*

  • 19. yüzyılda çin'de yaşanan en büyük ayaklanmadır denirse ukde olmuş gönüllere biraz su serpilir diye umuyorum.

    bu isyan, taiping rebellion olarak da geçer gavur kaynaklarında, 1851-1864 yılları arasında çin'in karışmasına neden olmuştur. aynı yüzyılda kolonici ingiltere ile yapılan afyon savaslari ve diğer ayaklanmalar bu isyana temel oluşturmuştur. isyanın lideri ise hung hsiu-ch'üan adlı ilginç şahsiyettir.

    hung hsiu-ch'üan kanton bölgesinde fakir bir çiftcinin oğluyken, hristiyanlık ile tanışır. ruhsal dengesi yerinde olmayan hung, birtakım sanrılar görür ve ilerleyen zamanda ise kendisinin isa'nın kardeşi olduğunu iddia eder ve kendine yandaşlar edinmeye başlar. işin bu konuma gelmesinde çin'de faaliyet gösteren misyonerlerin büyük payı olduğu söylenir.

    zamanın çin hükümeti bu gelişmeyi farkedene kadar hung ve tarikatı kanton bölgesinde epey yandaş toplar. ancak 1840'ların sonunda çin hükümeti bu tarikatın önüne geçmeye çalışır ve askeri güce başvurur. ancak hung ve takipçileri militan yönlerini de geliştirmekten geri kalmamıştır. dolayısıyla, tahmin edilebilceği üzere bir isyan çıkar.

    hung, hükümetin saldırılarını geri püskürtür ve 1851 yılında yeni bir krallığın kurulduğunu açıklar. böylelikle taiping ya da "büyük huzur" dönemi başlar.

    hung'ın krallığı teokratik bir krallıktır. daha sonra modern çin'de de uygulanan yasakların temellerini atar hung. afyon içimini, kumarı, tütün ve alkol tüketimini, çok eşliliği, köle ticaretini ve fuhuşu yasaklar. bunlara ek olarak özel mülkiyet hakkını yasaklamaya çalışır, eşit toprak dağılımı üzerine bir program geliştirir. bu sosyal ve ekonomik reformlarla hung'ın krallığı çin'in yoksulları için sığınabilecekleri bir yer olur.

    askeri yönden ise taiping ordusu son derece disiplinli ve ölmeye her an hazır askerlerden kuruludur. 1853 yılında nanking'i alarak burayı başkent yaparlar. buradan da pekin'e (bkz: beijing) saldırırlar ama başarısız olurlar. 10 yıl boyunca topraklarını genişletmeye çalışan krallık, savaş ortamı ve idarecilerin başarısızlığı yüzünden güç kaybetmeye başlar. özellikle hung'ın aktif liderlikten ayrılmasıyla krallık iyicene güç kaybeder. hung kendini cinsel zevklere verir ve sarayın hareminden çıkmaz olur.

    1864 yılında çin ordusu baskısını artırır ve krallık ordusunun komutanları kaçar. hung bu aşamada taiping'i tanrı'nın koruyacağına inanır ve olduğu yerde kalır. ancak 1864'te zehir içerek intahar eder.

    taiping isyanı 30 milyon insanın canına mal olmuştur. dengesiz bir liderin davayı satmasına, akıtılan kanların heba olmasına güzel bir örnek teşkil eder.
  • isyancılar hem ortak mülkiyeti savunmuş, hem de iktidardaki hanedanın yabancı kökenli* olmasını eleştirmişti. bunları ideolojik nedenlerden ziyade köylülerin desteğini almak için yaptılar. ama sonraki dönemlerde komünistler de, milliyetçiler de taipinglerin söylemlerini kendi ideolojilerinin temeli olarak gösterdi.
  • 1850-1864 yıllarında çin'de vuku bulmuştur. çıban başı hong xiuquan'ın isa'nın kardeşi olduğu iddaisiyla başlamış 20 milyon kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır. ölü bilançosuyla 1. dünya savaşını sollayan ayaklanma sırasında pek çok pekin ördeği portakalından ayrı düşmüştür.
  • 2. dünya savaşı ve moğol genişlemesi sonrası dünyanın gördüğü en kanlı 3. savaş 20-30 bilemedin 40 milyon kişi ölmüş. sanırım o ara pek iyi sayamamışlar.
  • aynı yıllarda amerikada (abd) diğer bir iç savaş yaşanıyordu. orada ki ölü sayısı 600-700 bin iken çinde 20 milyon üstü insan ölmüştür. bu da çinde yaşayan nüfus hakkında size bilgi versin. yalnız iki taraf çok acımasız olmuş. neredeyse düşmana fayda sağlayacak herşey hedef olmuş. tarlalar yakılmış. kadın çoluk çocuk herkes öldürülmüş bu savaşta. savaş sonunda kazanan taraf her ne kadar diğer taraf kadar yıkıcı davranmış olsa da kazandığı için bütün ihaleyi hiristiyan isyancıya yıkmış.belki de çinin komünist allahsız olmasının temellerini atmış. eğer hristiyan isyancılar kazansaydı. çin hiristiyan olacaktı ve de farklı bir dünyada yaşayacaktık. kısmet.
  • "sen hakikati ararken, kalbin neyi özlemekteydi ki? efendini!" max stirner

    epigrafımızı bıraktıktan sonra aklımıza ilk gelenlerden bahsetmek lazım belki de borgia ailesi ve mesela kestane ziyafeti:

