• bursa düğünlerinin adetidir.
    kimi bursalılarca unutulsa da eski mahallelerde hala devat ettirilmektedir bu gelenek.
    şöyle vuku bulur efem:
    kına gecesi tüm kadınlar kurtlarını döktükten, kına yakıldıktan sonra kız tarafı arabalara dolar. oynaya oynaya damadın evine giderler. damadın evinin önünde kız tarafı tekrar davul zurna ve darbuka eşliğinde oynar. yaklaşık yarım saat 45 dakika sonra damadın bir kadın büyüğü 1 koca tepsi, paket yapılmış tavuklu pilavı dışarı çıkarır. kız tarafı tavuğu alıp eve döner. gelinin tüm akrabaları oturur tavuklu pilavı lüpletir. tam onlar yeme işlemini bitirdikleri sırada bu kez erkek tarafı dayanır gelinin kapısına. damadın arkadaşları akrabaları evin önünde vur patlasın çal oynasın dağıtırlar. bir müddet sonra bu kez kız tarafının büyüklerinden biri bir tepsi baklava çıkarır kapıya. erkek tarafı da baklavaları kapıp damadın evine dönerler. onlarda afiyetle baklavaları mideye indirirler.
  • zurna ve çiftetelli eşliğinde gecenin üçünde uykunuzdan uyanırsınız. sonra anlarsınız ki bir tavuk alma söz konusudur. kızmazsınız, aksine pencereyi açar seyredersiniz komşunuzun ya da tanımadığınız bir ailenin şenliğini. ülkedeki en güzel düğün adetlerinden biridir, umarım hiç bitmez.
  • tavuk alma'da gelin bir yerlere saklanır ve damadın onu bulması gerekir. bulduktan sonra ancak karşılıklı oynayabilirler. ayrıca gelinin arkadaşlarından 2 kız gelinlik ve damatlık giyerek sahte gelin ve damat olur. bunun damadın arkadaşlarından yapanlar da vardır. o daha bir eğlenceli olur.
  • gecenin bir yarısı davul, klarnet ve alkış sesleriyle uyanır, " noluyo ... ?! " diyerek uyanır cama / balkona koşarsınız.
    aklınıza " tavuk alma " gelir, kızgınlığınız geçer. nedendir bilmem daha kızabilenini görmedim bu olaya.

    gece gece akla gelmesinin tek sebebi de şu an bir örneğinin gerçekleşmesidir. evet bu saatte..
    zaten olayı bu..

    tanım; bursa düğünlerinin en anlam verilemeyen, en zamansız ve en kızılamayan adetidir.

    o değil de çok iyi çalıyo adamlar..
  • malesef bu gece olaylı bir tavuk alma olayının şahidiydim. 2 arkadaşımın kına gecesi için fotoğraf çekimini yaptıktan sonra tavuk alma için mahallelerine gittik. hem tavuk almaya katılmak için, hem de fotoğraflarını çekmek için oradaydım. her şey olması gerektiği gibi gürültülü ve eğlenceliydi. erkek tarafının evine gittiğimizde havai fişek de atıldı 10-15 tane. daha sonrasında yarı çıplak bir vaziyette dışarı çıkan bir kendini bilmez, küfürler de ederek bize bağırmaya çağırmaya başladı, camı pencereyi indirdiniz diye. ama öyle bir durum yoktu. zaten orada en az 60-70 kişi vardık. içimizden birkaç büyüğümüz adamı sakinleştirmek için uğraşsa da aynı hırsla bağıra çağıra da olsa evine gitti. daha sonra üst katlardan aşağı biri şişe fırlattı.

