• yaz geldiğinde hafifçe şımaran insandır. bunlar mütemadiyen toplanıp, plaj voleybolu ile hava atma hevesinde olurlar. "biz buranın yerlisiyiz, ve siz bizi izlerken kendi aramızda şakalaşıp, oyunlar oynamak en büyük tutkumuzdur" tadinda bir yaklaşım sergilerler adeta.
  • hedefsiz ve çabasız yaşamımda, istediğim olan.
    orada yaşamak.
  • ortalık durulsun diye kışı sabırsızlıkla bekler.
  • kalabalıktan dolayı hiç bir yere gitme isteği olmayan- gidemeyen-, bir an önce sonbaharın gelmesini bekleyen kişidir. ulan nüfusu 38 bin olan ilçe yazın 150 bine çıkarsa yaşanır mı orada.
  • yazi sevmeyen insandir. kis gelsin biz bize kalalim beldenin tadini cikaralim diye bekler dururlar.
  • her yıl misafir ağırlamak zorunda kalan, gelecek misafirleri çakışma olmasın diye takvimle sıraya sokan, yıllık iznini misafir ağırlama programına göre ayarlamak zorunda kalan insandır. senenin 8 ayı kimsece aranılıp sorulmayan, gittiği memleketinde yine kimsece siklenilmeyen ancak yazın başlamasıyla tatili beleşe getirmeye çalışan arkadaş, akraba ve hatta dıdısının dıdısı tarafından kıymete binen insandır. özetle tatil beldesinde çalışmaktan da yaşamaktan da bıkmış olan insandır.

    edit:imla
  • ben en çok oralardaki yaşlılara üzülüyorum. düşünsene çocukluğundan beri mis gibi deniz, kum, güneş ile iç içesin. cennet parçası gibi mekanda büyüyüp sonra talan edildiğini görüyorsun.

    45 sene önce sevgilinle ilk öpüştüğün sahile bakmak için pencereni açıyorsun, 6'şarlı gruplar halindeki abazaların göğüs kılları karşılıyor seni. o suların kıllardan süzülüşü gibi bütün mutluluğu süzülür insanın. varaley varaley diye koşan çocuklar falan.. yazık lan.
  • herkes tatil için orada iken o hep orada olduğu için çalışmak zorundadır , herkes gittiğinde ise orası artık tatil beldesi değildir.
  • sittiğim yazı bir an önce bitsin diye sitemde bulunan insandır. ne arabayı park edebiliyoruz ne bir mekan da oturabiliyoruz filamm filamm...
  • hayallerimden biri. böyle büyük bir bahçesi olan ama kendisi o kadar da büyük olmayan müstakil bir ev. boydan boya kocaman pencereleri var. sahile yürüme mesafesindesin. evde 2 tane köpeğin var. bahçede senin gelmeni bekliyorlar ve kış vakti kimsenin olmadığı o sahilde köpeklerinle doyasıya yürüyüp koşuyorsun. eve geldiğinde içerisi boydan boya kitaplık, kenarda gitar duruyor ve onun yanında ufak bir hoparlör var. pofuduk koltuklar ve kocaman yastıklar. pencereden dışarıya bakınca insan göremiyorsun, sadece yapraklarını dökmüş ağaçlar, üstünde kuşlar ve sokaktaki kediler var. müziği son ses açabiliyorsun, kimse yok çevrende. sonrasında istediğini yap. sessizlik var, huzur var. canlılık istersen gidersin birkaç saatliğine hayatın devam ettiği bir yerlere. ama evindeki huzuru özler yine dönersin. kafamı yastığa koyduğumda duymak istediğim iki sesten biri köpeklerimin parkeye değen pati sesiyle beraber uykuya geçtiklerini haber veren ufak tıslayışları. sonra uykuya daldığını haber veren ekstra bir ses. en sonunda da huzurlu mutlu bir gece. oh be. hayali bile rahatlattı.
hesabın var mı? giriş yap