*

  • (taaccüp) şaşma.
  • (bkz: aceb)
  • bir taaccup = sasirma örnegi :

    1984 yilinda kirsehir agir ceza mahkemesi, adliyenin ikinci katinda,baro odasi ise birinci katta idi.simdi nasil bilmiyorum.bir cinayet davasinin ilk durusmasi yapilacak.tutuklu üç veya dört sanik yerlerini aldilar .avukatlari çagirmak için mübasir merdiven basindan isimleri okudu.bir avukat hemen geldi.diger avukatin ismi bir daha okundu avukat “y..f..... “

    neden sonra av.y.f yüzü biraz kizarmis, kosar adim geldi.bir saniklara bakiyor bir heyetin yüzüne .belli ki müvekkilini görmemis,tanimiyor..neyse ki savci a.l.k. ,y.f.'e bir sanigi isaret ederek müvekkilini gösterdi.av. y.f biraz rahatladi.ama hâlâ merakta .adamin yüzüne bakip duruyor.sonra akil edip bond çantasini açti...açmasi ile birlikte bir pijama firladi. iyice sasti .y.f...kirsehir'in yerlisi,baska yere gidip gelmemis( avukatlar genelde ankara'ya temyize ve bazen de baska sehirdeki davalara giderler), seyahat etmemis,pijamanin ne isi var çantasinda...acele pijamayi toplayip çantaya tikti.arandi arandi,dosyayi bulamadi.
    durusma sonuna kadar sikintili, öyyyle oturdu.

    neden sonra durum anlasildi.sanigin bir yakini av.y.f.'i tutmus.ismini saniga bildirmis,noter katibi de cezaevine gidip vekaleti düzenlemis ve av.y.f.'e vermeyi unutmus.ismi çagrildiginda baska bir mahkemenin durusmasini bekliyormus .acele ile çorum'dan gelen bir avukatin çantasini kendisinin zanniyla alip durusma salonuna kosmus...
  • taaccübüne kaçmak = şaşırmak.
  • sıçma efekti. cidden!
  • şaşma,şaşırma.
  • özdemir ince'den bir köşe yazısı, taze
    --- spoiler ---
    arapça bir sözcük olan “taaccüp” dilimizde “şaşakalmak, şaşırmak” anlamına gelir. sözcüğün kökü “acep” ise “acaba, hayret, gariplik, şaşılacak şey” anlamlarını içerir. aynı aileden bir de “a’cep” vardır ki “acayip, tuhaf, garip” anlamlarındadır. “taaccüb”ü, “teaccüp” gibi söylemek hoşuma gider.
    bu ukalaca peşrevi akp umumi reisi r.t. erdoğan hazretlerinin muğla (“goce moğla”) söylevinin eleştirisine başlamak için yaptım. “goce moğla”yı çok iyi bilirim: öğretmenliğe veda (1969) ettiğim yerdir.
    4 mart 2024 tarihli hürriyet gazetesinde yayımlanan haberin daha başlığını okurken “teaccüp” ettim: “hiçbir şehri ve insanımızı dışlamadık!” demiş. haber gazetenin 11. sayfasında, iktidar goygoycularının piri abdulkadir selvi’nin köşesinin yamacında yer almakta.
    akp genel başkanı muğla’da konuşurken “hiç kimseyi, hiçbir zaman ötekileştirmedik. hiçbir şehri ve insanımızı dışlamadık. muğla yörüklerinin ve türkmenlerinin mağduriyetlerini de biz ortadan kaldırdık, kürt kardeşlerimizin hakkını da biz savunduk” diyor. (erdoğan, kürt kardeşlerini nasıl savundu acaba? kürt kardeşleriyle uzaktan ilgilenen chp’nin dem’lenerek teröre bulaştığını söylemiyor mu?)
    bir de şunları söylemiş: “ülkemizin asırlık ihmallerin sonucu olan altyapı eksiklerini gidermek için çalıştık. milletimizin anasından emdiği ak süt kadar helali olan hak ve özgürlüklerini geliştirmenin mücadelesini verdik. demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın meyvesini de ülkemizi 21 yılda 3 kat büyüterek, insanımızın özgüvenini artırarak aldık.”
    her iktidar, halktan aldığı vergilerle yatırımlar yapar ama erdoğan sanki ödemeyi kendi cebinden yapmış gibi muğlalının başına kakıyor. hele bir de ülkede halkın hak ve özgürlüklerini geliştirmek için mücadele vermişler. müzevir cahillerin cimer’e yaptığı asılsız ihbarlara dayanarak hak ve özgürlüklerin köküne kibrit suyu dökmüşler. yoksuldan aldıklarını vurgun çetelerine kürek kürek dağıtmışlar.
    başbakanlığında, cumhurbaşkanlığında şahsen, hükümet uygulamalarıyla, parti politikalarıyla hiç kimseyi, hiçbir zaman ötekileştirmemişler! gel de gülme. mülakatlı sınav neden kalkmadı? yandaş ve partilileri bölük bölük işe almak için değil mi?
    r.t. erdoğan’ın bütün konuşmaları teaccüp ettirir beni. insanı insan yapan “şey” mantıktır ve mantık denen şey ki “bilginin yapısını inceleyen, doğru ile yanlış arasındaki ayrımı yapan disiplindir; akıl yürütmenin, doğru düşüncenin aletidir” ama akp genel başkanı aynı konuda değişik zamanlarda değişik şeyler söylemekte pek mahirdir. özellikle geleceğe dair tahminleri hiçbir zaman gerçekleşmez.
    örneğin:
    [ak parti, 12 haziran 2011 seçim beyannamesinde açıkladığı 2023 ekonomik hedeflerinin oldukça gerisinde kaldı.
    en önemli hedefler şüphesiz türkiye’nin milli gelirinin büyümesiydi. hükümet 2023 yılı için gayrisafi yurtiçi hasıla (gsyh) hedefini 2 trilyon dolar olarak koymuştu. uluslararası para fonu’nun (ımf) ekim 2023 tahminlerine göre türkiye’nin 2023 sonunda gsyh’si 1 trilyon 155 milyar olacak.
    bu dönemde türkiye’nin ekonomisi giderek büyüdü ancak aynı dönemde diğer ülkelerin ekonomileri de hızla büyüyor. türkiye gsyh büyüklüğünde hedefin yarısını az farkla geçecek.
    hükümet eylül 2023’te açıkladığı on ikinci kalkınma planı’nda (2024- 2028) ise 2028 yılı için gsyh hedefini 1.6 trilyon dolara düşürdü.
    kişi başına gelir hedefi 25 bin dolardı, 13 bin oldu.
    ak parti’nin kişi başına düşen milli gelir hedefi 25 bin dolar idi. ancak ımf’nin ekim 2023 tahminlerine göre bu miktar 13 bin 384 dolar olacak. böylece hedefin yarısı az farkla aşılacak.] (kaynak: euronews.com)
    teaaccüp konusu bir tutarsızlık. bir diğer teaccüp konusu da şöyle: 2 ocak 2024 tarihli sözcü gazetesi “iktidarın 2023 için koyduğu 37 hedeften 34’ü tutmadı” diye yazıyor. meğer cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle akp 12 yıl önce 37 hedef açıklamış. bunlardan sadece turizm, yerli otomobil ve yurtdışı temsilcilik sayısı tutmuş. turizm şans işidir güvenilmez, yollarda yerli otomobil görülmüyor. temsilciliklere gelince: alt tarafı bir daire kiralamak, diplomat deposundan atama yapmak!
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap