144 entry daha
  • din sosyolojisine karl marx tarafından kazandırılmış olan "dinin araçsallaştırılması" ve "din toplumların afyonudur" kuramlarının çok bariz gözlemlenebileceği filmdir.

    --- spoiler ---

    muharrem karakteri, tekdüze ve nispeten yoksul bir hayat sürmektedir. fakat herşeye rağmen mutludur.
    çünkü mutluluğun bu dünyada değil öteki dünyada olduğuna, yani dinde ve iyi dindar olmakta olduğuna inanır.
    hayatındaki tüm boşlukları - ki buna evlenmemesinden kaynaklanan yalnızlığı ve hatta cinsel açlığı da dahildir- dini vecibeleri yerine getirerek, zikirlere katılarak, oralarda sosyalleşerek doldurmaya çalışır.
    sorgulamaz.
    isyan etmez.
    işte bu durum "din, toplumların afyonudur" kuramının takva filmindeki açılımıdır aslında...
    bir nevi uyuşturucu etkisi vardır dinin muharrem'e.

    gelelim "dinin araçsallaştırılması" kuramına.
    karl marx efendi bu kuram ile aslında dinin egemen sınıflar tarafından bir nevi meşrulaştırma aracı olarak kullanıldığını savunur.
    hristiyanlıktan örnek vermek gerekirse - ki marx bu kuramı ve diğer tüm din sosyolojisine ait kuramlarını hristiyanlık dinini baz alarak oluşturmuştur - işçi sınıfının, yaşadığı zulmü kendilerini dine vererek, kiliseye giderek, rahipleri dinleyerek unutmaları, sorgulamamaları, aslında burjuvazi sınıfının işine gelmektedir.
    burjuva sınıfının işçi sınıfına dayattığı şeylerin din sayesine meşrulaştırılması da buradan çıkıyor işte.

    takva filminden çok küçük bir kısımdan örnek vermek gerekirse; muharrem, kiraları toplarken çok fakir bir aileden kira almak istemez.
    çünkü muharrem'in mantığına, ya da hayalinde sevdiği ve yaşattığına göre islam dini dayatma dini değil, yoksulun düşkünün halinden anlayan bir dindir.
    bunu şeyhiyle paylaştığında ise şeyhi tam tersine bu kirayı almanın aslında islam dinine hizmetten ötürü olduğunu, o parayla tarikattaki çocukların okutulduğunu söyleyerek muharrem'i şaşırtır.
    yani bir nevi, din için herşey mübahtır demeye getirir.
    işte bu noktadan sonra zaten muharrem zihninde yaşattığı, tüm boşluklarını sayesinde doldurduğu, taptığı islam dininin, aslında hayal ettiği gibi omadığı çelişkisini yaşamaya başlar ki bu çelişki onu çok sarsar... ve olaylar gelişir...

    --- spoiler ---

    sözlerimi karl marx'ın dayı misali söylediği bir başka sözle bitirmek istiyorum ahali.

    "karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız,
    yani sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa,
    seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız,
    sevginiz güçsüzdür, bir talihsizliktir…"
210 entry daha
hesabın var mı? giriş yap