    --- alıntı ---

    orta çağ’ın en kötü şöhretli papa’larından birisi de rodrigo borgia’ydı. vı. alexander olarak da bilinen borgia 1492 yılından ölümüne kadar papalık görevinde bulundu. kendisi ve çocuklarından en dikkat çekenleri olan cesare ve lucretia birlikte adı birçok skandala karışan borgia, halk tarafından yozlaşmış ve kazanmak için her şeyi yapabilecek potansiyelde biri olarak görülüyordu. skandallardan belki de en kötüsü olanı “kestane ziyafeti” adıyla biliniyor. vatikan’da görevli johann burchard skandalı şöyle tarif ediyor. “cesare borgia vatikan’da bir ziyafet düzenliyor ve ziyafete 50 adet fahişe çağırıyor. gelen konuklara dans eden fahişeler yemekler yendikten sonra üzerindekileri çıkartıyorlar. masalarda bulunan şamdanları yere alan fahişeler salonda bulunan kestaneleri odanın her yerine fırlatıyorlar. daha sonra dizlerinin arasına şamdanları alıp emekleme pozisyonunda kestaneleri toplamaya başlıyorlar. papa ile çocukları cesare ve borgia’nın da izlediği bu gösterinin sonunda en iyi performansı gösteren kadınlara ipek gömlek, ayakkabı ve şapka gibi hediyeler veriliyor.

    --- alıntı ---

    bu işler daha sonra pizzagate hadisesine kadar geldi. taiping ayaklanmasında da aynı ruh var. tıpkı jonestown katliamında olduğu gibi; hong xiuquan adında bir meczup çıkıyor ve kendisini isa'nın kardeşi olarak nitelendiriyor. taiping şehrinde kendisine bağlı, çin hükümetine kafa tutan, nanjing şehrini ele geçiren ve pekin'e saldıran azgın bir topluluk oluşturuyor. öğretilerinde ise yeni ahit'teki iyilikseverlik, bağışlayıcılık ve kefaret yerine, eski ahit'in itaat ve ibadet kıstaslarını benimsiyor. 30 ile 40 milyon arasında insanın ölümüne neden olan bu yobaz süreçten sonra, kendisini sarayındaki haremine veren hong xiuquan eski gücünü kaybediyor. bu sırada çin ordusu taiping'i basınca ve bizimki kuyruğu kıstırınca zehir içerek intihar ediyor. peki haşhaşilerin, beni kureyza'ların***, ispanyol engizisyonu'nun* çıkmasına neden olan bu motivasyon ne?

    maynard james keenan abimiz gibi mırıldanmak istiyorum: fuck ron l. hubbard and fuck all his clones.

    bana sinan çetin'in the fountainhead için yazdığı önsözü hatırlatmıştır bu ayaklanma:

    "dünya bizi kurtarma ve bize iyilik yapma aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı.tarihteki bütün savaşları içi iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı. hitler almanları, stalin işçileri, mao köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. milyonlarca insan kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. hep biz dediler, hiç ben deyip kendilerini düşünmediler.ama bilim, zenginlik, hayatı kolaylaştıran, hayatı yaşanır kılan her türlü buluş kendi çıkarları için çalışan, işini iyi yapan ben-cilerin eseriydi. onlar hiçbir zaman “bizci” olmadılar. sadece işlerini iyi yapmaya çalıştılar ve bizlere rağmen başardılar. promete ateşi hediye ettiği insanlar tarafından yakıldı. edison ampulü bulurken, karısı tarafından toplum ve ailesi ile ilgilenmeyen bir anti-sosyal olarak suçlandı. galileo dünya dönüyor dediği için bizciler tarafından işkencelere uğradı. bireysel akıl, kalabalıkların onaylamadığı bu büyük güç her çağda saldırıya uğradı. kalabalıklar, yaratıcı bireye saldırırken ellerindeki silahı hep iyilik, fedakarlık, hayırseverlik kurşunlarıyla doldurdular. ve hep yaratılan değerleri üleşmek, bölüşmek, paylaşmak istediler. mesela televizyonu seyrettiler fakat televizyonu bulan adamın adını hiç öğrenmediler. otomobile bindiler ama ford’un servetinden şikayet ettiler. interneti kullandılar ama bili gates’i çok para kazanmakla suçladılar. tükettiğimiz her türlü zenginliği paranın bir oyunu olarak ele almayı tercih ettiler. sistem, kapitalizm, tüketim toplumu gibi adlar takıp eleştirdiler. türkiye’de eğer the fountainhead iyi okunmuş olsaydı; hiçbir ideoloji aklın önüne geçmez, türkiye inanç dolu militanların cenneti olmak yerine meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu kadar çok aşağılanmaz, insanlar yaptıkları işten, üretmekten ve para kazanmaktan utanmazdı. elinizdeki bu kitap dünyanın fedakarlık tüccarları tarafından yok edilmemesi için bir akıl kalkanıdır. ben’in bir savunuşu ve kalabalıklara karşı duran yaratıcılara verilmiş bir ödüldür. aklın ve mantığın yolunu izlemek isteyen herkese bu rehberi takdim etmekten onur duyuyorum."
hesabın var mı? giriş yap