tarife
-
bir i$letmeden verilen hizmetin veya satilanlarin bedellerinin yazili oldugu liste..
-
ithalat ve ihracat üzerine hükümetin koyduğu vergi.
-
odalar ve borsalar birliği gibi kurumsalların açıklayageldiği fiyat bildirgeleri. tarifeler de zora koyulmuş... geçmiş ola demokrasiye.
-
-
müslümanlar ispanya'da hükümrân oldukları vakit, islam sahil muhafaza gemileri, cebelitarık'tan akdeniz'e girecek "ecnebî" bandıralı gemileri durdurur, "geçiş harcı" alırlardı.
bu gemilerin durdurulduğu limanın adı da târife idi.
ingilizce’de, türkçe'de olduğu gibi içeri girecek veya çıkarılacak eşyadan alınacak gümrük ücretlerini gösteren listeye tarife denir.
kelime, ingilizce tarif şeklinde yazılır ve garb dillerinin hepsinde de vardır. -
(bkz: perakende enerji satış tarifesi)
(bkz: dağıtım sistem kullanım tarifesi)
(bkz: perakende satış hizmeti tarifesi) -
tarife, bir ülkenin kendisine mal satan diğer ülkeden aldığı bir vergiye benzer. sadece dışarıdan getirilen mallara uygulanan bir vergi gibi düşünülebilir.
ancak, dinamikler tasarlandığı ya da öngörüldüğü şekilde hareket ederse, orta vadede tarife konulan ürünün fiyatının arttığı gibi korunan ürünün de fiyatı artar.
kota ise sadece dışarıdan gelecek yabancı mal miktarı için bir miktar sınırlaması getirir. bu miktar sınırlaması ise, ithalatı kısıtlanan ürünün fiyatını yükseltebilir ve yabancı bir malın yerine yerli ürünün kullanılmasını (ikameyi) sağlar. kota, yabancı üreticiyi, tarifedeki olduğu gibi ürünün fiyatını yükseltmeye zorlamaz. sadece, ne kadar mal satabileceğine ilişkin bir sınırlama getirir.
aslında bakıldığında kota, tarifeye göre bazı şartlarda daha adil bir uygulama olarak görünebilir. -
bizde çekirdek ve 2.5 lt kola anlamına geliyor.
-
demiryollarında hem güzergahlara göre zaman ve fiyat çizelgesi hem de tren üstü personelin günlük çalışma programı anlamında kullanılır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap