onarım *
-
onarılan binanın yerindeki çalışma
(bkz: restorasyon) -
"bana getirilmisti.
kırdım.
....
dikkatsizlik ederek düşürüp kırdığın -sevdiğin kişinin izlerini taşıyan;senin için degerli- bir nesneyi,parçalarını tek tek toplayıp dikkatle -saatlerce uğraşarak- özel olarak onardığında,ortaya,orası burası eksik gedik,yamru yumru bir şey çıkar ama eskisinden daha degerlidir artık;çünkü,şimdi senin izlerini de taşıyordur."
aruoba (bkz: oruç aruoba) -
erkeklerin, istemdışı olarak yaptıkları şey. çıkarılan seslerden diğer erkekler uyur gezer bir halde tamiratın yapıldığı yere toplanırlar. amaç yardım değildir. çıldırtan sorular sormak için.
"ne kullanıyorsun?"
"ebenin anahtarını" -
"bana getirilmişti.
kırdım. -
nasıl oldu bilmiyorum: galiba sallantılı, dengesiz bir yere koymuşum, yeterince dikkat etmeden; sonra, ters bir hareket etmisim - düştü, kırıldı....
yeterince düşünmemiştim üzerinde, demek.
elimdeki, artık, birkaç iri parça ile birsürü ufakcığıydı; bazısı, neredeyse, kırıntı, kıymık - öyle, dağılmış duruyordu.
tek tek bir yere topladım hepsini: yokolmamalıydı.
gittim, uygun bir zamk aldım.
geldim, hepsini bir kağıt üzerinde düzenleyerek, biraraya getirmeye başladım: şu parça, buna uyuyor-mu; ya, bu şuna...
zamanla, parçaların kopma noktalarındaki dokularının; ve zamkın, tutma ve yapıştırma niteliklerini, öğrendim.
bazı parçalarsa yapıştırılamayacak kadar ufaktı; onların bulunmaları gereken yerlerde boşluklar oluştu.
tek tek yapıştırdım, yapıştırabildiklerimi. çok uğraştım. sonunda ortaya aslının eğri-büğrü bir simgesi gibi birşey çıktı - ve, şu tümce:-
dikkatsizlik ederek düşürüp kırdığın -sevdiğin kişinin izlerini taşıyan; senin için değerli- bir nesneyi, parçalarını tek tek toplayıp, dikkatle -saatlerce uğraşarak- özel olarak aldığın bir zamkla yapıştırıp onardığında, ortaya, orası burası eksik-gedik, yamru-yumru birşey çıkar - ama eskisinden de daha değerlidir artık; çünkü, şimdi, senin izlerini de taşıyordur.
başka birşey yapamazdim".
oruc aruoba
(bkz: yakin) -
artık kimsenin uğramadığı iş.
parçası yok, x liraya sayalım yenisini verelim gibi bahanelerle kimse tamirat yapmak istemiyor. çakal esnaf olmuş hepsi. -
telafi yerine göre onarım, yerine koyma, ikame, karşılama.
"böylelikle düzenin* onarımı (restorasyonu) arzulanır, fakat bu onarılacak olan yeniden devrilmesi gereken aynı baskıcı düzendir, ve çember kapanır." andras balint kovacs - the circle closes
(bkz: onarmak), onarımcılar
(bkz: tamir)
(bkz: elden geçmiş), elden geçirmek
(bkz: ay burcu başak/@ibisile) -
bazı güzel kanallar
https://m.youtube.com/…nel/uczf3breohex6yof_0x-tpag (te)
https://m.youtube.com/…ncbmafbri49xyawe_jg/featured (restoration metal tools)
https://m.youtube.com/…nel/ucpad3s_qac9_nnpcxqxaxqq (nejdat delioğlu)
https://m.youtube.com/…nel/uc6ukimmib1augdpnvegxryg (ali usta)
https://m.youtube.com/…nel/uclqq5u1b5q-lffcucyikd4q (murat şen) -
tamirat ile ilgili video yapıp youtube short'a koyan heriflerin ta amina koyayim. cok fazla zamanımı çalıyorlar.
bir de bir eskimo var, karda sobada sürekli donmus et pişiriyor. cok boktan yapıyor farkındayım ama izlemekten kendimi alamıyorum. kar suyu ile et mi pisirilir ibne?
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap