*

  • orjinal ismi history begins at sumer olan samuel noah kramer tarafından yazılmış ve muazzez ilmiye çığ tarafından türkçeye çevrilmiş, sumer kültürünün günümüzde birçok alanda görülen etkilerini inceleyen bir araştırma kitabı
  • ilk baskısı türk tarih kurumu tarafından yayımlanmış muazzez ilmiye çığ tarafından çevirisi yapılmış kitap. aynı kitap kabalcı tarafından da yayımlanmıştır (başka biri tarafından çevrilmiş).

    (bkz: muazzez ilmiye çığ)
  • bundan 5000-6000 yıl kadar önce de bir öğrencinin okul sevgisi hiç değişmemiş. okula gitmek istemeyen serseri mayın gibi aylak aylak dolaşan ve babasının ona öğütler vermesini anlatan hikayeyle başlar.
  • bir arkeologun tavsiyesiyle haberimin olduğu ve çılgınlar gibi pdf ini aradığım kitaptır efenim.*
  • güzellikler detayda saklıdır. kitap tarihi ilgisi olan birisini ayrı bir gezegene götürüyor diyebilirim. kitabın özeti bugüne kadar çözülmüş 10.000 den fazla sümer tabletinden o insanların en gündelik işlerinden, korkularına geleneklerine, değerlerine dokunabiliyorsunuz. dinler tarihini anlayabilmek içinde çok önemli, zira ortadoğu kökenli dinlerin en temel kaynağı buralarda saklı. yazman olamadığı için hayta çocuguna sitem eden baba, bugün bizim yaptığımız kıyaslar gibi'' milletin evlatları babalarına arpa, buğday, yün verirken ben senden sadece yazman olmanı istedim der. tarlayı sürerken yapılması gerekenlerden, ilaç tariflerine, şehir devletleri arası amansız rekabetten, boşanma ve mezar vergisi alan açgözlü krallara, erotik içerikli aşk şiirlerine, adet bayram mahkeme kayıtlarına, balık için akbaryum yapan fanatik bir balıksevere,nuh tufanı, yaratılış efsanesi, balçıktan yaratılma ve kaburga kemiğine, ninni içerikleri, ilk fabl hikayelere çok enteresan atasözlerine kadar bir çok konu eserde yer almaktadır.
  • geçmişin günümüze ne çok benzediğini anlama kılavuzu.

    üstelik sümer mitleri birbirinden eğlenceli. okuldan kaçıp aylak gezen çocuğunu döven anne de var, tanrı ile evlenip esprili şiir yazan kızlar da. en bombası mervelere giden bir tanrıça barındırması.

    insanlar 6000 yıl önce de aynıydı, 6000 yıl sonra da büyük ihtimalle aynı olacak. değişen şey sadece araçlar ve imkanlar.
  • rüşvet de binlerce yıldır varmış hep de var olacak gibi
    ilk yağcılık örneği
    tablette öğrenci şöyle diyor :
    "tabletlerimi ezbere okudum, öğle yemeğimi yedim, (yeni) tabletimi hazırladım, yazdım, bitirdim; sonra ezberimi verdiler, öğleden sonra da yazı ödevimi verdiler. okul bitince, eve gittim, içeri girdim, babamı oturur buldum. babama yazı ödevimi anlattım, sonra da tabletimi ezbere okudum, babamın çok hoşuna gitti.... sabah erkenden uyandığımda, anneme dönüp dedim ki: 'bana öğle yemeğimi ver, okula gitmek isti- yorum.' annem bana iki "sandviç" verdi ve okula gittim. okulda so- rumlu gözetmen bana, 'niye geç kaldın?' dedi. korkmuş bir halde, yüreğim çarparak öğretmenimin yanına gittim ve önünde eğilip say- gıyla selamladım."

    ama eğilmiş olsun ya da olmasın, o gün öğrenci için kötü geçmişe benzer. konuşmak, ayağa kalkmak ve kapıdan çıkmak gibi düşüncesizlikler ettiği için çeşitli öğretmenlerinden sopa yer. en fenası da, öğretmeni ona, "yazın iyi değil," der ve döver. öyle görünüyor ki, bu kadarı çocuğa çok fazla gelir ve babasına, öğretmeni eve davet edip, biraz armağanla yumuşatmanın iyi bir fikir olacağını söyler kuşkusuz bu, insanlık tarihinde kaydedilen ilk "yağcılık" örneğidir. metin şöyle devam eder: "baba, çocuğun söylediklerini dikkate aldı. öğretmen okuldan getirildi ve eve girer girmez baş köşeye oturtuldu. öğrenci ona eşlik etti, hizmette bulundu ve tablet-yazma sanatı hakkında öğrendiği her şeyi babasına bir bir saydı."
    o zaman babası öğretmene şarap ikram eder, ziyafet çeker, "onu yeni giysilerle donatıp, bir armağan sundu, parmağına bir yüzük taktı." bu cömertlik karşısında yüreğinin yağı eriyen öğretmen şiirsel sözcüklerle gözü yükseklerde olan yazmanın güvenini tazeler, bir kısmı şöyledir: "delikanlı, sözlerimi tuttuğun, kulak ardı etmediğin için, yazmanlık sanatının zirvesine erişesin, hakkıyla bu sanatın üstesinden gelesin.... kardeşlerinin önderi sen olasın, arkadaşlarının başı sen olasın, öğrencilerin en yükseği sırasına yerleşesin.... okul etkinliklerini çok iyi yerine getirdin, bir bilgi adamı oldun."
  • sümerlerin ne kadar gelişmiş bir medeniyet kurduklarını onların yazdıkları tabletlerden örnekler göstererek anlatan, ama yine de aslında çok da gelişmemiş olduğunu iddia eden çok faydalı bir kitap.
  • tanrım, gün ışığı yeryüzünde parlıyor:
    benim içinse gün karanlık,
    gözyaşları, hüzün, sıkıntı, umutsuzluk
    derinliklerime yerleşmiş.
    acı beni boğuyor
    sanki yalnızca gözyaşlarım için yaratılmışım.
    *
    yaklaşık 4000 yıl boyunca uyumuş bu gizemli metin 19. yüzyılın sonralarında basra körfesiz kapılarında, sümer metin kil tabletlerinin philadelphia university museum’da (4 belge) ve istanbul eski şark eserleri müzesi’nde (2 belge) bir araya getirilmiştir.

    bu manzum metnin tamamı, samuel noah kramer’in, hamide koyukan çevirisiyle, istanbul’da kabalcı yayınevi'nce yayınlanan bu kitabının 2. basımı 148. sayfasındadır.
  • ''insanın insana kötülük etmediği, oğulun babasından korktuğu gün, alçakgönüllülüğün ülkeyi kapladığı, soyluların alt tabakalardan saygı gördüğü gün, küçük kardeşin ağabeyinin sözünden çıkmadığı gün, küçüklerin oturup bilgelerin sözlerini dikkatle dinledikleri gün, seçilen her yola görülebildiği, yabani otların ayıklandığı gün, bütün üzüntülerin ülkeden kalktığı gün, ışığa boğulacak ülke, zifiri karanlık ülkeden def edildiği gün, bütün canlılar sevinecek.'' (s.313)

    bir sümer tabletinden alıntı bu cümleler. 5000 senedir aslında hiçbir şey değişmemiş. hala aynı kaygılar, aynı korkular ve aynı umutlar.
hesabın var mı? giriş yap