    yani sonuçta gece geç saatte de olsa tavuk alma bir gelenek haline gelmiş bir olay. tatsızlık çıkarmadan biraz da sabretmeyi bil de adam. erkek tarafının evine geçerken 3-4 sokak geçtik ve kimse bir şey demedi ve sadece camlarından bakıp gülümsediler. sen de onlar gibi olmasını bil ve sabret. sonuçta insanın hayatında bir kere olan bir şey bu. neyse baklavaları yedikten sonra olayı biraz unuttuk da kendimize geldik.
  • az önce bir yenisine şahit olduğum çok eğlenceli bir bursa adeti.
  • valla kim uydurmuşsa saçma bir adettir.. kına bitince önce kız tarafı gidip tavuk mavuk alıyor, sonra oğlan tarafı gidiyor kız tarafına baklava börek alıyor.. gecenin üçü olmuş; sarhoşu, abazanı, çoluk çocuğu, kaprisli eltisi, çığırtkanı, delisi..

    damat; yapacığınız işi sikeyim ben gidiyorum dese yeridir.
  • aaaa bir bursa'da mı varmış?

    tavuk, baklava dışında rakı, viski ve votka da verilir. genelde baya içki eşlik ettiği için rezillik çıkar bu işin sonucunda. aklı selimler araya girer, iş tatlıya bağlanır. bursa düğünleri biraz da bu adet yüzünden biraz surat asık devam eder. ama iyi dedikodu malzemesi çıkarır.

    küçükken hatırladığım bir tanesi: damat tarafının arkadaşları zil zurna sarhoş olup, pavyondan çift dansöz getirip, kapı önünde dansöz soyunca damadın babası çok kızmış, damat babasıyla kavga etmiş, gelin araya girmiş, damat geline kızmış, kavga etmişler ve nikahtan bir önceki gece ayrılma kararı almışlar ve sonra barışmışlardı.

    ben gülmüştüm, annem de bana kızmıştı.
  • sokayım öyle adete. gecenin 3' ünde beni davulla uykumdan kaldıracaklar ben de sevinip mutlu olup o adeti izleyeceğim? şehirli olamıyorsan şehirde yaşamayacaksın. git köyünde kimden ne alıyorsan al. ne hakkın var gece yarısı en az yarım saat boyunca davul çalmaya? illa yapılacaksan 12' den önce yapılsın, o zaman eyvallah da hastası var, işe gidecek olanı var; gece 2' de 3' te sokakta davul mu çalınır lan?

    ayrıca yeri gelmişken ramazan davulculuğu denen o saçmalık da yasaklanmalı ama türkiye gibi bir ortadoğu ülkesinde zor tabii.
  • dünyanın en saçma adeti olabilir ama bir bursalı olarak en sevdiğim şeylerden birisiydi. -di diyorum çünkü bu adetin bazı raconları vardır.

    temelinde kız ve erkek tarafları arasında tatlı,içki veya sigara alışverişi olan bu adette bazıları çıkıp işin raconunu bozuyor.

    ilk olarak insanların eğlenmesi gülmesi hedeflenen bu adette, her iki tarafın gençlerinden kılık değiştirenler olur. çingene, dede, gelin, koca gibi kılıklara dönüşürler. bu kılık değiştirenler millete şaka olarak takışırlar, gülerler kısacası milleti eğlendirirler.

    ikinci olarak bu adette darbuka ve maniler en önemlisidir. erkek kız tarafına gidince veya kız erkek tarafına gelince söylenen manilerin hepsinde ayrı ayrı anlamlar vardır. yapay ses kullanılmaz. arabadan şarkı falan açılmaz.

    bu adet gecenin bir körü olduğu için yani kına akşamından sonra olur. hazırlanması etmesi derken taraflar genelde gece 1 gibi bu olay vuku bulur.

    kimse gecenin köründe bu sese kızmaz. aksine çıkar balkondan bakar, bazen eşlik eder.

    ancak; bu adetin raconunu bozan insanlar var mesela şu an benim sokağımda. tribün şarkıları söylüyorlar ve arabadan şarkı açmışlar. daha devam ederlerse polisi arayarak şikayet edeceğim. normalde asla kızmayacağım bir şeye kızıyorum. bilmiyorsanız uygulamayın. sırf dikkat çekmek için yapılan anlamsız hareketlere dönüyor sonra.

    sinirlenmişim. neyse.

    ulan ne güzel tatlı tatlı uyuyacaktım! neyse sakinim...
hesabın var mı? giriş yap