gibi alet edevatı görünce bilimsel araştırma yapılan bir laboratuara girmiş gibi hissedersiniz.
    yapması zor bir iştir. bir diğer zorluğu matbaacılıktan anlamayan birine ne iş yaptığınızı anlatamamanızdır.
  • fransızca kökenli bir sözcüktür.
  • (bkz: agrandisor)
  • sığır yetiştiriciğinde başarılı olmanın ilk koşulu ineğin reprodüksiyonu yani döl verimidir. sebebi ise sağladığı olanaklarda gizlidir. bunlar; sürü büyüklüğünün korunması, seleksiyon ve ayıklama yaparken kriterleri yükseltmeyi yani daha seçici olmaya imkan sağlanması, süt ve et üretiminde verimliliğin sağlanması yönünden önemlidir.
    hayvan refahı hiç unutulmadan yapılan işlemler hem karar veren kişiye insanlık katar hem de işletmenin yararına sonuçlanır. bir hayvanın tohumlanmasında acele etmek, kuruluk dönemini kısa tutmak döl verimini arttıran etkenler değildir, aksine zararlı uygulamalar ile hayvanlarda fizyolojik işleyişe çomak sokmaktır.
  • eğer gerçek bir nesneyi oluşturan imgeleri sanal olarak kopyalamaya başlar ve bunu mümkün olan tüm detaylara uygularsanız ortaya birebir bir kopya çıkar. oysa sanatçı, gerçek dünyanın nesnelerinden yararlanır, fakat amacı onları bire bir kopyalamak veya aktarmak değildir; düşündüklerini, gördüklerini dönüştürerek, geliştirerek ve yorumlayarak yeni anlamlar yükleyerek oluşturmaktır. kopyanın sanattan farkı gerçek bir sanat eserinin izleyicinin hayal ve düş gücüne bıraktığı alanı ondan esirgemesidir. bu anlamda kopyalama yani reprodüksiyon sanatsal değil teknik üretimdir
  • hakiki sahte mal.
hesabın var mı? giriş yap