• "kaybolmak istemeyen her insan ses vermelidir. sesini bir şekilde duyurmalıdır. ama bunu yazmak suretiyle gerçekleştirmesi şart değil elbet. "her kim bir milyon okuyucu beklemezse" demiş, johann wolfgang von goethe, "bir tek satır bile yazmasın." ben bu görüşün tam tersini savunuyor ve diyorum ki, her kim "beni okuyacak bir kişi vardır." diye düşünüyorsa hemen yazmaya başlasın ve imkan bulursa ciltler dolusu yazsın. zira inanıyorum ki tercih ıskalamakla isabet ettirmek arasında değil, tetiğe basıp basmamak arasındadır."
  • ismet özel'in 6 ayda bitirdiğim harika kitabı. üstüne 15-20 tane kitaba başladım, final ve bütünleme döneminde dahi okurum umuduyla günlerce çantamda taşıdım. ne bırakabildim ne bitirebildim. her şeyi yavaşlattı. çok farklıydı. her sayfasında parmaklarımın birleşim yerini ısırıyordum istemsizce. sayfanın başındaki cümleye takılıyor, onu düşünürken sayfa sonuna gelmiş buluyordum kendimi. tepeye çıkıp baştan okuyor, bu sefer de o cümleyi sindirdim gibi derken diğer cümle üzerine havaya bakıyor oluyordum. nasıl yazıldığı hakkında bir fikrim yok, bu metnin normal bir halden çıkma ihtimali yok gibi bir şey çünkü. ismet özel'in en en olmuş kitabıydı.
  • hayal kurmakla başım hiç hoş değildir. gelecekten beklediği nelerse onları kafada keyfince şekillendirip sonra onlara uymayan durumlarla karşılaşınca hayalleri yıkılan kimselerden değilim. güvendiğim dağlara kar falan yağmış değil. derinden bir düşkırıklığı benimkisi. geçen her gecenin leyle-i kadr, karşılaştığım her kişinin hızır olmadığını anladığım zaman kırılıyorum. böylece kırılan bir düş haline dönüştüğümü görüyorum. evet, bizzat kendim bir düşkırıklığıyım, kırık bir rüyayım ben. ve hepimiz öyleyiz.
    we are such stuff as dreams are made on.
  • "hastâneler hastalık, mektepler cehâlet, mahkemeler zulüm, piyasalar yoksulluk üretiyor."
hesabın var mı? giriş yap