• tiyatralmış. mış mı
    uş...
  • tiyatroya özgü, tiyatro gibi anlamlarında. gerçek hayattaki tavırları abartı olan insanlar içinde kullanılabilir. tüm hareketleri insanın gözüne sokacak dolgunlukla sunmaya çalışır haspam.
  • sinemada ve televizyonda göze batar.
  • the tiger lillies, sanatçı tarzı satanist ögelerle dolu grup. teatral, soft psikedelik, yer yer sıkıcı tekdüzelikte. ama her zaman vaadettiği bir şey var: mutsuzluk, zor yaşam. yaşam artık asla önkabullerin yerleşikliğinde olamayacak. söyledikleri doğru, ama her an karşımızda olması, sivrisinek gibi vızıldaması zorlayıcı oluyor. hareketli parçalarında bile aynı vaat geçerli. "drag queen"vari sahne kostümleri var. tersinden keşifle drag queen'lerde demek ki temelde palyaçoluk içeriliyor. bazı parçalarda solist sesini daha inceltip karikatürleştiriyor, o zaman sesindeki üçüncü cinsiyet hali seyrelip, komedi/komik hal almaya başlıyor.

    "metin teatral olarak okunursa iptal olur." marguerite duras - la maladie de la mort

    (bkz: tiyatral), tiyatral vajina
    (bkz: pityatik)
    (bkz: histriyonik kişilik bozukluğu)
  • türk tiyatrosunu iyi kötü kendi çapımda maddi ve manevi olanaklar dahilinde takip ederken ne zaman ki değerli ve güzel insan kenan ışık ibb şehir tiyatrolarında iktidarın siyasi ajandasına dair bir atılım bir hareket olduğunu fark edince ciddi bir pozisyonu olan görevinden istifade ettikten sonra sadece kah basılı dergilerden kah da sosyal medya üzerinden takip ettim

    ne zaman ki andromakhe adlı karakterin paylaştığım serzenişine dair bir solo bir monolog temsiline denk gelince bariz bir şekilde türklerin neden istese de istemese kimi global rolleri canlandırırken mecburen teatral bir çalışma sergilediklerini anlamış bulundum. (bkz: #161685411)

    kısacası karakteri teatral bir rolde arz etmezse mutlaka canlandırılacak olan role kendi kimliğinden olsun yetişmiş olduğu çevrenin kültüründen olsun damla da olsa jest, ses tonu, eda, mimik vb. davranış yansıtabilir ihtimali olduğundan teatral davranarak bu ihtimal ortadan kalkmış oluyor.

    düşünsenize karadeniz veya ege şivesiyle bir antik yunan düşünürünün veya tiyatrosundan bir karakterin konuşması ne kadar göz ve kulağın duyumları sonucunda elde edilen bilgi ışığında dimağımız bunu bağdaştırarak sentezleyemez. haliyle türk gelenek, görenek, yaşam ve davranış biçimlerine dair bir hareketi de tiyatro sahnesinde türk kültüründe yer almayan bir karakterde görmek de bir o kadar sanat zevkine hitap edemiyor.

    benzer bir durum da fantastik edebiyat da teknik olarak var olmayan bir coğrafyada ve dünyada gerçek dünyanın atasözlerinin kullanılmasıdır (bkz: #137928736)
hesabın var mı? giriş yap