taksitli

• sözü edilen eylemin birdenbire, bir kerede değil, tercihan düzenli biçimde parça parça, taksitler halinde olacağı/yapılacağını anlatan bir sözcük. yapılan oluşturulan, yaratılan bir eylemi/şeyi de gösterebilir, ürün veya hizmet bedelinin birden değil parçalar halinde ödeneceğini de anlatabilir. aynı sözcük değiller, ama bazen taksitli ile taksitle birbiri yerine kullanılabilir.
  
  erkeğin potensi hem yeterli olmalı hem de süper olmamalı. yani kısmi ve taksitli sünnetlerle idare etmeliyiz, araya kaldıraçlar eklemeliyiz. benim iktidarım, erilliğimse iktidarsızlığımı sunabilmek, ne mal olduğumu karşıdakinin kendi gözüyle görmesine izin verebilmek. bunu her an değil, zaman zaman doğrulamak yeterli.
  
  kitap, taksitli ve şifreli bir tablo türü. harfler, cümleler resim. hep birlikte değişik bir resim ortaya çıkıyor. bu tablonun görülüşü, yorumu hem gözle hem okunarak, çift dilli resmi çözerek oluyor. şifre deyince, muska, okunmak için yazılmayan bir mini kitaptır, yani kapalı resimdir.
  
  (bkz: taksit/@ibisile)
  (bkz: taksitle tatile gitmek)
  (bkz: taksitli alışveriş vs karl marx)