• tağut; put şeytan. allah'a isyan eden ve insanları isyana davet eden. allah'ın hükmünü tanımayarak, büyüklük taslayan, insanları allah'a kulluktan engelleyen ve dolayısiyle kendisine kulluk ettiren her kişi, kurum, kuruluş, ideoloji.
    (kaynak: www.angelfire.com/la2/beyza/tagutnedir.html)
  • "táğut; şehvet, hırs ve kiniyle azmış kişi demek..."
    (yaşar nuri öztürk)
  • bir siyasal islamcıya göre allah'ın hükmettikleri ile hükmetmeyen bütün egemen kişi kurum ve ideolojiler. örneğin bu jargonda laik türkiye cumhuriyeti bir tağuti rejimdir. şirkle de (allah'a ortak koşma) bağlantısı vardır bu kavramın.
  • "tagut'a kulluk etmekten kacinip allah'a yonelenlere mujde vardir. dinleyip de sozun en guzeline uyanlari mujdele!" zumer suresi, ayet: 17-18
  • insanı allahtan uzaklaştıran şeytan, insan ve cinlerin ortak adıdır.
  • allah 'in hukumleri disinda hukumler koyan ve bunu uygulatan rejimlerin tumu.
    kaldi ki allah in hukumleri uzerine hukum koymak ve bu hukumlere bilerek veya bilmeyerek uymak allah'a şirk kosmaktir ve bilindigi uzere şirk en buyuk gunahtir.
  • ihsan oktay anar'ın, suskunlar adlı romanında, ilahi sesi yok etmek gayretiyle, insanların şehvet, hırs ve kinlerini kullanan, yüksek ateşli ölümsüz. (iblis)
  • tâğut sözlük anlamıyla haddi aşan demektir. kur’an’da kullanıldığı şekliyle kelime, şeytan,nefi, putlar, sihirbaz gibi çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. kısaca ci tâğut, insanları azdıran, saptıran şeylerin hepsini ifade eder.
    dayanak : diyanet
  • 80'lerde, 90'ların başında islamcılar arasında ve marjinal islamcı mecmualarda yaygın bir kullanımı vardı tağutun ve tağuttan murat atatürk'tü. hoyratça ve çekinmeden dergilerde, taşra camilerinde, tekke esanslı çakma vakıflarda, milli görüş habitatındaki teşkilatlarda her yerde ve "bir makalede yüz kere" olmak kaydıyla atatürk'e ve cumhuriyete tağut denirdi.

    sonra 90'lar ortası geldi. milli görüş, merkez siyasete taze bir kan olarak yaklaşınca ve akabinde yerleşince tağutun kullanımı birden kesildi. bu hüküm, bu fetva, akp'nin yükselişi ile birlikte iyice rafa kalktı.

    malum bu retoriğe göre "tağut denilen düzen yıkılmalıdır". ancak islamcı siyaset mevcut düzeni yıkmayıp üstüne kendine yontup mevcut miras üzerine siyasete devam edince ve sistemi yeniden üretince kendileri de bu tağut rejiminin içinde olduklarından kavram tedavülden kalktı; siyasal kurumlar ve semboller de tağutun kapsamından çıkarıldı. dile getirilmez oldu. en azından medya düzeyinde böyle oldu. niyetlerin değişip değişmediğini bilmiyoruz tabii.

    "devlet bizim değilken kötü, bizimken iyi" mantığının eseri olsa gerek bu tercih. tağut neticede kurani bir kavram ve tarihsel dinsel derinliği var. bir rejim tağut ilan edildiyse ve aynı rejim temel çizgisini koruyorsa tağutluğu da sürüyordur. ama "şimdi bizimkiler iktidarda, susalım" diye tağutun tarifi de değişiyorsa zalim bir iki yüzlülük de bize sırıtıyor demektir.

    sahi bir başörtüsü eylemcileri vardı ne oldu onlara?
  • (bkz: tuğyan)
hesabın var mı? giriş yap