• (bkz: aramaya üşenmedim mamafih bulamadım)

    ahir zamanda ilkokul hocaları tarafından yaptırılagelmiş işkence tipidir. hala olup olmadığı konusunda da tereddüt içindeyim. bunun sömestre tatili versiyonuna bir nebze katlanılabilmek mümkünken, yaz tatili için verileni çekilir baş ağrısı değildir. dile kolay, 3 ay=90 gün boyunca günlük tutacaksınız, her gün ne yaptığınızı yazacaksınız der hoca. bismillahirrahmanirrahim. hani böyle elimde fizik deneyi falan olur, her gün yaptığım şeyleri not alırım, "sevgili günlük, bugün hidrojen atomlarını civa içinde patlatmaya çalıştım, muvaffak olamadım" yazsam anlarım. ama zaten tıfıl bir ilkokul talebesiyim, etim ne budum ne, yaptığım en büyük deney annemin "basma" dediği fırın düğmesine basarsam ne olacağını görmek. dinlemezler, verilir bu ödev.

    gidip bi defter satın alırsın. günlük defteri (bu esnada annem eski ajandaları kakalamaya çalıştı çok ama ben yemedim tabii). ilk gün büyük bir heyecanla açarsın defteri. kırmızı kalemle tarih atarsın. başlarsın yazmaya:

    "29. haziran. 1984, cumartesi

    sevgili günlük,

    bugün tatilin ilk günü. sabah geç kalktım. sonra televizyon seyrettim. çizgi film vardı. tom'un kafasına gene acayip birşeyler düştü. acıyorum o kediye. fareyi yakalarsam bu yaptıklarını burnundan getireceğim. sonra öğlen oldu. yemek yedik. sonra televizyon seyrettim. akşam olunca yemek yedik. sonra televizyon seyrettim. tatil olduğu için uykudan önce programı bitmiş. trt2 diye bir kanal çıkmış ama bizim televizyonda yok. orada herkes yalan rüzgarı diye bir dizi seyrediyor. neyse. sonra yattım, uyudum."

    2. gün:

    "30. haziran. 1984, pazar

    sevigli günlük,

    bugün pazar. sabah geç kalktım. televizyon seyrettim. yukarıda sevgili yerine sevigli yazmışım ama silgimi kaybettim o yüzden silemiyorum. kusura bakma. bugün ders çalışmaya karar verdim [bu bölüm tamamen hocaya kıyak olsun diye, yoksa yok öyle ders mers]. biraz çalıştım. sonra televizyon seyrettim. akşam uyudum."

    neyse, günler böyle gider, 5. günden sonra günlük yazmak unutulmaya başlanır. bundan sonra birer haftalık aralıklarla yazma prosedürü başlar. tabii maalesef yapılan şeyler unutulmuştur, dolayısıyla otomatiğe bağlanır hadise:

    "18. temmuz. 1984, salı

    sevgili günlük,

    sabah kalktım. kahvaltı ettim. televizyon seyrettim. uyudum."

    "24. ağustos. 1984, perşembe

    sevgili günlük,

    sabah kalktım. kahvaltı ettim. televizyon seyrettim. ders çalıştım. uyudum.*"

    "14. eylül. 1984, pazar

    sevgili günlük,

    sabah kalktım. yarın okul açılıyor. bütün yaz çalıştığım dersleri tekrar ettim*. bütün yaz günlük tutmak çok güzel bir şey demektir. insan ne yaptığını hatırlıyor böyle olunca. yarın okul açılıyor, ha bunu daha önce söylemiştim. silgimi hala bulamadım, dolayısıyla yanlış yazıp silemediğim şeyler için özür dilerim. sabah ahmet amcadan silgi ve kalem alacağım. yarın okul açılacak. uyudum."

    evet, bravo sevgili ilkokul öğretmeni. tebrikler. çocuğu bütün yaz kastırdın, zihnini meşgul ettin. n'oldu? şimdi bunların hepsini teker teker okudun mu merak ederim. okuyup gülmüşsündür de. yazık değil mi bu genç dimağlara? hayır bu günlük meselesi nasıl çıktı? rüyanda mı gördün? o senelerde moda mıydı? yoksa öğretmenlik eğitiminde "çocuklara yaz tatilinde günlük tutturun" mu dediler? müfredat dahilinde miydi? aradan geçen 20 senenin ardından bunu hala düşündürmeye, sorgulatmaya değer miydi? neden ulan neden? delirttiniz beni be.
  • insan evladına verilebilecek en yaratıcılık köreltici zorlamalardan biri
  • genellikle tatilin son günü yazılır ve çoğu gün mantığa göre kafadan atılır.. mesela her hafta sonu gezmeye veya akrabaları ziyarete gidilir, hafta içi gündüz ders çalışılır.
  • psikopat öğretmenlerin yaptırdığı saçmalıklardan biri. *
  • aslında günlük değil de serbest çağrışımla yazı yazılsa enteresan olabilecek şey. lakin günlük dendiği vakit iş resim derslerindeki konulu resim ödevlerine dönüyor, sıkıcı oluyor.
hesabın var mı? giriş yap