• ölü yıkayıcılar'dan bir bölüm. turgut uyar şiiri de denebilir.

    o gece trende sendikalar ve ölüm
    karışık bir akşam gibiydi lokanta vagonunda
    eksik bir tansık ayırıyordu hepimizi
    herkes almanyaya giden bir mektuptu sanki

    -bakın tayyar bey sizin saatiniz kaç?
    olsa olsa yirmibirotuz.
    belki daha fazlasına yoksunuz.

    yaşamak sindirilince oralarda buralarda
    herkes çözümsüz bir baba-oğul
    direnen ve arada ansınan
    kendi kendini hükümleyen, boşlığına
    karbonat, diş macunu, biraz ülser ve gece.
    araya seçimler, karakollar ve sendikalar girince
    düzenin ve korkunun sar'asına tutulan.
    -bakın siz durgunsunuz, çoksunuz

    bir mektup alınca yahut
    kapımız çalınınca
    çok uzaklardan gelen bir sucu gibi
    ellerimiz acır.

    "ölüyü yıkadılar. direnmedi. anısı sürdü.
    tabutu gıcırdadı. zorla götürdük.
    götürdük, el bağladık.
    namazını kıldık. er kişi niyetine.
    çitlembik ağaçlarını gördük."

    iyi ki geldiniz, burada bulundunuz
    her şey öyle uzun, biz soğukuz ve
    öyle solgunuz...
hesabın var mı? giriş yap