taş olmuşsun haber vermiyosun ^*

• yıllar boyunca sallanmayan teleme peyniri (bol delikli, bol yaglı peynir) kıvamındaki hatunun uzun bir sure ortalardan kaybolduktan sonra sokakta muhtesem bir sekilde aniden gorulmesi sonucu insan beyninden gecen ilk cumle.
• uzun zamandır tanınan bir kızın büyüyüp serpildiğinin, taş gibi olduğunun ^* görülmesi üzerine biraz da şaka yollu olarak, asılmak amaçlı kurulan cümle.
  - vay vay şebnemcan? taş olmuşsun haber vermiyosun?
  - ay hihihi.
• saruman: abi işte ondan sonra dedim ki
  gargoyle: ..............
  saruman: dinliyosun dimi abi
  gargoyle: .............
  saruman: ah be abi taş olmuşsun haber vermiyosun boşu boşuna konuşuyoruz burda
• uzun zamandir taninan bir deli dumrul erkek ki$inin buyuyup, biraz ta$imsi biraz odunumsula$tiginin^* gorulmesi uzerine biraz da espiri yollu olarak, gercekleri suratina vurma amacli kurulan cumle.
  - aman da aman tugrulcan? ta$ olmu$sun hatta kutukumsu bir yapiya benzemi$sin haber vermiyosun?
  - ahe ho he ugh!
• (bkz: aynur tas olmussun haber vermiyorsun)
• dişi kişinin, elini attığı yerde^* sert bir cisimle karşılaşması sonucu serzenişte bulunması. karşıdaki adam ölü değilse^*, değerlendirilmesi gereken bir durum olduğunu haber verme cümlesi.
  (bkz: karsisinda aniden erekte bir erkek bulmak)
• (bkz: kirmizi baslikli kiz buyumus tas gibi olmus)
• (bkz: taş gibi olmak)
• (bkz: taş olmuşsun gidiyorsun)
• tam da yeri geldiğinde saygıdan - sevgiden sarfedemediğimiz ve resmen içimizde patlamış bir sözdür:
  
  sene 91. üniversitede bir senedir türbanlı ve pardösülü olarak tanıdığımız ve çok sevdiğimiz bir arkadaşımız, aradan geçen yaz tatilinden sonra ortaya eşine benzerine az rastlanır bir afet-i devran olarak çıkar. bu bünye ki o zamanlardan bu yana nice karen elson'lar, adriana lima'lar, doutzen kroes'ler sindirmiştir, böylesine rastlamamıştır. dört kişilik arkadaş grubu olarak kızla ilk selamlaşma fırsatı yakalandığında da tek söylenebilen sanki en ufak bir değişiklik olmamış, kıpkızıl saçlar nefis büstü ortaya çıkaran daracık yeşil hırkayı yalamıyor, o uzun bacaklar kusursuz bir kalçayla sonlanmıyormuş gibi^* basit ve kişiliksiz bir "merhaba, naber?" olmuştur^*.
  
  halbuki o güzeller güzeli arkadaşımız, bu değişmiş haliyle karşımıza çıkmanın hissedilen bir gerilimi içindedir, neredeyse kekeler durumdadır. dört hayvan herifsiniz, gıkınız çıkmıyor. samimice davranıp desenize "ne kadar güzel olmuşsun" filan, kız iyi hissetsin, kendine güvenini kazansın, siz de bunu aradan çıkarıp rahatlayın. öküzler.
  
  not: hayır, hiç asılmadık, flört etmedik, ciddiyeti daima koruduk. bunları başka erkekler yaptı. bizim hıyar zihinlerimizden o türbanla pardösü hiç çıkmadı ki! kızcağız taş ötesi olsa da çekirdek grupta bacılıktan kurtulamadı.